Orak-Çekiç artık Aliağa’da da yükseliyor!

Tütmez, "Bugün burada açtığımız bina, buraya takılan bu tabela yalnız bir tabela demek değildir. Bugün bu binanın açılışı, bugün hem Aliağa'da hem de memlekette yaşanan tüm eşitsizliklere, adaletsizliklere, hukuksuzluklara, sömürüye, baskıya karşı mücadelenin yükseltileceğine dair bir iradeyi simgeliyor." dedi.

Orak-Çekiç artık Aliağa’da da yükseliyor!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Aliağa İlçe binası 16 Ekim Pazar günü açıldı.Aliağa haklının yoğun katılımıyla gerçekleşen açılış etkinliği Bartın’da yaşanan maden katliamında yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşuyla başladı.

Saygı duruşunun ardından “Zonguldak’ta Bir Madenci Ağıdı” şiiri okunarak maden işçileri anıldı. Aliağa ilçe örgütü tarafından yapılan açılış konuşmasında işçi havzasında dikilen orak çekiçli bayrağın ne kadar değerli ve önemli olduğuna vurgu yapılmasının ardından konuşmalara geçildi.

İlk olarak TKH Aliağa ilçe örgütü adına Cem Gözüaçık söz aldı. Aliağa’da artık işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin mücadele ve dayanışma için bir adresi olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan Gözüaçık, “Bu düzende işçiler ölüm ve açlık arasında bir tercihe zorlanıyor. Daha birkaç ay önce yanı başımızda olan gemi söküm tesislerinde Yıldırım Kipel’i iş cinayetinde kaybettik. Daha dün Amasra’daki maden kazasında 41 işçiyi kaybettik. Soma’da Ermenek’te ve daha birçok yerde iş cinayetlerine tanık olduk. Bu ülkede patronlar karlarına kar katsınlar diye bu ülkenin emekçileri daha fazla yoksulluğa, eşitsizliğe ve ölüme itiliyor.” dedi.
Temel hak ve iş güvenliği koşullarının sağlandığı bir alanda çalışabilmek için 11 gün boyunca direnen gemi söküm işçilerini hatırlatan Cem Gözüaçık, gemi söküm patronlarının işçileri açlık ve ölüm arasında bir tercihe zorladığını vurgulayarak şunları dile getirdi: “Gemi söküm işçileri ağır şartlar altında, iş güvencesi olmadan iş cinayetleri ve kazalarının önüne geçmek için gerekli önlemler alınmadan çalışarak her gün ölümün pençesine daha çok itiliyor. Bu düzen değişmedikçe iş kazaları da iş cinayetleri de yaşanmaya devam edecek.”
İşçilere dayatılan bu insanlık dışı koşulları reddettiklerini dile getiren Gözüaçık, “Asalak sınıfının çıkarlarına hizmet eden bu düzen yıkılmalı ve eşitlikçi bir düzen kurulmalı. Aliağa’da yaşayan tüm emekçileri, kadınları gençleri, mücadeleyi büyütmeye, partiye güç vermeye çağırıyoruz.” diyerek sözlerine son verdi.

İkinci konuşmacı olarak TKH Merkez Komite üyesi Kemal Parlak söz aldı. Bartın’da yaşanan toplu iş cinayetine değinerek sözlerine başlayan Kemal Parlak, danıştay raporuna rağmen hiçbir önlem alınmayarak işçilerin göz göre göre ölümlerine sebep olduklarını vurguladı. Bartın’da yaşanan iş cinayetinde hayatını kaybedenlerin ne kadar genç olduklarını dikkat çeken Parlak konuşmasına şöyle devam etti: “ Bartın’da yaşamını yitirenlerden biri de 22 yaşındaki Yasin Çelik. Yasin 5 Şubatta sosyal medyada söyle bir paylaşım yapmış. ‘Güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz’ demiş. Yasin’in de dediği gibi güneşi görebilmek için karanlığı kazıyoruz. Çünkü ülkemiz bir cehenneme, bir karanlıklar ülkesine döndürüldü. Hep birlikte güneşi görebilmek için karanlığı kazımak zorundayız. Nasıl mı? Örgütlenmek zorundayız, onun için Aliağa ilçe binamız bir mevzidir. Aydınlığı güçlendirmek, karanlığı yenmek için örgütlenmeliyiz.”
Örgütlenmenin önemine ve bir halkın örgütlendiğinde neleri değiştirebileceğine değinen Parlak, “Biz örgütlendiğimizde çocukların, gençlerin gelecek kaygısı, korkusu olmayacak. Ölüm bizim kaderimiz, fıtratımız değil. Biz bu ülkede insanca yaşamak istiyoruz, iş kazaları, iş cinayetlerinde ölmek istemiyoruz diyeceğiz ve bizi öldürmek isteyen patronları bu ülkeden kovacağız. Biz örgütlendiğimizde eğitim ücretsiz ve herkesin hakkıdır diyeceğiz. Sağlık parayla satılmaz. Herkes ücretsiz ve eşit bir şekilde sağlıktan yararlanacak diyeceğiz.” dedi.

Örgütlendikten sonra tüm bunları nasıl yapacaklarını anlatan Kemal Parlak sözlerine şöyle devam etti. “Bu ülkenin zenginliklerine el koyanların tüm mal varlıklarına el koyacağız. Bugüne kadar halka ait olan, özelleştirilen her şeyi kamulaştıracağız. Fabrikalar, madenler, bankalar halkın malı olacak. İşte o zaman bu ülkede işsizliği yasaklayacağız. Bu ülkede herkes çalışabilir bir işe sahip olacak. Çünkü emeği sömüren kimse olmayacak. Çünkü biz başkalarının kasalarını doldurmak için değil bu ülkenin geleceği için çalışacağız.”
Metal işçilerinin, petrokimya işçilerinin ve diğer birçok farklı sektörden işçilerin yoğun bir şekilde yaşadığı Aliağa’da TKH ilçe binasının açılışının çok önemli olduğunu, mücadelede yeni ve önemli bir mevzi olduğunu vurgulayan Parlak son olarak şunları dile getirdi: “Bütün bu karanlığa rağmen umutsuz değilim Bu ülkenin diri damarı, bu ülkenin aydınlık damarı var ve umut veriyor. Bu ülkede büyük bir işçi sınıfı var. Eğer biz görevimizi yerine getirirsek, eğer biz bu mevizleri çoğaltırsak mutlaka başaracağımızı, bu sömürü düzenini, bu sermaye düzenine son verip eşitliğin ve insanca bir yaşamın hakim olduğu bir düzen kuracağız.”

Buluşmada son alarak TKH İzmir İl başkanı Deniz Tütmez söz aldı. Tütmez, “Bugün burada açtığımız bina, buraya takılan bu tabela yalnız bir tabela demek değildir. Bugün bu binanın açılışı, bugün hem Aliağa’da hem de memlekette yaşanan tüm eşitsizliklere, adaletsizliklere, hukuksuzluklara, sömürüye, baskıya karşı mücadelenin yükseltileceğine dair bir iradeyi simgeliyor.” dedi.

Emekçilerin kurtuluşunun yalnızca kendi ellerinde, yalnızca örgütlü olduğunda gerçek olabileceğini vurgulayan Tütmez, “Örgütlenmenin bir kanalı da yıllarca bu parti binalarımız oldu, biz de lise yıllarımızda bu partinin kapısını çalarak Parti ile tanışmıştık. O kapıdan içeri girdiğimizde bizim için çok şey değişti. İnanıyoruz ki bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz bu parti bürosu da birçok gencin, emekçinin, kadının başka bir ülkenin mümkün olduğunu görmesine yol açacaktır.” diye belirtti.

Aliağa’da Parti binası açmanın örgütlü mücadelenin sonucu olduğunu vurgulayan Tütmez sözlerine şöyle devam etti: “Aliağa’nın büyük bir mücadele birikimi ile bugün burada bu parti binasını açıyoruz. En başta Necmettin Giritlioğlu’nun ve nice devrimcinin, komünistin bu topraklarda verdiği mücadelenin birikimini, bugün buradaki genç bir irade ile buluşturuyoruz. Bu buluşmanın ete kemiğe kavuştuğu nokta ise örgütlü mücadeledir.” Tütmez tüm Aliağa emekçilerini TKH’de örgütlenmeye çağırarak konuşmasını bitirdi.