"Dört kat izni verilen yerde 14 katlı binalara onay verildi"

Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi’nin, depremle ile ilgili hazırladığı raporda, kentte birkaç yıl önce sadece dört kat için izin verilen alanlarda 14 katlı binaların yapıldığı ve buna onay verildiği belirtildi.

Kahrmanmaraş Mimarlar Odası, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kenti etkileyen depreme ilişkin rapor yayımladı. Raporda yurttaşların eşi benzeri görülmemiş bir dayanışma sergilendiğine dikkat çekilerek“Son aktarılan verilere göre Kahramanmaraş’ta 1956’sı merkezde, 1500’ü Elbistan’da, 1448’i Pazarcık’ta, 732’si Türkoğlu’nda, 43’ü Afşin’de olmak üzere toplam 6799 yıkılan ve acil yıkılması gereken bina var. Bu büyük felaket sonucunda Kahramanmaraş’ta her 10 aileden 3’ü evsiz kaldı” denildi.

Kahrmanmaraş İnşaat ve Jeoloji Mühendisleri Odaları İl Temsilciliklerinin 26 Ocak 2020’de birlikte düzenlediği deprem çalıştayın anımsatıldığı raporda, “Özellikle Kahramanmaraş kent merkezindeki yapı stokunun depreme hazırlıklı olmadığını, acilen İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu’nun deprem ile ilgili alt komisyon oluşturulması ve STK’larla birlikte daha etkin hale getirilmesi gerektiğini, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinde Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Başkanlığının oluşturulması ve aktif olarak çalışmalar yapması gerektiğini bu rapor ile yerel belediyelere ilettik. Maalesef 6 Şubat 2023 tarihine kadar deprem Kahramanmaraş’ın önceliği olamadı” ifadelerine yer verildi.

Raporda şunlar kaydedildi:

“Özellikle Kahramanmaraş kent merkezindeki yapı stokunun depreme hazırlıklı olmadığını, acilen İl Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu’nun deprem ile ilgili alt komisyon oluşturulması ve STK’larla birlikte daha etkin hale getirilmesi gerektiğini, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nde Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Başkanlığı’nın oluşturulması ve aktif olarak çalışmalar yapması gerektiğini bu rapor ile yerel belediyelere ilettik. Maalesef, 6 Şubat 2023 tarihine kadar deprem Kahramanmaraş’ın önceliği olamadı.

Birinci derece deprem bölgesi olan Kahramanmaraş’ın 1/1000 imar planı oluşturulurken bugün tartıştığımız zemin değerleri ve fay hattının geçtiği alanlar, ilgili idareler tarafından bilinmiyor muydu?

Özellikle Kahramanmaraş merkez, Trabzon caddesi, Doğukent, Boğaziçi ve Üniversite bölgesinde 16 kat imar verilen bölgelerde karşılaştığımız yıkımın sorumlusu, bu imar planlarının oluşturucuları değil midir?

Çok değil birkaç sene önce dört kat izni verilen alanların 14 katlı imar izinleri hangi bilimsel gerekçelere dayanarak onaylandı? Fay hatları üzerine yeni binalar yapılmaması için uygun imar alanlarının üretilmesi neden bu şehrin önceliği olamadı? Yaşadığımız bu büyük afetin felakete dönüşmesinin sebebi yanlış kentleşmedir.

Depremden sonraki ilk dakikalarda sevdiklerinin sesini duyabilenler, iyi olduğunu teyit edebilenler şanslıydı. Çünkü sonraki iki gün boyunca iletişim kurmak mümkün olmayacaktı. Şubemizin iletişim ağına internetin çektiği nadir anlarda mesajlar gelmeye başlamıştı.

Yönetim Kurulu grubumuzun büyük bir çoğunluğunun ikamet ettiği Binevler bölgesinde, yapı stokunun büyük bir çoğunluğu 2005 sonrasında yapılan binalardan oluşuyor. Bu sebeple bu bölgede Kahramanmaraş merkeze nazaran daha az yıkım vardı. Bu bölgede yer alan enkazların başlarında ilk  gün kendi çabaları ile sevdiklerini kurtarmaya çalışan vatandaşlar dışında bir yardım ekibi bulunmamaktaydı. Depremin ilk saatlerinde sahada olan tek yardım ekibi, kendileri de birer depremzede olan askeri personeldi. Askeri personel desteği ise ilk 24 saatte tamamen bir yıkım sahasına dönüşen Kahramanmaraş merkez için yetersiz kaldı… Bazı enkazlara insanlar kendi imkanları ile tuttukları kepçelerle müdahale etmeye çalışıyorlardı.

lk depremde üç binanın yıkıldığı Elbistan ve Afşin ilçelerinde ikinci depremden sonra çok büyük bir yıkım olduğunu öğrendik. Sabah saatlerinde yaşanan depremden sonra Kahramanmaraş merkeze yardım için kepçe ve ekipmanları ile beraber yola çıkan, içerisinde Afşin temsilcimizin de bulunduğu yardım ekipleri ikinci depremden sonra kendi evlerinin, mahallelerinin yıkıma uğradığını öğrendiler. Afşin de kalan ilk ekip ikinci depremden hemen önce Yeşil Evler’deki tüm blokların tüm dairelerin zillerini çalmış ve bu bloklara girilmemesi ve boşaltılması konusunda uyarı yapmışlar. Tüm bu çalışmaya rağmen ikinci depremde 30 bloktan oluşan Yeşil Evler tamamen yıkıldı ve bu evlerde yaklaşık 80 vatandaşımızı kaybettik.”

İlerleyen günlerde sahada cenazelerin açıkta kalmasından ve çöplerin toplatılmamasından kaynaklanan hijyen problemleri ortaya çıkmaya başladı. Çadır kentlerde yer alan tuvalet alanlarında dahi büyük bir hijyen problemi hakimdi. Şebeke suyuna pis su karışması sebebi ile depremden kurtulup çadır kentlerde konaklamaya başlayan, yakınlarının cenazelerini bulmak için sahada olan vatandaşlar ciddi bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kaldılar. Bugün depremin üzerinden 20 gün geçmiş olmasına rağmen şebeke suları hâlâ kullanılacak durumda değil. Bu problemin bir an önce çözüme kavuşması gerekmektedir.

12 Şubat 2023 tarihli kriz masası toplantısında İçişleri Bakanı Sn. Süleyman Soylu ve Çevre Şehircilik Bakan Yardımcısı Sn. Fatma Varank önderliğinde Kahramanmaraş yapı stoğunun depremden sonraki durum tespiti ile alakalı bir sunum gerçekleştirildi. Mevcut yapılar ağır hasarlı, acil yıkılması gereken, orta hasarı ve az hasarlı olarak sınıflandırılmaya başlanmıştı. Sahada bu sınıflandırma için dolaşan teknik personellerin aktardığı verilere göre Kahramanmaraş’ın merkez ilçelerinde (Onikişubat, Dulkadiroğlu) toplam 10 bin 986 konut yıkılmış, 33 bin 583 konut acil yıkılacak bina olarak, 10 bin 916 konut orta hasarlı bina olarak gruplanmıştı. Maraş genelinde toplam 580 bin bağımsız bölümün 486 bin 776’sının hasar tespit çalışmalarının tamamlandığı ve 81 bin 695’i konut, 17 bin 634’i ticari birim olmak üzere 99 bin 329 bağımsız bölümün kullanılamaz hale geldiği aktarıldı. Bu sayıya 115 bin 846 orta hasarlı bağımsız bölümler eklendiği takdirde Kahramanmaraş yapı stoğunun yaklaşık yüzde 23’ünün kullanılamaz hale geldiği görünmektedir.

Bu sunuma göre, Kahramanmaraş merkezde yaklaşık 55 bin 485 konut ihtiyacı var. Belirlenen yedi bölgenin altyapı ve imar durumları hakkında üst ölçekten bir inceleme yapılmış.

Bu yedi alanın her birinin zemin etütlerinin yapılmış olduğu belirtildi. Ancak istişare toplantısına katılım sağlayan jeologlar bu alanlarda da fay hattı olduğunu ayrıca inşaat mühendisleri yaşanacak artçı depremlerin yeni yapılacak konutlara zarar vereceğini ve beton prizlenme süresinde ciddi çatlak ve tahribatların olabileceğini ifade ettiler. İstişare toplantısının katılımcılarındaki genel kanı şehrin kuzeyinde Ahir dağı eteklerinde yer alan bölgelerin zemin değerlerinin güneyinde yer alan ovalardan daha iyi durumda olduğu, bu sebeple bu yedi alanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde idi.

Konut alanlarının valiliğe olan mesafeleri kent merkezini diri tutmak için oldukça sıkıntılıdır. Kent yaşayan, canlı bir organizmadır. Birbiri arasında bağlantı bulunmayan merkezden kopuk konut alanlarının kurulması halinde şehrin hem sanayi bölgelerinin hem kamu kurumlarının hem de ticaret alanlarının sağlıklı işlemesi mümkün olmayacaktır. Uzun vadede ülkemizde imara açılan her alanda görüldüğü üzere uzak mesafedeki alanların her biri merkez ile birleşmeye çalışacaktır. Bu problem ileriki yıllarda yine uygunsuz zeminlerde, plansız yapılaşma riskini arttıracaktır.”