Çocuk işçiler

Türkiye’de kayıt dışı ekonomiye dayanan neoliberal düzen çocukları ucuz işgücü olarak kullanıyor.

Bir çocuk hakkı ihlali olan çocuk işçiliği, çocukların sağlığı, eğitimi, gelişimi ve refahı için önemli bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çocuk işçilik kavramını “çocukları, çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren işlerde çalıştırmak olarak tanımlıyor.

Çocuk işçiliğini yaratan sosyoekonomik ve kültürel bir çok etmen var. Bunları yoksulluk, yetişkin işsizliği, çocuk iş gücü talebi, göç, gelenek ve eğitim gibi başlıklarla ilişkilendirmek mümkün. Ayrıca yasal düzenleme ve denetim eksiklikleri de sorunun önemli bir parçası[1].

Türkiye özelinde baktığımızda yoksulluk, sosyal güvence yetersizliği ve kayıt dışı ekonomi çocuk işçiliği sorununda belirleyici etmenler olarak öne çıkıyor. Zaten ülkedeki istihdamın yaklaşık üçte biri kayıt dışı sektör tarafından karşılanıyor. Dolayısıyla denetimden uzak bir alanda çocuk hakları ihlallerini önlemek kolay olmuyor.

Öte yandan 4+4+4  eğitim sistemi başta olmak üzere çıraklık ve stajyerlik uygulamaları gibi çok sayıda düzenleme çocukları okuldan koparıp iş ortamına itiyor. 2022 yılı SGK verilerine göre Türkiye’de 2 milyon çırak ve stajyer bulunuyor[2].

Aileler ise erken yaşta sorumluluk kazandırma gerekçesine dayanarak çocukları çalışmaya yönlendiriyor. Gelenek haline gelen bu durum, evde çocuğun maddi katkısına gereksinim duyulduğunu gösteriyor. Gerçekte gelir yetersizliği ya da yetişkin aile bireylerinin işsiz kalması çocuğun çalışmasını zorunlu kılıyor.

ÖLÜMÜNE ÇALIŞTIRILMAK

TÜİK’in son verilerine göre ülkemizde 5-17 yaş arasında 720 bin çocuk işçi var. Bunlardan bir kısmı elverişsiz iş ortamlarında çeşitli tehlikelerle karşılaşıyor. Örneğin çocuk işçilerin yüzde 12,9’ unun aşırı sıcak-soğuk ya da aşırı nemli-nemsiz ortamlarda çalıştığı, yüzde 10,8’ inin kimyasal madde, toz, duman veya zararlı gazların tehdidi altında bulunduğu saptanmış. Çocuklardan yüzde 10,1’ inin ağır yük taşıyarak bedenini zorladığı, yüzde 10’ unun ise gürültüye veya şiddetli sarsıntıya maruz kaldığı belirlenmiş. TÜİK’e göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı geçen yıl yüzde 16,4 iken bu yıl artış gösterip yüzde 18,7’ye  ulaşmış. Yani Türkiye’de her 5 çocuktan biri çalışmak zorunda[3].

Ülkemizde sokakta çalışanlar da dahil olmak üzere çocuk işçilerin yüzde 45,5’i hizmet sektöründe, yüzde 30,8’ i tarım sektöründe yer alıyor. Geri kalan yüzde 23,7’ si ise endüstriyel imalatta, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde istihdam ediliyor[4].

MEB’in resmi verilerine göre 2022 yılında eğitim çağında bulunan 1 milyon 124 bin Suriyeli çocuğun yüzde 35′ i okula gidememiş. Genelde mülteci çocukların iş gücü piyasasında sömürüye ve istismara en açık grup olduğu görülüyor[5].

Patronlar ve yetişkin işçiler tarafından şiddete uğrayan çocukların bir kısmı iş cinayetlerine kurban gidiyor. 2022 yılında en az 81 çocuğun yaşamını yitirdiği belirtiliyor. İş cinayetleri en çok hak ihlali yaşanan alanlardan biri olan mevsimlik tarım işçiliğinde sıklıkla görülüyor. Tarım işçisi çocuklar barınma, eğitim, sağlık, beslenme gibi hak ve hizmetlere erişemiyor. Her yıl özellikle yaz aylarında çok sayıda tarım işçisi çocuk iş cinayetlerinde ölüyor[6].

ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ

ILO, ilan ettiği 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nde “çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak için evrensel sosyal koruma” temasıyla her yıl kapitalist dünyaya çağrı yapıyor. ILO’nun yanı sıra UNICEF de çocuk işçiliğine son vermek  için öncelikle herkesin sosyal güvenceye kavuşturulmasını salık veriyor. Bu bağlamda ailedeki yetişkinlerin istihdam güvencesine sahip olması büyük önem taşıyor. İstihdamda cinsiyetçi bakış açısının terk edilmesi, çocuğun erken yaşta çalışmasını normalleştiren geleneksel tutumun değiştirilmesi isteniyor. Çocukların örgün eğitimden kopmaması için sosyal destek sağlanması, koruyucu yasal düzenlemelerin yanı sıra etkili denetim mekanizmalarının devreye sokulması öneriliyor.

UNICEF, ülkemizdeki çocuk işçiliğinin sonlandırılması hedefiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler ile işbirliği programları yürütüyor. Hükümet, 2017-2023 Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı kapsamındaki taahhütüne göre sokaktaki ya da ağır ve riskli işlerdeki çocuk istihdamını önlemekle yükümlü. Bu taahhütname, çocukların tarımda aile işleri dışında ücret karşılığı çalıştırılmasını sonlandırmayı da içeriyor. Ne var ki TÜİK’in güncel verileriyle AKP Hükümeti’nin taahhütlerini hangi oranda yerine getirdiğini saptamak olanaksız. Çünkü açıklanan veriler Türkiye’deki mülteci çocukların işgücündeki payını yansıtmıyor. Dolayısıyla kayıt dışı istihdam nedeniyle çocuk işçi sayısının daha da artmış olabileceği öngörülüyor[7].

Ülkemizde kayıt dışı ekonomiye dayanan neoliberal düzen çocukları ucuz işgücü olarak kullanıyor. Kamucu anlayıştan uzaklaşıldıkça aileler sosyal güvencelerini yitiriyor. İşsizlik, yoksulluk gibi sistemik krizler başa çıkılması gereken bireysel sorunlarmış gibi topluma empoze ediliyor. Hoyrat sermaye düzeni, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere tüm insan hakları ihlallerine ortam hazırlıyor.

Dünyada ve Türkiye’de çocuk haklarını gözeten anlayışın egemen kılınması için devrimci bir siyasi irade gerekiyor. Sermayenin insafına bırakılan reformcu çözümlerle çocuk işçiliğini önlemek olanaklı değil. Ne 23 Nisan, ne de 1 Mayıs…

Ne yazık ki çocuk işçilerin kutlayacak bayramı yok!

Bugünün notu:  Yaşasın 1 Mayıs… Kahrolsun emek düşmanları!

[1] Tolga Gül, Mustafa Öztürk, Çocuk İşçiliğinin Nedenleri Üzerine Kavramsal Bir Çalışma, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl: 2020/12, Sayı:38, s.130-148

[2] https://www.gercekgundem.com/siyaset/23-nisanda-turkiye-ucuz-is-gucu-olarak-istismar-edilen-26-milyon-cocuktan-yuzlercesi-calisirken-oluyor-420076

[3] https://www.birgun.net/haber/yuz-binlerce-cocuga-bugun-bayram-yok-430979

[4] https://www.unicef.org/turkiye/çocuk-işçiliği-0

[5] https://www.birgun.net/haber/sorunlar-2022-den-2023-e-devretti-415943

[6] https://chm.fisa.org.tr/wp-content/uploads/2023/04/yasam_hakki_raporr-1.pdf

[7] https://www.unicef.org/turkiye/çocuk-işçiliği-0

 

Yazarın Diğer Yazıları
İklim adaleti 19 Nisan 2024
Tinsel yolculuklar 22 Mart 2024