TKH'den 2 Temmuz eylemi: Sivas'ta yakanlar, memleketi satanlardır!

Türkiye Komünist Hareketi tarafından Sivas Katliamı'nın 29. yılında İstanbul Kadıköy'de anma eylemi düzenlendi.

TKH'den 2 Temmuz eylemi: Sivas'ta yakanlar, memleketi satanlardır!

2 Temmuz 1993’te, Sivas’taki Madımak Oteli’nde 33 aydın gericiler tarafından katledildi. Hayatını kaybedenler için başta Sivas olmak üzere birçok kentte anma düzenlendi.

İstanbul Kadıköy’de de Türkiye Komünist Hareketi İstanbul İl Örgütü’nün çağrısıyla bir anma yapıldı. İskele Meydanı’nda toplanan TKH üyeleri ve dostları, meydanda “Sivas Katliamı’nı unutmadık, unutturmadık” yazılı bir pankart açtı.

“Sivas’ı yakanlar, memleketi satanlar!”, “Sivas’ın hesabı sorulacak!” sloganlarının atıldığı  ve katliamda yaşamını yitiren aydınların fotoğraflarının taşındığı anmada, TKH Merkez Komitesi Üyesi Ahmet Tarık Yenil tarafından basın açıklaması okundu.

Açıklama şöyle:

“2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Kültür Şenlikleri’ne katılmak için Sivas’a giden onlarca kişi, arkadaşlarının, kardeşlerinin, anne ve babalarının Madımak Oteli’nde ölümlerine tanıklık ettiler.

En yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en küçücüğü 12 yaşındaki Koray Kaya olmak üzere şenlik için gelen, aralarında Metin Altıok, Behçet Aysan, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin’in de olduğu 33 insan Madımak’ta yaşamını yitirdi. İki otel emekçisi de yaşamını kaybetti. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, olaylardan sonra şu açıklamayı yaptı: “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir.”

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır” ifadelerini kullanmıştır.

Dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, “Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir” açıklamasını yapmıştır.

Dönemin sağ siyasetçilerinin ve bürokratlarının katliamı aklayan açıklamalarını unutmadık!

29 yıl önce Sivas Madımak Oteli’ni tekbirler ve sevinç çığlıklarıyla ateşe veren zihniyet ile bugün memleketimizi sarıp sarmalamış olan karanlığın siyasal ilişkisi gün gibi ortadadır.

Bakan ve milletvekili koltuklarında gericiliğin temsilcileri olarak karşımıza çıkan ve katliamcı yobazların avukatlığını üstlenen AKP kurucularını unutmadık. Unutturmayacağız!

“Sivas’ta yakanlar memleketi satanlardır” diyoruz. Ne kadar haklı olduğumuz gün gibi ortadadır. Ülkemiz talan edilmiş, emperyalizme tam anlamıyla diz çökülmüş, sömürü alıp başını gitmiştir.

Bunları yapanların 12 Eylül’den önce yeşil kuşak projesinin memleketimizdeki uzantıları olduğu, Amerika’nın 6.filosunu kendilerine kıble ettiklerini, devrimcileri, aydınları ve yurttaşlarımızı katledip başta ABD olmak üzere emperyalizm ve sermayenin desteğiyle 12 Eylül’ün çocukları olarak büyütülüp bugünlere geldiklerini biliyoruz. Unutmayalım, bugün iktidarda yer alanlar da ülkemizdeki sermaye sınıfının onayı ve başta ABD olmak üzere emperyalistlerin desteği ile iktidara gelmiştir.

İçinde yaşadığımız sermaye düzeninin bu noktalara kadar gelmesinde Sivas katliamı ile birlikte gericiliğin ve karşı devrim hattının dizginlerinden boşanarak tüm toplumun üzerine bir karanlık gibi çöktüğü açıktır.

Sivas katliamının ortaya çıkardığı temel sonuç, Türkiye’de adım laikliğin ve aydınlanmanın adım adım ayaklar altına alınmasından başka bir sonuç doğurmamıştır. Sermaye iktidarı tarafından laiklik bir bir kenara atılmış, İslâmcı partiler ve oluşumlar tarafından bunun üzerinde tepinilmiş, Diyanet İşleri Başkanlığı siyasal İslâm’ın en önemli merkezi haline dönüşmüş ve toplumsal alanda gericilik başını alıp gitmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti hem içeride hem de dışarıda İslamcı siyasetin sonuçlarından muzdarip bir ülke durumundadır. Dış politikada emperyalizm işbirlikçiliği ve mezhepçiliğin ülkemizi getirdiği nokta Suriye’nin bölünme politikalarına ortaklıktan başka bir şey olmamıştır. Komşularla sıfır sorun politikasından, yeni Osmanlıcılığa; Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığından Suriye’de cihatçı çetelerin hamiliğine yürüyenlerin yolları Sivas katliamı ile açılmıştır. Bunları da unutmadık.

“Dağa taşa imam hatip açacağız” diyenlerin, dindar ve kindar nesil peşinde koşanların, tüm eğitimi dinselleştirenin, kadına dönük şiddet, taciz, tecavüzü meşrulaştıran ve çocuk yaşta evliliklerin önünü açanların, “aile yapımız bozuluyor” söylemine sığınarak İstanbul Sözleşmesi’ni ortadan kaldıranların, sokaklarda sarıklı cüppeli yürüyüş yapanların Sivas’ta yakanların yolundan geldiği açıktır.

Bugün ülkemizde, bir tarikat liderinin cenazesinde devletin en tepesinden başlayarak yer alanlar varsa ortada çok açık bir gericilik sorunu bulunmaktadır.

Gericiliğe karşı mücadele için laiklik ve aydınlanma bayrağının yükseltilmesi gerektiği açıktır.

Tüm emekçi halkımıza buradan bir çağrı yapmak istiyoruz: Korkmayalım, sinmeyelim, aydınlık bir Türkiye’nin kurulması için laiklik mücadelesini büyütelim.

Çok açık ki, Sivas katliamını aydınların provokasyonu olarak gösterenler, katliam sanıklarını zamanaşımı bahanesiyle kurtarmaya çalışanlar, yeri geldiğinde onları affedenler dün olduğu gibi bugün de Türkiye’yi emperyalizme peşkeş çekenler, patronların iktidarının yanında olanlardır. Sivas katliamına yol verenlerin, provoke edenlerin, sessiz kalanların, aydınlarımızı yakanların, gericilerin ve yobazlarının yollarının mafya ve çete düzeni ile iç içe olduğunun ortaya çıkması hiç de şaşırtıcı değildir. Kısacası, Sivas’ta yakanlar aynı zamanda memleketi satanlardır.

Bu açıdan 25 yıl önce Sivas Madımak otelinin önünde biriken ve 35 insanımızı yakarak katledenler, sadece Sivas’ı değil bugün bir ülkeyi ve hatta Ortadoğu’nun geleceğini de yakmaya devam etmektedir.

Biz komünistler, ne Sivas’ın unutulmasına, ne de ülkemizin geleceğinin bu gerici zihniyetin elinde yok edilmesine izin vermeyeceğiz!

2 Temmuz 1993 günü Madımak otelinin önünde biriken ve 35 insanımızı katledenler, sadece Sivas’ı değil bir ülkeyi, bir ülkenin geleceğini de yakmaya başlamıştır.

Ne Sivas katliamının unutulmasına ne de ülkemizin geleceğinin bu gerici zihniyetin elinde yok edilmesine izin vermeyeceğiz!

Laikliği kazanacağız! Aydınlık Türkiye’yi kuracağız!”