"Emekçi sınıfların talepleri düzen siyasetinin kanatlarının sahte umutlarına kurban edilemez"

"Böylesi bir seçimde, komünistlerin, sosyalistlerin ve en genel anlamıyla solun önünde büyük bir görev vardır. Bugün emekçi sınıfların talep ve özlemleri düzen siyasetinin kanatlarının manipülasyon ve sahte umutlarına kurban edilemez."

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) “seçim ve ittifaklar siyaseti”ni ilan ettiği İstanbul etkinliğinde konuşan TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer, ülkenin önemli bir siyasi kesitten geçtiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Ülkemiz önemli bir siyasal kesitten geçmektedir. Ülke tarihinde 20 yıllık bir karşı-devrim sürecinin emekçi sınıflar gözünde sorgulandığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizin önündeki süreç, seçimler de dahil olmak üzere, bu karanlıktan, baskıdan, gericilikten ve istibdat rejimine karşı toplumsal mücadelelerinin yükselişe geçeceği bir döneme tekabül edecektir. 20 yıllık AKP iktidarı, bugün gerici-faşist bir iktidar olarak emekçileri yoksulluğa, gençleri geleceksizliğe, aydınları baskıya, kadınları şiddete ve ülkemizi ise gericiliğe mahkûm etmiştir. 20 yıllık AKP iktidarı, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını ortadan kaldırmış, laikliği tasfiye etmiş, Meclis’i tasdik kurumuna indirgemiş, anayasayı rafa kaldırmış, yargıyı siyasetin sopası yapmış, devleti tarikatlara teslim etmiş, ülkeyi emperyalizme daha bağımlı kılmış, ülkenin bütün değerlerini sermayenin yağmasına ve rantına açmış, sermayenin çıplak diktatörlüğü anlamına gelen başkanlık adıyla istibdat rejimini kurmuş bulunmaktadır.”

“ÜLKEMİZİN GELECEĞİ OYLANACAK”

Kılçer önümüzdeki seçimlerin anlamını ise şu sözlerle özetledi:

“Önümüzdeki seçimlerde, gerici, emek düşmanı ve işbirlikçi bir istibdat rejimiyle baş başa kalan ülkemizin geleceği oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını yok eden dinci-liberal-Amerikancı istibdat rejiminin 20 yıllık hesabı oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, hilafetçi, saltanatçı tek adam diktatörlüğü oylanacaktır! Önümüzdeki seçimlerde, gericiliğe ve din siyasetine karşı laiklik oylanacaktır! Önümüzdeki seçimlerde, yoksulluk, işsizlik ve hayat pahalılığı altında ezilen emekçilerin insanca yaşam talebi oylanacaktır! Önümüzdeki seçimlerde, sermayenin ve patronların krizin bedelini emekçilere çıkartma politikasına karşı emekçilerin çıkarları oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, gerici karanlık ve şiddet altında kadınların kurtuluşunun yolu oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, gençliğin geleceği, umudu ve hayalleri oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, emperyalist tekellerin ülkemizi yağmalanmasına devam edip etmeyeceği oylanacaktır. Önümüzdeki seçimlerde, ülkemizin NATO’nun, ABD’nin, AB’nin hegemonyasından çıkıp çıkmayacağı ya da katmerleşip katmerleşmeyeceği oylanacaktır.”

“ÜLKEMİZİN YAŞADIĞI KARANLIK SOL BİR SİYASAL PROGRAMLA AŞILABİLİR”

Emekçilerin taleplerini merkeze koyan sol bir siyasal programın önemine işaret eden Kılçer şunları söyledi:

“Ülkemizin, halkın, emekçilerin kaderi ve geleceği bir kez daha seçim sandığıyla önüne gelecektir! 20 Yıllık AKP iktidarının yarattığı tahribat, ancak ve ancak kökten ve toptan bir karşı duruşla, mücadeleyle ve programla ortadan kaldırılabilir. Ülkemizin bugün yaşadığı karanlık, adaletsizlik, eşitsizlik, baskı, hukuksuzluk, yoksulluk, geleceksizlik ve yıkım ancak ve ancak emekçilerin taleplerini merkeze koyan sol bir siyasal bir programla aşılabilir.

Bugün düzen tarafından halkın önünde olan seçimler kırk katır mı kırk satır mı seçimidir. Düzenin iki kanadı ülkenin temel ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlarına yönelik toptan bir  çözümü ve programı değil düzenin bekasını, sermayenin taleplerini, emperyalizmin ve tarikatların çıkarlarını başa yazmış, AKP eliyle kurulan rejiminin sürdürülmesini ve daha iyi işlemesini önlerine koymuş bulunmaktadır. Yapılan iyileştirilmiş başkanlık sistemi ile güçlendirilmiş parlamenter sistem tartışmaları tam da budur! Buradan emekçilerin çıkarları, kurtuluşu, geleceği, talepleri çıkmaz!

Halkımız buna mahkûm bırakılamaz. Böylesi bir seçimde, komünistlerin, sosyalistlerin ve en genel anlamıyla solun önünde büyük bir görev vardır. Bugün emekçi sınıfların talep ve özlemleri düzen siyasetinin kanatlarının manipülasyon ve sahte umutlarına kurban edilemez. Sol bir program etrafında bu ülkenin devrimci güçleri ve partileri, yeni bir umudu, alternatifi, programı ortaya koyarak, emekçi halkın makus talihini tersine döndürecekleri yeni bir dönemin kapısını aralayacaktır!”

“İŞÇİ SINIFININ SİYASETİ SEÇİMLERDE TEMSİL EDİLMELİDİR”

Kılçer, TKH’nin önümüzdeki seçimlere yönelik tavrını ise şu sözlerle anlattı:

“Türkiye Komünist Hareketi, önümüzdeki seçimlerde aşağıdaki ilkeler etrafında bir seçim siyasetini kendisine belirlerken aynı zamanda bu sürecin yeni bir mücadele döneminin zemini olacağı bilinciyle devrimci bir ittifak için üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirecektir. Türkiye Komünist Hareketi, önümüzdeki seçimlerde sosyalizmin sesi ve emekçi halkın çıkarlarının temsilcisi olarak seçim pusulasında orak-çekiç amblemiyle yerini alacaktır!

İşçi sınıfının talepleri, çıkarları ve siyaseti seçimlerde temsil edilmelidir. Bugün emekçi halkın karşısına çıkarılan siyaset, düzen siyasetinin kanatlarının sahte söylem ve vaatlerinden başka bir şey değildir. Bugün Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı olarak iki kanatla temsil edilen düzen siyaseti, özünde sermaye sınıfının çıkar ve temsiliyetini üstlenen, düzenin revizyonu ile restorasyonu hedefleyen emeğin değil sermayenin temsilcileridir. Seçimlerde, işçi sınıfının ve emekçi halkın temsiliyeti ancak ve ancak sol bir siyasal seçenekle mümkündür. Türkiye Komünist Hareketi, seçimlere işçi sınıfının siyasal sesi ve temsilcisi sol bir seçeneğin ortaya konmasını gerekli ve zorunlu görmektedir.

Ülkenin toplumsal, ekonomik ve siyasal ağır sorunlarının çözümü 20 yıllık AKP iktidarının yaratmış olduğu tahribata karşı toptan ve kökten bir karşı duruşla mümkündür. İyileştirilmiş cumhurbaşkanlığı sistemi ya da güçlendirilmiş parlamenter sistem, toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunları çözecek sihirli değnek değildir. Bu iki başlığa sıkıştırılacak seçimlerin emekçi halkın sorun ve taleplerini çözmeyecektir. Komünistler başkanlık rejimine karşıdırlar ancak seçimlerin tek başına bu alana sıkıştırılmasını büyük bir aldatmaca olduğunu bilerek asıl olarak ülkenin temel ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlarına karşı sol bir programı ortaya koyacaklardır.

Böylesi bir program, AKP iktidarının gerici, emek düşmanı ve işbirlikçi tek adam rejiminin ve 20 yıllık karşı-devrimci dönüşümünün karşısına çıkarak yazılabilir. Bugün ülkenin temel ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunlarının çözümü laiklikten, kamuculuktan ve anti-emperyalist bir programın yaşama geçirilmesiyle mümkündür. Laiklik demeden, kamuculuk demeden, emperyalizme karşı çıkmadan bu 20 yıllık karşı-devrim sürecinin ve sonuçlarından kurtulmak mümkün değildir. Türkiye Komünist Hareketi, istibdat rejiminden, tarikatların esaretinden, sermayenin yağmasından ve emperyalizmin sultasından kurtuluş için laik, kamucu ve anti-emperyalist bir program ve ilkeler üzerinden bir seçim çalışmasını başlatacak, bu doğrultuda güçlerle yan yana gelecektir.

Bugün Cumhur İttifakı’nın karşısına çıkarılan Millet İttifakı özünde sağ bir cephe olarak AKP eliyle kurulan rejiminin iyileştirilmesini ve düzeltilmesini merkeze koyan bir düzen siyasetidir. Laiklikten utanan, emperyalizmi destekleyen, sermayenin çıkarlarını savunan ve 20 yıllık AKP iktidarının paydaşlarıyla oluşan Millet İttifakı ile komünistlerin her hangi bir ortaklığı mümkün değildir. Komünistler, Millet İttifakı’nın her hangi bir şekilde destekçisi olmayacak, emekçi sınıfları düzenin sahte alternatifine mahkum kalmaması için seçimlerde solun temsiliyetini mutlaka sağlayacaktır. Türkiye Komünist Hareketi, başta CHP olmak üzere düzen güçlerini ve burjuva partilerinden her hangi birini desteklemeyecek, onlar adına oy istemeyecektir.

Emekçi sınıfların talepleri laiklik, kamuculuk ve anti-emperyalist ilkeleri başa yazan devrimci bir programla karşılanabilir. Bu ilkelerin merkezinde durmayan herhangi bir seçim ittifakının ve ortaklığının sol ve devrimci bir siyasal çizgiyi temsil ettiğini düşünmüyoruz. Emperyalizmle, sermayeyle ve gericilikle arasına mesafe koymayan ya da doğrudan emperyalizme, sermayeye ve gericiliğe karşı bir mücadele hattı içermeyen seçim ittifakları içinde yer almayacağız. Bu açıdan Türkiye Komünist Hareketi, HDP’nin çağrısıyla 3. İttifak adıyla bilinen seçim ittifakının içinde yer almayacak, sol bir programın emek, laiklik ve kamuculuk ilkeler etrafında yazıldığı devrimci bir ittifak arayışı içinde olacaktır. Bugün ülkemizin ihtiyaç duyduğu 3. İttifak değil, sol bir program ve devrimci bir ittifaktır.

Önümüzdeki seçimler, ülkenin geleceği ve emekçi sınıflar açısından önemli bir siyasal kesit olarak görülmelidir. Seçimlerin daha da önem kazandığı bir dönemde, solun kendisini ve sol ilke, siyaset ve programının geriye çekmesi beklenemez. Tersinden, solun ilke, siyaset ve programıyla daha önemli hale getirilmesi gerekmekte, solun kendisini önemsizleştireceği bütün yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Türkiye Komünist Hareketi, sözde değil özde bir devrimci siyasetin ve sol programın bugün ülkenin içinde geçtiği kesitte büyük bir öneme sahip olduğu bilinciyle davranacaktır.

Emekçi sınıfların, cumhuriyetçi toplumsal kesimlerin, ilerici yurttaşların, gençlerin, kadınların ve aydınların özlem ve talepleri için sol bir seçenek ülkenin sağa yatmış siyaset düzleminde büyük bir boşluk ve aynı zamanda büyük bir ihtiyaçtır. Bugün en acil görev, sol, devrimci, sosyalist ve komünist güçlerin bir kuvvet olarak şekillenmesi ve yeni bir ağırlık merkezi olarak ortaya çıkmasıdır. Türkiye Komünist Hareketi, sosyalist bir bağımsız siyasal odağın oluşturulmasını gerekli görmektedir. Bu doğrultuda seçimleri de gözeten ve kapsayan yeni bir mücadele cephesinin kurulması büyük önem taşımaktadır. Böylesi bir ittifak kendisini tek başına seçimlere sıkıştırmadan ama seçimleri de kapsayan ve önümüzdeki seçimlerde ortak bir program etrafından sol seçenek haline gelerek kurulacaktır. Türkiye Komünist Hareketi, önümüzdeki seçimlerde devrimci bir ittifakın kurulması için üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirecektir.

Bu vesileyle bütün devrimci ve sosyalist güçleri, aydınları ve ülkenin ilerici güçlerini sol bir seçeneğin ortaya çıkması için devrimci bir ittifak için güçleri birleştirmeye çağırıyoruz. Bugün Türkiye sosyalist hareketinin yeni bir çıkışının yolunun döşemek ve ülkede solun bir alternatif haline gelmesinin zeminini ve olanağını yaratmak için devrimci bir ittifak çatısı altında buluşmaya çağırıyoruz. Türkiye Komünist Hareketi olarak böylesi bir güçbirliğinin oluşması için başta seçimlere girebilecek EMEP, Sol Parti ve TKP olmak üzere bütün devrimci ve sosyalist parti ve güçlerle işbirliğine açık olduğumuzu ilan eder, bu tarihsel sorumluluk için bütün güçleri omuz omuza mücadeleye çağırırız.

Önümüzdeki seçimlerde solun en önemli görevi yeni bir düzen, yeni bir gelecek ve yeni bir Cumhuriyet programının emekçi sınıflara ulaştırmak olacaktır. Programın geriye çekildiği seçim ve milletvekili hesaplarının başa yazıldığı bir seçim siyaseti değil, sol programın ortaya konulduğu bir mücadele hattından ve ittifak siyasetinden yanayız. Emekçi halkın karşısına gerçek bir programın ortaya konması ve bunun siyasetin etkin bir mücadeleye büründürülmesi için büyük bir sinerji ortaya çıkarılmak durumundadır. Türkiye Komünist Hareketi, programı ve mücadele hattını merkeze koymayan ve milletvekili pazarlığı üzerinden bir seçim siyasetinin parçası olmayacaktır.

Bu açıdan cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Parlamento seçimlerinde izlenecek siyaset önce sosyalist bağımsız oluşmasını gerekli kılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinde, solun ortak tutum alması ve ortak bir tavır göstermesi önceliğimiz olacaktır. Türkiye Komünist Hareketi, bu açıdan önce ittifakın kurulmasını, ittifakın programının oluşturulmasını ve bunun etrafında bir siyasal mücadelenin yürütülmesini başa yazarken, sosyalist solun devrimci bir seçim siyaseti izleyeceğinden tereddütü bulunmamaktadır. Bugünkü istibdat rejiminin ve AKP’nin tek adam yönetiminin sürmesine yol verecek, destek olacak, alan açacak siyasal duruş içinde olmayacağımız gibi burjuva her hangi bir aday ya da partiye de kefil olmayacağımız herkes tarafından bilinmelidir.”

Türkiye Komünist Hareketi, laiklik, kamuculuk ve anti-emperyalizm ilkelerin merkezinde durduğu program etrafında seçim sürecinde emekçi sınıfların taleplerinin, işçi sınıfının siyasetinin ve sosyalizmin temsilcisi olarak bütün seçim çevrelerinde seçimlere katılacak, sosyalizmin tarihsel simgesi olan orak-çekici sadece seçim pusulasında değil ülkenin bütün alanlarında yükseltecektir. Türkiye Komünist Hareketi, emek, laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm şiarıyla bu seçimlerde yeni bir Cumhuriyet programıyla yağma yok sosyalizm var diyecektir!

Buradan bütün dostlarımızı, emekçileri, cumhuriyetçileri, ilericileri, yurtseverleri, bu ülkenin aydınlarını komünistlere güç vermeye, laiklik, emek, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelemize omuz vermeye çağırıyoruz.”