Sınıf mücadelesinde avukatlar

Sınıf mücadelesinde avukatlar

21-04-2022 15:08

Son bir yılda 17 bin 321 kişi avukat olarak mesleğe katılmış, Türkiye’deki toplam avukat sayısı 170 bini bulmuştur.  Bu büyük sayı, avukatlık mesleğindeki sömürüyü ve iş gücünün ucuzlamasını beraberinde getirmiştir.

Selin Aksoy

Bir üst yapı olarak hukukun kapitalizm yani alt yapıdaki ekonomik ve toplumsal ilişkiler için önemli olması ve haliyle alt yapıdaki eğilimlerin üst yapıyı belirlemesi nedeniyle, bugün hukukun içinde bulunduğu çıkmazın, doğrudan kapitalizmin kendi krizinin bir sonucu olduğunu söylemek mümkün. Benzer şekilde hukukun siyasi iktidarlar tarafından araçsallaştırılarak, kendi ideolojilerinin tahkimatı için kullanılması da bir çelişki değil, hukukun kendi varoluş yapısı bakımından doğal bir sonuç. Haliyle bugün sorun hukukun üst yapı kurumu olması veya araçsallaştırılması değil, alt yapının kendisi, yani kapitalizmdir.

Dolayısıyla bugün tüm dünyada kapitalizmin egemenliği altında ekonomik eşitsizliğin devamı için hukuk devletlerin ideolojik bir aygıtı olarak kullanılmaktadır. Üretim araçlarını elinde bulunduran sermaye sınıfı, elinde emeğinden başka sermayesi olmayan işçi sınıfını sömürerek kar elde etmeye devam ederken, Türkiye’de ekonomik kriz ve siyasi iktidarın yönetememe sorunu, işçi sınıfını açlıkla savaşır hale getirmiştir. Bununla beraber açlıkla savaşan mesleklerden biri olan avukatlık mesleğindeki dönüşüm, salt son dönemde yaşanan ekonomik krizin bir sonucu değil, aynı zamanda hukuk alanındaki neo-liberal politikaların bir sonucu.

Son bir yılda 17 bin 321 kişi avukat olarak mesleğe katılmış, Türkiye’deki toplam avukat sayısı 170 bini bulmuştur.  Bu büyük sayı, avukatlık mesleğindeki sömürüyü ve iş gücünün ucuzlamasını beraberinde getirmiştir.

Avukatlar Sendikası olarak yapmış olduğumuz anket sonuçları, bugün avukatların büyük bir çoğunluğunun işçi avukat olarak bir başka avukatın veya şirket/kurumun bünyesinde, emek gücünü ücret karşılığı satarak hayatını idame ettirdiğini göstermektedir. Ancak yine aynı anketin sonuçlarından işçi avukatların % 36,2’sinin 3.000-5.000 TL, %35,5’inin ise 5.000-7000 TL arasında maaş aldığı ortaya çıkmaktadır. %5,1’lik bir kesim ise 1.000-3.000 TL maaşla çalıştığını belirtirken 10.000 TL’nin üzerinde ücret aldığını beyan eden katılımcı sayısı ise sadece %10,1’dir.  Bugün asgari ücretin net 4.253 TL olduğu, açlık ve yoksulluk sınırının ise bunun çok daha üstünde olduğu bir ekonomik tabloda, avukatların, insani yaşam için elde edilmesi zorunlu gelir seviyesinden çok daha düşük seviyede gelirlerinin olduğu ve bu gelirlerinin devamlılık göstermediği; yani iktisadi anlamda yoksul olarak adlandırılabileceği açıktır. Yarısına yakını 35 yaşın altında olan avukatlar toplumun kendilerine bakış açısı ile kendilerini buldukları yoğun sömürü arasındaki çelişki içerisinde ciddi bir geleceksizlik kaygısı içerisindedir. Başka bir meslek grubunda bu kadar intihar haberi var mıdır, açıkçası emin değiliz.

Yaptığımız bu anketin diğer sonuçlarından biri de, fazla mesai yapan avukatların neredeyse tamamının fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerçeği. Avukatın mesaisi olmaz denilerek çalıştırılan avukatlar görüleceği üzere en temel işçilik haklarını dahi elde edememektedir. Benzer şekilde ankete katılan avukatların yüzde 60’ına yakının SGK primleri de gerçek ücreti üzerinde ödenmemektedir. Örneğin mobbing avukatlık mesleğinde çok yaygın bir problemdir. Avukatların çoğu mesleklerini ifa ederken, yanında çalıştıkları avukatların mobbingine maruz kalmaktadır. Mobbingin avukatlık mesleği içerisinde bu kadar yaygın olmasının sebeplerinden biri, meslek örgütleri olan baroların denetim ve disiplin konusundaki görevlerini yerine getirememeleri olduğu kadar, mobbinge uğrayan avukatın sırf şikâyet ettiği için yeni bir iş bulamayacağı endişesidir.

Meslekteki bu dönüşüm olurken, külliyedeki açılışlarda alkışlar tutan Türkiye Barolar Birliği eski başkanı Metin Feyzioğlu adeta kendisi bu sonuçtan sorumlu değilmişçesine yaptığı bir açıklamada “Bugün meslektaşlarımızın yüzde 50-60’ı yıllık ortalamada asgari ücret kazanmıyor. Siz bakmayın bazı dizilerde avukatları lüks hayatlar yaşayan kişi olarak resmettiklerine. Bugün artan sayımız sebebiyle avukatlar çok zor durumda, 60 bin meslektaşımız 5 yıllık meslek kıdeminin altında ve onların sorunlarını çözemezsek vatandaşın insan hakkını koruyacak olan avukatı sahipsiz bırakmış oluruz ve vatandaş bundan zarar görmüş olur” demiştir, dolayısıyla kendi cenahlarından dahi avukatlardaki işçileşmesi ve yoksullaşma dile getirilmektedir.

Keza siyasi iktidarın kendisi de avukat sayılarının yüksekliğini bir sorun olarak görmekte, yargı reformu vs. adı altında avukatlık mesleğinde türlü değişiklikler yapmaya çalışmaktadır. Ancak bu değişikliklerin, işçi ve genç avukatları daha yoksullaştıracak düzenlemeler olduğu açıktır.

Dolayısıyla avukatlar “geçinemiyoruz” derken, bu nedenle yaşamlarına son verirken verilecek mücadele ile işçi avukatların ücretin asgari düzeyde ve insan onuruna yakışır şekilde belirlenmesi, özlük haklarının korunması için gerekli düzenlemeler yapılması, işçi avukatın patronuna ve müvekkiline karşı bağımsızlığının sağlanması, davayı ret haklarının güvence altına alınması, çalışma sürelerinin ve koşullarının düzenlemesi ve denetlenmesi, mobbinge karşı ciddi bir mücadele verilmesi ve disiplin mekanizmalarının etkili şekilde işletilmesi, stajyer avukatların benzer ücret ve çalışma koşullarına ilişkin düzenlemelerin yapılması ve tüm bunların yasal bir güvenceye kavuşturulması gerekmektedir.

2014 yılında, tüm avukatların üye olabileceği bir meslek sendikası olarak kuruluşunu gerçekleştiren sendikamız, bugün Türkiye’deki tek avukat sendikası olma özelliğini taşımaktadır. Kuruluş amacımız, avukatların ekonomik, sosyal, toplumsal sorunları başta olmak üzere Türkiye’deki yargının sorunlarına ve adaletin tesisine ilişkin mücadele etmektir. Emekçinin hakkını savunmak için, eşit ve özgür bir cumhuriyet için mücadele eden bir sendika olarak, avukatların içinde bulunduğu bu ekonomik durumun değişmesi için mücadele etmekteyiz. Bu sene emek mücadelemizi kutladığımız 1 Mayıs’ta ilk kez fiziksel olarak miting alanında olacağız. Bu nedenle tüm avukatları hem sendikamıza üye olarak, emek mücadelemizi yükseltmeye davet ediyor, hem de 1 Mayıs alanında kortejimize bekliyoruz.