İkinci ‘Yetmez Ama Evetçilik’ katarı!

Yetmez Ama Evetçilik bir hata değil, suç ortaklığıdır! Bugün AKP’ye karşıysan, karşı olduğun gerekçeler nedeniyle, Yetmez Ama Evetçilere de karşı olman gerekmez mi? Karşı-devrim saflarında bulunanlar bugün başka hesaplar içindeler.

Birincisi, 2010 referandumunda idi. ‘Yetmez Ama Evet’ diyerek, 1923 Cumhuriyeti’ni vesayet rejimi olarak kodlayıp AKP eliyle kurulan rejime büyük paye biçmişlerdi. Anayasa değişikliğine evet oyu vererek, AKP-FETÖ rejimine payanda oldular. Akıl verdiler, meşruiyet kattılar, yol açtılar, destek oldular. Sonrası biliniyor. Kumpas davaları, Cumhuriyetçilerin tasfiyesi, İlhan Selçukların, Türkan Saylanların, Barışların tutuklanması… FETÖ darbe yaptı, sonrasında AKP darbesi yaşandı. Kurulan; tarikatların, çetecilerin, mafyanın ve Diyanet’in kolonlarını oluşturduğu istibdat rejimi oldu.

AKP-FETÖ-MHP rejimi, ülkeyi geriye götürdü. Cumhuriyet’le hesaplaştılar, Cumhuriyet’i, laikliği yıktılar ve bütün kazanımları ortadan kaldırdılar.

Bugün herkes AKP karşıtı kesilmiş durumda. Sanki geçmişte yaşananlar bir hataymış gibi bugün sütten çıkmış ak kaşık misali yeniden siyaset sahnesinde peydahlandılar. Liberaller için söylenen bir söz var: Onlar kendilerini “ana rahmine hep haklı düşmüşlerdir diye görürler” diye. Üstten bakarlar, akıl verirler, “Beyaz Türklerin entellektüelidirler”. Sanki hiç yanılmazlar.

Şimdi yeni bir tür daha türedi: Yetmez Ama Evetçi sosyalistler. Onlar da kendilerini hep “ana rahmine hep solcu olarak düştüklerini” zannediyorlar. Yetmez Ama Evetçilerle ittifak yaparlar, hatta bazıları “yoldaşlık” ederler, ama biz solcuyuz edebiyatı yapmaya devam ederler. Geleceğiz…

Ama Yetmez Ama Evetçilik, teorik, ideolojik, politik ve tarihsel olarak büyük bir yanılgıydı. Yetmez Ama Evetçilik bir hata değil, suç ortaklığıdır! Bugün AKP’ye karşıysan, karşı olduğun gerekçeler nedeniyle, Yetmez Ama Evetçilere de karşı olman gerekmez mi? Karşı-devrim saflarında bulunanlar bugün başka hesaplar içindeler.

Ortada akıl makıl yokmuş! AKP gerici diktatörlüğünün önünü açanlar, bugün yine akıl vermeye devam ediyorlar. Sol, Kürt siyasetinin bir “dekorasyonuymuş”. Bunu diyen kaç yıldır yurtdışında yaşayıp apar topar Türkiye’ye gelip ayağının tozuyla ilk demeci bu olan tescilli liberal Yetmez Ama Evetçi Cengiz Çandar, bugün HDP/Yeşil Sol’un Diyarbakır adayı! Bir diğer aday Hasan Cemal. Erdoğan’ın uçağından inmezdi. İstanbul’dan Yeşil Sol adayı.

Geri kalan Yetmez Ama Evetçiler ise sıraya girmiş, Yeşil Sol ve TİP güzellemesi yaparak akıl dağıtmaya, seçim aritmetiği üzerine ahkam kesmeye devam ediyorlar…

Liberallerin ya da Yetmez Ama Evetçilerin belirgin siyasal özelliği nedir? Mandacıdılar; demokrasiyi ve özgürlüğü AB emperyalizminde ararlar, ABD’nin emperyal siyasetinin Truva atıdırlar. Sermaye sınıfıyla dertleri yoktur, laikliği sevmezler, Cumhuriyet’i yanlış bulurlar. Onlar numaracı cumhuriyetçidirler.

Bugün ülkemiz siyasetinde ikinci bir Yetmez Ama Evet dalgası esmektedir. Yeşil Sol Parti, zaten Yetmez Ama Evetçilerin kümelendiği bir parti idi, bugün HDP’nin ve peşine taktığı solun yeni çatısı. Mesele sadece HDP’nin kapatılmasına karşılık bir yedek parti görevi üstlenmek değil. Özü itibariyle HDP’nin politik yolunun da buluştuğu bir adrestir Yeşil Sol. Önce sosyalizmden vazgeçtiler şimdi de radikal demokratlıktan liberal demokratlığa geçiş süreci yaşıyorlar. Neden? Ülke siyasetinde yeni bir dönemin açılacak olması, hesapları da değiştiriyor. Cengiz Çandarların apar topar gelmesi, CHP listelerinde solcu bilinen isimlerin budanması, Yeşil Sol listelerinde yurtsever isimlerin daha az yer alması tesadüf görülebilir mi?

İkinci bir Yetmez Ama Evet dalgası yükseliyor. Bunun bir diğer boyutu da Türkiye sosyalist hareketinin bir kısmının, Yeşil Sol’a, adaylarına ve Kürt siyasetinin tercihlerine Yetmez Ama Evet demesidir. Arkadan geliyorlar. Liberaller, AKP’ye yetmez ama evet demişti, şimdi Millet İttifakı’na yetmez ama evet derken, Türkiye sosyalist hareketinin bir dizi unsuru da Yetmez Ama Evetçilere, HDP’ye, Yeşil Sol Parti’ye yetmez ama evet demektedir. Bunun politik sonucu ise açıktır: Yetmez Ama Evetçilerle aynı listelerde bulunmak, ittifak yapmak. Yetmez Ama Evetçiler için oy isteyecekler. İster Yeşil Sol listelerinden aday gösterilen sol olsun, ister yandan destekçi TİP olsun! İkinci Yetmez Ama Evetçi dalgaya Türkiye sosyalist hareketinin bir dizi unsuru da kapılmış durumdadır.

Ama onlar, “biz ana rahmine sosyalist düştük” tezine sarılacaklar. Seçim geçsin, milletvekili seçilelim, barajı HDP oylarıyla bir aşalım, sonra bakalım diyeceklerdir. “Ne yapalım, seçim aritmetiği, ilkeleri geriye çekmeyi gerektiriyor, biz de faydalanacağız, marjinal siyasetten bıkmadınız mı?” diyecekler. Akılları karıştıracaklar.

Ama bilinmelidir ki, benzeyenler yan yana geliyor. Her yan yana geliş, benzeyenleri daha da benzeştirecektir. “Biz liberal virüse bağışığız” diyenlere verilecek yanıt bellidir: Siyasette bağışıklık genetik olabilir mi? İttifaklar ve ortaklıklar eğer ihale ortaklığı değilse, siyasi ortaklıktır, bunun da siyasi sorumluluğu ortadadır!

İkinci bir Yetmez ama evet dalgası yükseliyor. Bunun bir diğer üçüncü boyutu ise düzenin restorasyonuna evet denmesidir. Özcesi, Millet İttifakı’na, Kılıçdaroğlu’na “Yetmez ama evet” denmektedir. Emek ve Özgürlük İttifakı, HDP, TİP, liberaller tam da bunu söylerken, bu rüzgârın sosyalist hareketin daha geniş kesimlerini etkilemesi, Türkiye sosyalist hareketi açısından düşündürücüdür. Ortadaki tablo ise birinci Yetmez Ama Evet döneminde AKP’nin onaylanması iken bugün kapitalist Türkiye’nin restorasyonunun onaylanmasıdır.

İkinci bir yetmez ama dalgası yaşanıyor. Bunun dördüncü boyutu ise Yetmez Ama Evetçilere, Kürt siyasetine eleştirel yaklaşım içinde bulunan sosyalistlerden geliyor. Onlar da Yetmez Ama Evetçilerle omuz omuza duran TİP’e yetmez ama evet demeye başladılar. “Tamam, haklısınız ama, solun sesinin geniş kesimlere duyurulması için TİP bir alan açtı, bu yüzden yetmez ama evet” demektedirler.

Seçimler bir kez daha akılları karıştırdı. Seçim aritmetiği üzerine kurulan siyaset, solun kırmızı çizgilerini delik deşik ediyor. Aritmetik siyaset; ilkeleri, programı ve devrimci siyaseti geriye çekerken, Türkiye sosyalist hareketinin buna teşne bazı bölümlerini liberalizme daha da çok yaklaştırıyor. Benzeyenlerin yan yana geldiği ittifaklar siyaseti, önümüzdeki dönem yan yana gelenleri daha fazla benzeştirecektir. NATO’nun genişlemesine hayır dememeyi açık olarak savunan HDP’yle itttifak yapan solun NATO karşıtı tek bir iş yapmaması nasıl açıklanabilir? Şeyh Sait’in torunlarının aday gösterilmesine sessiz kalarak laiklik nasıl savunulabilir? Emperyalist finans merkezlerinden “temiz para buldum” diyen Millet İttifakı’na açıktan destek nasıl izah edilebilir? Yetmez Ama Evetçi mandacılarla yan yana düşmek nasıl içe sindirilebilir?

Devrimci siyaset unutulmuş, milletvekilliği koltuğu için ilkeler ayaklar altına alınmıştır. Çünkü hesaplar başka. Ülkenin önümüzdeki dönem yaşaması kuvvetle muhtemel restorasyonu bir kez daha sermaye devletinin yeniden yapılanmasına hizmet ederken, sol adına yola çıkanlar da bu yolda dizilecektir. Kimlerin CHP kapısını aşındırdığını, kimlerin Saraçhane’de CHP otobüsünün üzerine çıktığını çok iyi biliyoruz.

Buradan devrimcilik çıkmaz. Buradan solculuk çıkmaz! Sol sermaye karşıtlığıdır, laikliktir, anti-emperyalizmdir, kamuculuktur! Hem Çandar’a oy isteyeceksin, yan yana duracaksın hem de solcu olacaksın!

Bugün solcuların bir kısmı başı dik dik geziyor. Boyunlarına kadar Yetmez Ama Evetçiliğe, Çandarcılara, liberalizme, CHP’ciliğe battığı için!

Tablo açık. Herkes bir sonrakine yetmez ama evet demektedir. Sosyalistler ve solcuların bir kısmı TİP’e; TİP ve EMEP başta olmak üzere ve bir dizi sosyalist güç Yeşil Sol’a ve Cengiz Çandarlara, Yetmez Ama Evetçilere; Yeşil Sol, HDP, Çandarlar ve daha geniş bir kesim ise Millet İttifakı’na yetmez ama evet, CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı da yettiği kadar diyor. Sermaye sınıfı, sermaye devleti, kapitalizm ve düzen ise yeter de artar bile demektedir!

Ne sihirli bir kelimeymiş! Yetmez diye diye evet demek ne büyük maharetmiş! Sermaye düzeninin restorasyonuna yetmez ama evet katarı dizilmiş durumda.

Biz başkayız; Yetmez Ama Evetçilerle hesaplaşılmadan AKP ile hesaplaşılamayacağını, düzenle hesaplaşılamayacağını biliriz. Yetmez Ama Evetçilerle yan yana gelmekten, sermaye düzenine onay vermekten ve açık açık oy istemekten utanırız, sıkılırız!