"Sınıf mücadelesinin önündeki engelleri aşacağız"

"Sınıf Tavrı olarak sık sık kuşatmadan söz ediyoruz.  Bu kuşatma işçi sınıfının mücadele etmesini engelliyor. Mücadele etmeyen işçi sınıfı ise burjuvazinin en gerici ve faşist partilerine gider. İşçi sınıfı ayağa kalkıp mücadele etmediği sürece bu sarmal devam eder."

Röportaj: Aren Karaelmas

15 Ocak’ta İstanbul’da gerçekleşen Sınıf Tavrı kurultayı sonrası Sınıf Tavrı sözcüsü Kemal Parlak, Manifesto’nun sorularını yanıtladı. Parlak yaptığı açıklamada sınıf sendikacılığı için mücadele edeceklerini ve öncü işçilerin yetişmesi için çalışacaklarını ifade etti.

Geçtiğimiz günlerde tamamlanan Sınıf Tavrı Kurultayı’nın başlığı “Emekçilerin Yüzyılı İçin Ayağa Kalkıyoruz” şeklindeydi. Bu başlığın seçilmesinin özel bir anlamı var mı?

İki nedenle bu başlığı seçtik.

Birimcisi, sermaye partileri sırayla yüzyıl vizyonlarını açıkladılar, onların açıkladıkları yüzyıl vizyonlarında emekçi halkımız adına, işçi sınıfı adına her hangi bir şey yok, olamazda. Onların yüzyılında, sermaye sınıfının, emperyalistlerin çıkarları var. Patronların, emperyalistlerin değil emekçilerin yüzyılı olmalı.

İkincisi, kurultayda da belirttik söyledik insanlık büyük bir yol ayrımında, orta yol, ara yol yok, sömürü düzeni, kapitalizm insanlığı felakete sürüklüyor. Ya insanlık felakete sürüklenecek, ya da işçi sınıfı ayağa kalkıp, bu akıl dışı sömürü düzenine son verecek. Bu yüz yılın insanlığın kurtuluşunun yüz yılı olmalı.

Seçimlere giderken işçi sınıfının hak mücadelesinin yükselişi ne durumda, düzen partileri bu hak mücadelesini ne derece konsolide edebiliyor?

İçinden geçtiğimiz süreçte işçi sınıfının hak arayışı mücadelesinde bahis edemeyiz. Büyük bir hak arayışı mücadelesi olmamakla beraber, sınıfın çeşitli bölmelerinde zaman zaman hak arayışları oluyor ama bunlar lokal düzeyde kalıyor. Elbette ki bunlar büyük bir mücadelenin ipuçlarıdır, işaretleridir. Bu eylemler zaman zaman kazanımla sonuçlansa da, sınıfın toplamı sahiplenmediği sürece, yani toplumsallaşmadığı zaman sınıf mücadelesi karakterine bürünmüyor.

Hak arayışı mücadelesinin önündeki büyük engellerden biride düzen partileridir, buna konsolide demeyelim kuşatma diyelim. Sınıf Tavrı olarak sık sık kuşatmadan söz ediyoruz.  Bu kuşatma işçi sınıfının mücadele etmesini engelliyor. Mücadele etmeyen işçi sınıfı ise burjuvazinin en gerici ve faşist partilerine gider. İşçi sınıfı ayağa kalkıp mücadele etmediği sürece bu sarmal devam eder.

Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde Sınıf Tavrı olarak önünüze koyduğunuz hedefler nelerdir, bunlardan bahsedebilir misiniz?

Kurultayımızı tamda bu nedenle topladık. Ekonomik krizin işçi sınıfına, emekçi halkımıza yansıyan faturası çok ağırlaştı. Bu kriz devam edecek, eğer işçi sınıfı mücadele etmezse kendisine yansıyan faturada daha fazla ağırlaşacak. Sınıfın mücadele etmesi ve yeni mücadele kanallarının açılması için Sınıf Tavrı öncülük görevini yerine getirecektir. Kurultayda bu doğrultuda önemli karalar aldık. Sınıf dostu aydınlarında katkılarıyla sınıfa seslenen süreli bir yayın çıkartacağız. Alo İşçi Dayanışma hattını daha etkili olacağı şekilde yeniden planlayacağız. Türkiye’nin dört bir köşesinde işçi okullarını gerçekleştireceğiz.  Bileşenlerimiz olan İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası, Avukatlar Sendikası, Bağlantıyı Kes Hareketi, Sınıf Tavrı Emekliler Platformu, İlerici Kadınlar Derneğini daha etkili olacakları çalışmalar planlanacak. Ülkenin dört bir yanında iş yeri ve sektörel komiteler kurulacak. Sınıf yoğun olduğu kentlerde Sınıf Tavrı lokalleri açılacak.

Sınıf sendikacılığının güçlenmesi için mücadele eden tüm odaklarla dayanışma içerisinde olacağız. Sınıf mücadelesi önündeki yasal ve fiili engellere karşı büyük bir mücadele başlatacağız.

Yeni öncü işçi kuşağının yetişmesi için gereken çalışmaları yürütüp buna uygun zemin yaratacağız.

AKP’nin 20 yıllık iktidarında işçi sınıfına yönelik saldırılarına karşılık, işçi sınıfının önüne koyması gereken hat sizce nedir?

12 Eylül 1980 darbesiyle başlayan sınıfa saldırı AKP’nin iktidarıyla daha da derinleşti. AKP döneminde hat safhaya ulaştı. İşçi sınıfı hem kaybettiği kazanımlarını yeniden almak hem de yeni haklar talebiyle mücadele etmelidir. Mücadele ettiğinde AKP’nin de diğer sermaye partilerinin de bizim dostumuz olmadıklarını görecekler.