TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Harami düzenini onların başına yıkacağız!

"Şimdi, bizler haramilerin, sermaye sınıfının, patronların yarattığı bu düzenin emekçilerin evlerini yıktığını biliyoruz. Onlar evlerimizi başımıza yıktı, biz de bu düzeni onların başına yıkacağız."

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Harami düzenini onların başına yıkacağız!

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) bugünkü basın toplantısı depremde en büyük hasarı alan yerlerden bir tanesi olan Hatay İskenderun’daki Gürsel Mahallesi’nde düzenlendi.

Parti adına basın toplantısında konuşan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek şunları kaydetti:

Değerli halkımız,

Depremde enkaz altında bırakılan halkımız, madende göçüklerin altında bırakılan halkımız, orman yangınlarıyla baş başa bırakılan halkımız, işsizlikle, yoksullukla, geleceksizlikle baş başa bırakılan halkımız…

Bugün basın toplantımızı İskenderun’da, depremin 14. gününde gerçekleştiriyoruz. Size bugün buradan anlatacağımız çok önemli şeyler var. Depremin ilk gününden itibaren bizler, Partimiz, buradayız.

“Halkın yalnız başına bırakıldığını tahmin etmek bizim için hiç de zor değildi”

Afet gibi, salgın gibi toplumun en önemli ihtiyaçlarını karşılayamayan, karşılama niyeti de olmadığı belli olan bir iktidarla yüz yüze olduğumuz için depremin ilk zamanında burada bizlere ihtiyaç olduğunu biliyorduk, halkın yalnız başına bırakıldığını tahmin etmek bizim için hiç de zor değildi. Ancak buraya geldiğimizde tahminlerimizin çok ama çok ötesinde bir tabloyla karşılaştık. Burada can pazarı vardı. Ekiplerimiz önceliğini enkaz altından yurttaşlarımızı kurtarmaya verdi elbette ki. Bizler burada enkaz altındaki yurttaşlarımızın bazılarını kurtarabildik ama bu sevinç daha soğumadan bir sonraki enkazdan artık gelmeyen seslerin olduğunu görünce bu sevinci yaşayamadık bile.

Emekçilerin alın teriyle, dişiyle, tırnağıyla arttırıp bir yuva kurdukları, yaptırdıkları evler peşi sıra saniye saniye birer tabuta dönüştü ve biz çıkardıklarımıza sevinemedik bile. Toplamda 10 il depremden etkilendi, aslında tüm Türkiye etkilendi, ama sanıyorum en fazla Hatay yıkımın, can kaybının olduğu yerlerden biri oldu.

Parti Hatay İskenderun, Samandağ, Antakya, Arsuz; Diyarbakır, Elazığ, Malatya ve Adıyaman’da emekçi halkımızla dayanışma içerisinde

Biz burada öncelikle Hatay İskenderun’da, sonra Samandağ ve Antakya Serinyol’da afet koordinasyon merkezlerimizi hızlıca oluşturduk. Burada okumak istiyorum: Serinyol’da Alazı, Üçgedik, Akhisar, Anayazı, Ekinci, Güzelburç, Günyazı, Büyükdalyan, Zülfühan, Alahan, Yaylacık bölgelerine; Defne’de Yeniçağ, Harbiye, Hancağız, Ballıöz, Gümüşgöze ve Yeşilpınar bölgelerine; Samandağ’da Kurtderesi, Yeni Mahalle, Atatürk Mahallesi, Harbiye, Ekinci, Özerli Mahalleleri, Toygarlı, Kuşalanı, Kanatlı, Tekebaşı, Sutaşı, Mızraklı, Mağaracık, Denizli, Çöğürlü, Değirmenbaşı, Zeytuni, Cemal Gürsel, Küçük Karaçay, Büyük Karaçay mahalle ve köylerine gittik.

İskenderun’da, şu an içinde bulunduğumuz Gürsel Mahallesi, Mustafa Kemal Mahallesi, Karaağaç, Karahüseyinli, Büyükdere, Pirinçlik, Akçalı, Madenli, Gözcüler, Hacıahmetli, Çatallık, Arsuz mahalle ve bölgelerinde öncelikle temel ihtiyaç malzemeleri, gıda malzemeleri, ısıtıcı, battaniye, sıcak gıda dağıtımları yaptık. Bunlar dışında Partimiz bu bölgede, Elazığ’da, Adana’da, Malatya’da ve Diyarbakır’da ulaşabildiği yerlere ulaşmaya çalıştı. Adıyaman’da Ahmet Hoca köyü, Yenimahalle, Yeşilyurt, Börgenek köyü, Kuşkaya köyü, Hacıhalil köyüne, Tut ilçesi ve Gölbaşı ilçelerine tıpkı burada yaptığımız gibi temel ihtiyaç malzemelerini ulaştırdık.

Değerli yurttaşlarımız, içinde bulunduğumuz şu süreçte, depremin 14. gününde resmi rakamlara göre 40 bin yurttaşımız hayatını kaybetti. Yüz binlerce insanın, ailenin evsiz kaldığını biliyoruz. Yüz binlerce yaralımız olduğunu, hala tedavi altında olduğunu biliyoruz. Bu çok ağır bir tablo, biz bu ağır tabloya bakıp ne sadece üzülürüz ne de sadece kızabiliriz.

“AKP İKTİDARINA SORUYORUZ”

Bunun çok ötesinde bizlerin bazı soruları var.

Sormayalım mı şimdi şunu?: 23 yılda toplanan 87 milyar lira deprem vergileri nerede?

Soruyoruz: İmar affı ile gelen 25 milyar 550 milyon 633 lira nerede ve bu miktarı kendi çıkarlarınız için yemeseydiniz kaç bina yenilenir, kaç can yaşardı?

Soruyoruz: Yapı denetimini odalardan alıp özel sektöre neden devrettiniz?

Soruyoruz: Ulusal Deprem Konseyi’ni neden kapattınız?

Değerli yurttaşlarımız,

Aslında soruların cevabı da soruların içinde. AKP iktidarı 21 yıldır halkın ihtiyaçlarını hiçbir zaman öncelemedi ki. Hep sermayenin ihtiyaçları birinci sırada yer aldı. Bakın bu sabah bizzat şahit olduğum bir şeyi anlatmak istiyorum size. Burası deprem bölgesi, burada çocuklar sabah yanımdan geçerken, 9-10 yaşındaki çocuklar, kendi aralarında şunu konuşuyordu; “Eğer bir daha deprem olursa kafamızı korumalıyız ve çökmeliyiz.” Bu depremzede çocuklar travma yaşarken aynı zamanda nasıl önlem alacaklarını, kendi canlarını nasıl kurtaracaklarını düşünüyorlardı. Ama görüyoruz ki koskoca devlet ne deprem öncesi ne deprem sonrasında bu çocukların bile aklına gelen bu önlemlerin hiçbirisini almadı.

“Tehditlerinizi, hakaretlerinizi, gözaltı uygulamalarınızı, siyasi hesaplarınızı usulca bir kenara koyun ve gücünüz yetiyorsa şunu yapın: Acil kamulaştırma.”

O nedenle buradan sesleniyorum: Tehditlerinizi, hakaretlerinizi, gözaltı uygulamalarınızı, siyasi hesaplarınızı usulca bir kenara koyun ve gücünüz yetiyorsa şunu yapın: Acil kamulaştırma.

– Devletin bütçesini yeniden planlayın.

– Başta saray olmak üzere Diyanet’in ve Cumhurbaşkanlığı’nın bütçesini deprem bölgesine verin.

– Bankaların, büyük müteahhit firmalarının, holdinglerin kârlarına el koyun.

– En acil şekilde barınma ihtiyacını sağlıklı ve güvenli, insan onuruna yakışır şekilde karşılayın.

– Ücretsiz elektrik, su, haberleşme, sağlık hizmeti ve iaşe sağlayın.

– Çiftçiye ücretsiz gübre ve tohum dağıtın.

– İnşaat patronlarına hiçbir şey ihale etmeyin. TOKİ’yi yeniden yapılandırın, depremi fırsata çevirmek isteyen inşaat patronlarına geçit vermeyin.

Değerli yurttaşlarımız, acımız ve öfkemiz yarış içerisinde. Basın toplantısına hazırlık notlarımı tutarken, yanımızda gördüğünüz küçük kardeşimiz Mahmut, ki kendisi başından beri buradaki ekiplerimize yardımcı olmaya çalışıyor, küçücük canı ve boyuyla gücü yettiği kadar poşetleri taşımaya çalışıyor, hiç yardıma ihtiyacım yokken yanıma geldi ve dedi ki “Abla yardıma ihtiyacın var mı?”. “Var”, dedim Mahmut, “birazdan bir basın toplantısı yapacağız, emekçi halkımıza sesleneceğiz, söylemek istediğin bir şey var mı, bu konuda senden yardım istiyorum” dedim. Düşündü, düşündü ve dedi ki, “Abla, Parti buradan sakın ayrılmasın”.

Şimdi, bizler haramilerin, sermaye sınıfının, patronların yarattığı bu düzenin emekçilerin evlerini yıktığını biliyoruz. Onlar evlerimizi başımıza yıktı, biz de bu düzeni onların başına yıkacağız. Parti buradan ayrılmayacak çünkü Gürsel Mahallesi’nde acılarını ve öfkelerini bilince çeviren ve Partimize üyelik başvurusu yapan onlarca emekçi var. Burada yüzlerce dostumuz var. Bugün buradaki çalışmamızla birlikte haramilerin düzeninin yıktığımızda, sermayenin düzenini yıktığımızda, evimizi başımıza yıkanların düzenini yıktığımızda Mahmut’a diyeceğiz ki, “Mahmut işte biz yeni geldik.”

Basın toplantımızı burada sonlandırıyoruz, bizi dinlediğiniz için teşekkür ediyoruz.”