"İçinde yaşadığımız felaket düzenini ortadan kaldırmak için mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor"

"Bu hedeflerimize ulaşmak, içinde yaşadığımız felaket düzenini ortadan kaldırmak için de mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor. Yaşadığımız felaket bize bunu ortadan kaldırmak, her türlü acının ve yıkımın üstesinden gelmek için en önemli şeyin örgütlü bir güç haline gelmek olduğunu bir kez daha gösterdi."

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, İlerici Kadınlar Derneği (İKD) Genel Başkanı Umut Kuruç, Gazete Manifesto’ya değerlendirmelerde bulundu. “Biz, bağımsız, egemen bir ülkede, çocuklarımızın istismar edilmediği, korkmadan, gelecek kaygısı taşımadan ‘yarın aç mı kalırız?’ ‘yarın ölür müyüz?’ diye düşünmediğimiz bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bunun için de kaynakların eşit dağıtıldığı, planlı, devletçi bir düzen istiyoruz. Bunların sağlanabilmesi için amasız fakatsız laiklik istiyoruz.” diyen Kuruç şunları kaydetti:

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bu yıl depremle birlikte ortaya çıkan felaketin sonuçlarını yaşayarak karşılıyoruz. On binlerce insanımız hayatını kaybetti. Milyonlarca yurttaşımız ise hem yakınlarını hem yaşam kaynaklarını kaybetti. Acılı ve öfkeliyiz.

Yaşanan felaket bir yandan yolsuzlukları ortaya çıkarırken bir yandan da devletin onlarca yıl boyunca nasıl bir dönüşüm geçirdiğini, Cumhuriyet kurumları tasfiye edildikçe insan hayatının hiçe sayıldığı Osmanlı özentisi nasıl bir yapının kurulduğunu gözler önüne serdi.

Yurttaşlığın tebaayla ikame edilmeye çalışıldığı, bütün ülke kaynaklarının sermayeye, mafya çetelerine ve cemaatlere aktarıldığı bir rejimde halkın payına düşen yoksullukla, afetlerle, salgın hastalıklarla kırılmak. Emperyalist projelerde halk çocuklarının kanlarının pazarlık malzemesi haline geldiği, çocuklarımızın, gençlerimizin tarikat ve cemaatlerin karanlığına teslim edildiği, her gün kadınların katledildiği, işçilerin iş cinayetlerinde öldürüldüğü bir rejim. İşte sermaye düzeninin bugünkü ihtiyaçlarını karşılayan rejimdir bu.

Bunların tamamının neye tekabül ettiğini tek bir cümleyle kendileri ifade ettiler: Kader Planı!

Bunun kader planı değil, sermaye planı olduğu açık değil mi? İKD olarak bütün bu sonuçları doğuran rejimi de bu rejime ihtiyaç duyan sermaye düzenini de reddediyoruz.

Biz, bağımsız, egemen bir ülkede, çocuklarımızın istismar edilmediği, korkmadan, gelecek kaygısı taşımadan ‘yarın aç mı kalırız?’ ‘yarın ölür müyüz?’ diye düşünmediğimiz bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bunun için de kaynakların eşit dağıtıldığı, planlı, devletçi bir düzen istiyoruz. Bunların sağlanabilmesi için amasız fakatsız laiklik istiyoruz.

Bu hedeflerimize ulaşmak, içinde yaşadığımız felaket düzenini ortadan kaldırmak için de mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor. Yaşadığımız felaket bize bunu ortadan kaldırmak, her türlü acının ve yıkımın üstesinden gelmek için en önemli şeyin örgütlü bir güç haline gelmek olduğunu bir kez daha gösterdi.

O yüzden bütün kadınları bu yıl bir kez daha mücadele günümüz olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde mücadeleyi ve örgütlü gücümüzü büyütmeye çağırıyorum.”