Kadın mücadelesini tanımlarken: Sınıf siyaseti mi kimlik siyaseti mi?

Kadın mücadelesini tanımlarken: Sınıf siyaseti mi kimlik siyaseti mi?

08-03-2022 02:02

Pusula'nın 166. sayısında 'Kadın mücadelesini tanımlarken: Sınıf siyaseti mi kimlik siyaseti mi?' konusunu değerlendirdik. İyi okumalar...

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bu vesileyle bugünkü eşitsiz ve sömürücü düzene karşı kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini ele almaya çalıştık. Bugün sadece sol cenahta değil, burjuva siyaset bile kadın sorununu kendince bir konu başlığı haline getirmiş durumda. Hatta gerici ve siyasal İslamcıların bile kadın sorununa dönük tezleri ve açılımları mevcut. Bu şunu gösterir: Kadın sorunu üzerinden solun etkisini, aynı zamanda kadın sorununun toplumsal ve siyasal mücadeleler içinde önemli bir alan olduğunu. Düzenin ve hatta gerici siyasetin kadın sorunu üzerinden politik bir çerçeveye sahip olma ihtiyacının bir önemli dayanağı ise liberalizmin bu alandaki etkisi. Liberalizm, genel olarak sola ve sosyalizme karşı kimlik siyasetini kendisine belirlerken, kimlikçiliğin kendisini teorize ettiği yer ise kadın hareketi olmuştur. Liberalizmin burjuva siyasetlerinin bütününe dönük etkisi düşünüldüğünde gericiliğin bile bu alanda sözünün olması bu açıdan şaşırtıcı gelmemeli.

Konuya dair bu sayıda 3 yazıyla karşınızdayız. İlki Sema Aydın tarafından kaleme alınan yazımız. Yazının başlığı “Kimlik Siyaseti mi, sınıf mücadelesi mi? Sosyalist Kadın Hareketi ve Olanaklar”. Kimlik siyaseti ve sınıf siyaseti tartışması üzerinden kadın sorununun ele alındığı yazımızı Gizem Berber Öksüz tarafından kaleme alınan ve “Kırmızı Çatkılı Emekçi Kadınların Mücadelesi Devam Ediyor” başlığı taşıyan yazımız takip ediyor. Son yazımız ise sosyalist kadın hareketinde önemli bir ismi konu edindi. “Clara Zetkin’i anarken” başlıklı yazımız Ezgi Oral tarafından kaleme alındı. İyi okumalar