Ne söylediğine dikkat etmek gerek

1922 yıllarının başlangıcı İstanbul’u; Sevr Antlaşması imzalanmış, şehir işgal altında. Darülfünunun bazı binalarına İngiliz askerleri yerleşmiş. Öğrenci sayısını işgal komutanları belirliyor. Öğrenciler arasında durum farklı; kendi aralarında örgütleniyorlar, Anadolu’daki bağımsızlık hareketine silah, erzak, direnişçi kaçırmada aktif rol alıyorlar.

Ne zaman televizyonu açsam birileri, yeterli bilgiye sahip olmadıkları bir iki dakika içerisinde belli olan konularda, iddialı konuşmalar yapıyor. Hani diyeceksiniz ki, ‘herkesin fikrini söyleme özgürlüğü var’. Haklısınız da konuşanların bir kısmının akademik unvanları olunca iş değişiyor; ister istemez, dinleyenlerde konuşanın ilgili konunun uzmanı olduğu izlenimi yaratılıyor. Bence bu durum tipik bir ‘akademik unvanın kötüye kullanımı’ olgusu; çünkü insanlar unvana bakıp, dediğim gibi, söylediği doğrudur diye düşünüyor çoğunlukla. Önceki bir yazımda ‘akademik unvanların geri alınıp, evrensel ölçütlere göre yeniden dağıtılması gerektiği’ savımın (1) nedenlerinden birisi de böyle durumlardı.

Doğal olarak bu tip konuşmalara tepkiler de olmuyor değil; Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bedri Gencer’in AIDS, Ebola gibi salgınları, deprem gibi doğal afetleri, eşcinselliğe, zinaya, çocuk yaşta evliliklere karşı çıkılmasına bağlayan sözleri tepki çekmiş, öğrenciler dersleri boykot etmiş, kınama açıklamaları yapılmıştı. (2)

Elbette başka örnekler de var ama öğretim üyelerinin ‘anlamsız’ konuşmalarına karşı öğrenci tepkisi denince ‘Darülfünun Grevi’ ne değinmeden olmaz:

1922 yıllarının başlangıcı İstanbul’u; Sevr Antlaşması imzalanmış, şehir işgal altında. Darülfünunun bazı binalarına İngiliz askerleri yerleşmiş. Öğrenci sayısını işgal komutanları belirliyor. Öğrenciler arasında durum farklı; kendi aralarında örgütleniyorlar, Anadolu’daki bağımsızlık hareketine silah, erzak, direnişçi kaçırmada aktif rol alıyorlar.

Öğretim üyeleri arasında ise görünüm böyle değildi; çoğunluk sessiz kalırken, kimi öğretim üyeleri de açıkça işgali destekleyip, Anadolu hareketinin karşısında yer alıyordu. Bunların içinde Türk Edebiyatı Tarihi muallimi Cenap Şahabettin, İngiliz Edebiyatı muallimi Marujan Barsamyan, İran Edebiyatı muallimi Hüseyin Daniş, Uluslararası İlişkiler muallimi Ali Kemal ve Metafizik ve Estetik muallimi Rıza Tevfik öne çıkıyordu. Beşi de derslerde Anadolu hareketi aleyhinde konuşmalar yapsa da Ali Kemal ve Rıza Tevfik daha çok tepki çekiyordu. Çünkü ikisi aynı zamanda gazetelerde köşe yazarı oldukları için konuya daha fazla değinebiliyorlardı. Ayrıca Ali Kemal, Damat Ferit Paşa hükümetlerinde İçişleri ve Eğitim Bakanlıkları yapmış ve Anadolu hareketine karşı eylemleri olmuştu. Rıza Tevfik ise Eğitim Bakanlığı yapmış ve ayrıca Sevr Anlaşmasında imzası olan üç kişiden birisiydi.

30 Mart 1922 günü Rıza Tevfik’in verdiği bir konferans sırasında söyledikleri öğrencileri iyice öfkelendirir, protestolar başlar, öğrencilerle sarıklılar arasında kavga çıkar ve Rıza Tevfik salonu terk eder. Sonrasında Edebiyat Fakültesi öğrencileri bir toplantı yaparak, bahsettiğim öğretim üyelerinin üniversiteyle ilişiklerinin kesilmesini isterler ve bunu bir dilekçeyle Rektör İsmail Hakkı’ya (Baltacıoğlu) iletirler. Devamında, 1 Nisan 1922 günü Edebiyat Fakültesi önünde toplanarak grev (boykot) kararını açıklarlar. İki gün sonra Fen ve Siyasal Bilgiler, daha sonra da diğer fakülteler boykota katılır. Sadece Din İlimleri (İlahiyat) öğrencileri boykota katılmaz. Sözü uzatmayayım, dört ay süren eylemler sonucunda öğrencilerin tüm talepleri kabul edilir ve boykot sona erer.

Bunu niye mi anlattım? Bence herkes ne konuştuğuna dikkat etmeli, özelikle de bunu bir akademik unvanın arkasından yapanlar. Evet bu tür unvanlar inandırıcılığı artırır ama dinleyici sayısını da artırır. Yani tepki göstereceklerin sayısı da artar, hem de genç, dinamik bir grup içerisinde.

Not: Ord. Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan’ın Darülfünun Grevi isimli kitabı (Harman Yay., 1971) konuyla ilgili en önemli kaynaktır. Sahaflarda bulunuyor.

(1)https://gazetemanifesto.com/2022/akademik-yukseltmeler-uzerine-494953/

(2)https://gazetemanifesto.com/2020/ytu-ogrencileri-bedri-gencer-yildizdan-defol-334588/