Herkesin bildiği sır değildir: Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik

Son 10 yıldır AKP’nin parlayan yıldızlarından ve şanslı ihalecilerinden Ethem SANCAK katıldığı bir panelde sarf ettiği sözler ile gündeme geldi. Yaptığı açıklama sonrası kesin ihraç talebi ile AKP’de disipline sevk edildi.

Herkesin bildiği sır değildir: Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik

Vedat Altan

Ethem Sancak, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde düzenlenen ‘Türkiye’nin güvenliği ve NATO’ konferansına katılmış ve konferansta ettiği cümleler ile gündeme gelmişti. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sancak, Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle iktidara geldiklerini açıkladı. Sancak, “Biz Amerikan’ın desteğiyle iktidara geldik. Taç giyen baş akıllanır. Van minute olayında rest çektik. Batının pranga sistemine kafa tutmaya başladık. Bunu devirebilmek için en son içimize sızdırdıkları FETÖ, 15 Temmuz darbesini yaptı. Biz milletimizin desteğiyle bunları yendik” ifadelerini kullandı. “Aslında Türkiye NATO ve Batı ile sürekli savaş halinde. Şimdi NATO’ya girdik ve 70 yıldır NATO’nun bekçisiyiz. NATO’nun bütün 70 yılı boyunca bu ülkeye verdiği tek bir katkı var mı? Tabanca yapmamıza izin vermediler. NATO bizim içimizde geçmişte kalan bir kanserdir. Türkiye kanserini yenmek istiyorsa kanserini yenmelidir” diyen Sancak, “Geç bile kaldık. Biz çıkmasak da zaten onlar bizi atacak. Şu anda bize ambargo uyguluyorlar. Kendi savunma sanayimizi kendimiz yapmak istediğimiz için… Ben BMC’de Altay tanklarını yapmaya çalıştım. Her şey hazır. Motor yok. Motoru Almanlar verecekler ama Almanlar bunların korkusundan motoru vermiyorlar. NATO bu prangayı kırmamak için oluşturulmuş bir şeytani örgüttür” ifadelerini kullandı. Sancak, devamında ise şu şekilde devam etti: “Türkiye, Rusya ve İran bir olalım; Amerika’yı Suriye’den çıkaralım. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayalım. Tayyip Erdoğan ile Esad birbirine düşman diye Suriye ile Türkiye neden birbirine düşman olsun? Esad çok adam kesti. Biz adam kesen birçok ülkeyle kardeşiz. İsrail ile barıştık. İsrail ile barışan hükümet Esad ile niye barışmasın? Birleşik Arap Emirlikleri ile biz kanlı bıçaklıydık. Şimdi bizimle beraberler.”

Geçmişinin Aydınlıkçı bir geleneğe dayandığını da hatırlarsak Ethem Sancak’ın bu çıkışı kimseye yadımsanacak gibi gelmemiştir. AKP’ye aşk ile bağlı olan bir kişinin bir anda köklerini hatırlaması ve aynı düzeleme geçmesi bir tesadüf olamaz.

“DELİĞE SÜPÜRMEYİN”

Bu çıkış anlamak ve öncesinden ne olduğunu hatırlamakta fayda var. 2006 yılında Washington’da American Enterprise Institute’da yaptığı konuşmada o tarih itibari ile RTE’nin yakın adamı olan Cüneyd Zapsu şöyle demişti:

“Delikten aşağı süpürmeyin… Kullanın!”. “Bu adam dürüst bir adam. Kendi inançlarına sahip ve bu inançlarında samimi. Lütfen şunu yapmaya çalışın… ‘Sömürmek’ kötü kelime ama kullanmak… Bu adamdan yararlanın. Çünkü bu kişinin çok itibarı var, hem kendi inançları nedeniyle Müslüman dünyasında, hem de Batı tipi demokrasiye inanıyor. Bence onu devirmeye çalışmak, delikten aşağı koymak yerine onu kullanın… Burada ve Avrupa’da bundan yararlanmalısınız. Teklifim budur.

Erdoğan 2008 yılına kadar iktidarda olan Bush Yönetimi’yle  iki büyük kriz yaşadı. Bu krizlerin her birinde çözüm heyetinin içinde yer almıştı Zapsu.

İlk kriz Irak tezkeresi geçmeyince telefonlara çıkmayan Washington’a danışmanı Zapsu gönderilmişti. Zapsu, Bush yönetimindeki güçlü lobilerden Yahudi asıllı gruplar ile yaptığı kulis mevcut hükümet ile  Bush yönetiminin arasındaki sorunları daha da büyümeden engellemişti.

BİR DİĞER UYUMLULUK

İşin özeti, emperyalizmin ve başta ABD olmak üzere harbinin ülkemizde çok fazla sözcüsü/temsilcisi bulunuyor. Bu temsilcilerin büyük bir kısmı Cumhurbaşkanlığı danışmanı sıfatı ile yer alıyor. Emperyalizm mevcut iktidar ile olan ilişkilerinde bu gibi isimler olmadan hareket etmiyor. Bu isimler olmadan ilişki geliştirmiyor. Bunlardan biri de yıllardır Amerikancı kimliğini gizlemeyen İlnur Çevik.

S400 krizinin derinleştiği ve sonrasında gelinen süreçte yeni bir yol önerisi hazırlayan kişi olarak biliniyor. Erdoğan’a “F-35 yattı ama bari F-16 alalım, ilişkileri de biraz olsun toparlarız” fikrinin babası olan İlnur Çevik her devrin adamı olması ile de tanınıyor. O, Türkiye devlet yöneticilerinin yanına, Türkiye batı kampında kalsın diye “yerleştirilmiş” bir görevli izlenimini yıllardır veriyor. Özal’ın, Demirel’in, Çiller’in, Erbakan’ın ve artık Erdoğan’ın… Hepsinin danışmanı, her devrin adamı. Atlantik mirası olarak nesilden nesile aktarılan İlnur Çevik hiçbir iktidar ile de kavgalı olmuyor, NATO’nun şartlarını ve orta yolunu iktidarlara dayatabiliyor. Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması için ömrünü verdi. Barzani ve Talabani ihaleleriyle cebini doldurmayı da es geçmedi. FETÖ’nün Zaman’ında yazmasını da buraya eklemek gerekiyor. İktidar içinde güçlü koalisyonlar ile de iyi ilişkiler kurdu. Zaman’da yazınca FETÖ’cü savcıların ağzıyla “Ergenekon ve PKK kardeştir” diye açıklama yapması da şaşırtıcı olmadı döneminde.

Verdiğimiz üç örnekte de görülüyor ki AKP’nin iktidara gelmesinden ayakta kalmasına nasıl bir koalisyon yapısı kurduğunu, bunun içinde Avrasyacı kökenli bir patrondan, Cemaat yanlısı bir diğer patrona, olmaz ise olmaz bir Atlantikçi danışmana sahip olmadan ayakta duramadığını görüyoruz. Emperyalizm ile her kriz çıktığında ya da Türkiye Cumhuriyet ile emperyal merkezler arasında çıkar çatışması yaşandığında bu “aparatlar” devreye giriyor ve sorunun çözümü konusunda adım atıyorlar. Bu adımlar her zaman sistemi ve işleyişi korumaya, kendi çıkarlarına halel getirmeyen bir düzende yürümesi için çabalıyorlar.

Her ne olursa olsun bu gibi çıkışların tümünün arkasında kontrolden çıkmaya eğilimli ya da Emperyalizm ile ters düşme durumu ortaya çıkmasını ve bunu düzeltmesini görev edinen bir toplamın bulunmasıdır. Bu örneklerde görüldüğü gibi sistemin devamı için bu koalisyonları ortalamaya çekecek ya da sivri yönlerini törpüleyecek, koalisyonda neden var olduklarını hatırlatacak bir çevrenin varlığı AKP iktidarını anlamamız açısından da sarih bir örnek oluşturuyor.