Kılıçdaroğlu, helalleşme çağrısını yineledi

Kılıçdaroğlu, “Bizim de geçmişte hatalarımız oldu. Siyaset kurumunun da hataları oldu. Ama bu toplumun bir helalleşmeye ihtiyacı var. Bir kucaklaşmaya ihtiyacı var. Birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var. Bunu yapmadığımız takdirde Türkiye'yi büyütemeyiz” dedi.

Kılıçdaroğlu, helalleşme çağrısını yineledi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa’da TR Düşünce Kulübü’nde yaptığı konuşmada, helalleşme çağrısını yineledi. Kılıçdaroğlu, “Çok kutuplaştık. Birbirimize farklı gözlerle bakmaya başladık. Bizim de geçmişte hatalarımız oldu. Siyaset kurumunun da hataları oldu. Ama bu toplumun bir helalleşmeye ihtiyacı var. Bir kucaklaşmaya ihtiyacı var. Birbirimizi dinlemeye ihtiyacımız var. Bunu yapmadığımız takdirde Türkiye’yi büyütemeyiz. Yine o kısır tartışmaları içinde siyaset alır başını gider. Kaybeden Türkiye ve bizim insanımız oldu. Yurt dışına giden o hocalarımızı büyük başarılara imza atan hocalarımızı ve gençlerimizi yine Türkiye’ye davet etmeliyiz. Türkiye’ye gelmeliler. Burada çalışmalılar. Üniversite olmalı ama güzel üniversitelerimiz. Üniversitelerimizin kültürü olmalı. Üniversitelerimizin geleceği, geleceği inşa etme gibi bir ruhu olmalı, bir yapısı olmalı, bir bilimsel altyapısı olmalı” dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları kaydetti:

“Gerçekten Türkiye’nin temel sorunlarını tartışıp konuşacağız, devletin dini adalettir diyoruz. Kainatın adalet üzerine inşa edildiğini biliyor muyuz? Yüce Yaradanın kainatı adalet üzerine inşa ettiğini biliyor muyuz? Bütün peygamberlerin adaleti ve ahlakı egemen kılmak için görevlendirildiğini biliyor muyuz? O zaman şunu sormak lazım? Biz adalet konusunda ne yaptık? Adaleti inşa edemezseniz adaleti toplumda egemen kılamazsanız ülkeye huzur getiremezsiniz. Adalet aynı zamanda liyakat demektir. Liyakat işi ehline vermek demektir. Biz gerçekten devleti yönetiminde işi ehline veriyor muyuz? Eğer işini ehline vermiyorsak, devlet adaletle ve iyi yönetilmiyor demektir. Örnek, siz bankanın yönetim kurulu üyeliğine bankacılıkla hiç ilgisi olmayan birini tayin ederseniz, bir arkeolog getirirseniz olur mu? Arkeolog başımızın üstünde yeri var, o işini en iyi şekilde yapar. Ama taş yerinde ağır diyoruz. Taş yerinde ağırsa arkeolog kendi alanında, finansçı kendi alanında, güreşçi kendi alanında görev yapmalıdır. Bu devlette liyakat demektir. Kabe’nin anahtarının sevgili Peygamberimiz tarafından nasıl işi ehline verdiğini bilmemiz için o gerçeği bilmemiz lazım. Biz bunları yapmıyoruz”