Nişanyan kavanozunu doldurmaya devam ediyor!

"Cumhuriyeti yıkanların otokrat, baskıcı düzeninde Cumhuriyet düşmanlığı ile hala muteber ve demokrat kalmaktasın; dogmacı İslamcılarla duygudaşlık kurup itibarlı aydıncılık oynamaktasın; tarihin tekeri yüzlerce yıl geriye döndürülürken, gericilerin meşruiyetinde kavanozunu doldurmaktasın."

Nişanyan kavanozunu doldurmaya devam ediyor!

Sevan Nişanyan, youtube yayınında “Kadir Mısırlıoğlu ile ilgili görüşlerimi yüz on bin milyonuncu kez soranlar olmuş; bu soruya bir çok kez cevap verdim: Zeki ve eksantrik bir adam olduğunu düşünüyorum. Sahip olduğu ideolojik önyargılar hakkında fazla bir … yok; fakat Cumhuriyet’in ahmaklık duvarını delmeye teşebbüs etmiş olması büyük bir artıdır, takdire şayan, alkışa şayan bir şeydir. Artı zeki bir adamdır, ve o kendi sahasında oldukça da bilgili bir insan. Birçok doğru şey söylemiş ve ahlaki bir duruşu olan, bir kişiliği olan bir insan. Kemalciler bunu anlayamazlar; çünkü Kemalcilerde ahlak anlayışı yoktur, sıfırdır. Bireyin devlet propagandası dışında… Bir Türk bireyin devlet propagandası dışında ayakta kalma mücadelesini ve çabasını anlayamazlar, anlık olarak görürler, ezmek için ellerinden geleni yaparlar.” deyivermiş. [1]

Nişanyan’ın Cumhuriyet düşmanı Mısırlıoğlu’na övgüsü yeni değil; ahlak, erdem, onur kavramlarına ilişkin sallaması da… Travmatik bir analoji ile aynı yolun yolcusudurlar aslında. Cumhuriyet düşmanıdırlar, Mustafa Kemal düşmanıdırlar, Kurtuluş Mücadelesi düşmanıdırlar.

“Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi, Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı.” diyen Mısırlıoğlu ile ortak hislere sahiptir Nişanyan. Yanlış Cumhuriyet kitabında “Emperyalizme karşı savaştığımız yönünde hayret verici görüşü, 1960’larda Doğan Avcıoğlu ve Mihri Belli icat etti. Aslında Kurtuluş Savaşı, Türkiye-Yunanistan savaşıdır. İki ülke arasında büyük bir savaş yaşandı.” diye uydurmuştur Nişanyan.

“Atatürk milliyetçiliği 1920’ler faşizmidir. Kurtuluş Savaşı’nda ise İslami cihat üzerinden hareket etti bu milliyetçilik.” ifadeleri İslamcılarla, sözde otokrasi düşmanı liberallerin ortak noktasıdır. Nişanyan ve liberaller Cumhuriyet düşmanları gericileri sever. Kitabı ile ilgili gazetesi Taraf’a konuşan Nişanyan “1910’lar dünyasında cumhuriyet, demokrasiye doğru atılmış bir adım değildi. Şahıs diktatörlüğüne atılmış bir adımdı. Zaten en demokratik ülkelerin çoğu cumhuriyet değildir.” demiştir. Ve bir kavanozu doldurmayacak bir dizi dışkı… [2], [3]

Son olarak belki de hatırlatılması gereken Nişanyan’ın İslamcılarla şu duygudaşlığı:

“Hayır, İslam ikisinden de kötü değil. Türkçülükle Atatürkçülük ikisi de aynı şeydir. Öncelikle ahlaki yozlaşmışlığı, siyasi ahlaksızlığın ve insani bağnazlığın en aşırı ucu Atatürkçülüktür. Ben bunu orta okuldan ve ilkokuldan beri gördüm. Ben İslamcılardan bir dışlanma veya zorbalık görmedim. Aksine, devlet otoritesini eline geçirmiş faşistlerin kötülükleriyle karşılaştım.”

Nişanyan kavanozunu  böyle doldurup doldurup liberal ve gerici “entelijansiya”ya boca ediyor, bunda şaşılacak bir şey yok. Bu anlamda, Nişanyan’ın ülkenin kuruluş dinamiklerine, Cumhuriyet’e bakışındaki gericiliğe dair de daha fazla ispata gerek yoktur.

Nişanyan, tıpkı diğer liberaller gibi “Kemalist vesayet”in ezdiğine kanaat getirdiği Cumhuriyet düşmanı ötekilerle dayanışmayı, duygudaşlık kurmayı bir görev bilir. İyi ama, “Cumhuriyet bir karşı devrim süreci ile yıkılmıştır; ötekiler iktidardadır” ne gam.

“Kemalist vesayet”in üzerine gidilmesi sonucu 2008-2018 arasında bambaşka ve benzersiz bir vesayet oluşturulmuştur, bugün bu vesayet tüm toplumun üzerinde bir sopadır; bu vesayete karşıtlık liberallerde bulunmaz. Korkaktırlar, kaçmayı severler.

Ahlaki yozlaşmışlığın, siyasi ahlaksızlığın arşa ulaştığı bir zaman diliminde liberallerden tek kelime duyulur mu? Kolu, kanadı, kurumları koparılmış Kemalizme el ense çekilerek aydıncılık oynamaktadırlar. İntikam almaktadırlar ve entelektüel kimlikleri ile güçlünün yanında kıyamdadırlar.

Devlet otoritesi kimdedir şimdi? Nerededir otokrasi düşmanı liberal aydınlar?

Sözde devlet otokrasisi Kemalizmden Fethullahçılara geçerken, takunyalılar orduya, yargıya yerleşirken ideolojik arka planında liberaller yok muydu? Dinci bir darbe girişiminin müsebbibi Cumhuriyet düşmanı bir liberal güruh da değil midir? Yüz kızarmaları, pişmanlıkları, özürleri nerededir?

Postal düşmanı liberaller, Fethullahçı kurmayların postallarını Taraf’ta cilamamışlar mıdır? “Bireyin devlet propagandası dışında ayakta kalma mücadelesi” öyle mi?

Demokrasi aşığı liberaller, demokrasiden dem vurup ‘tek parti dönemi’ne sallamaktadırlar ya; demokrasi mücadelesi AKP’nin tek parti, Erdoğan’ın tek adam döneminde neden rafa kaldırılmıştır örneğin?

Dayak, tecavüz, küfür ve b*k dolu kavanozuyla hatırlardaki liberal Nişanyan, senin ahlakın, “duruş”un, özgürlükçülüğün, demokratlığın bu kadardır.

Çocukluğunda Kemalizmden çok çektiğinden hareketle Cumhuriyet düşmanı oluveren dogmatik bir liberal, siyasal İslamcıların hükümdarlığında, iktidarın ötekilere zulmünden zerre sıkıntı duymamaktadır. Artık muteberdir, küfür serbestisi vardır ve dövizle gelir kazanan bir işletmecidir belki.

“Kemalizm illetinden kurtulmadıkça Türkiye’de medeniyet davasını unutun.” diyen Nişanyan, medeniyet seviyemiz ne alemdedir?

“Müminlerinin aklını çelmek için, duygularını hırpalamak için, morallerini bozmak için Paşa’larına dokunmak zorundayız.” diyen cesur yürek, dokunsana bir Reis’lerine…

Cumhuriyeti yıkanların otokrat, baskıcı düzeninde Cumhuriyet düşmanlığı ile hala muteber ve demokrat kalmaktasın; dogmacı İslamcılarla duygudaşlık kurup itibarlı aydıncılık oynamaktasın; tarihin tekeri yüzlerce yıl geriye döndürülürken, gericilerin meşruiyetinde kavanozunu doldurmaktasın.

Küfürbazlıkta Fesli Kadirle yarışırsın, kibirde otokrat İslamcılarla, dogmalara bağlılıkta şeyhlerle.

Şimdi, sana şaşırana şaşırırız biz…

[1] https://www.youtube.com/watch?v=6hXNOST-v7g&ab_channel=KURANSEVDALISI

[2] https://www.islamvehayat.com/kisi-putlastirmasi-yikim-getirdi_d1580.html

[3] http://nisanyan1.blogspot.com/2009/03/vatan-kurtard-halifeyi-kovdu-daha-ne_29.html