Kabak tadı vermek

İstanbul seçimlerinde sahne alan mevcut İçişleri Bakanı’nın ürettiği acemi işi senaryolar medya, emniyet ve yargı desteğine karşın sürekli fiyaskoyla sonuçlanıyor.

 İnsanın hemen her konuda doğru karar verebilmesi için doğru bilgiye ulaşması gerekiyor. Yanlış bilgiyle doğru tercihler yapmak mümkün olmuyor. ‘Spin doctoring’ kavramı, doğru olmayan söylemlerle kamuoyunu manipüle etmek üzere kullanılan etik dışı bir iletişim yöntemi. Özellikle siyasal düzlemde etkili olan bu yöntemle iktidar sahipleri lehine hakikatin yeniden kurgulandığı senaryolar üretiliyor; gerçeği karartmak için mesajlar çarpıtılıp eğri büğrü ediliyor. Bunları yapıp medya üzerinden yayan etik tanımaz üst düzey danışmanlar ise ‘spin doctor’ olarak adlandırılıyor. İzlemeyenlere önerebileceğim Hollywood yapımı ‘Başkanın Adamları’[1] filmi de bu konuyu ele alıyor. Emperyal devletler kurguladıkları senaryolar sayesinde askeri operasyonları ve işgalleri dünya kamuoyu nezdinde haklılaştırabiliyor. Örneğin Saddam’ı devirmek için kitle imha silahları, Kaddafi’yi ve Esad’ı devirmek için de masum halkları koruma bahaneleri öne sürülmüştü. ABD ve müttefikleri sözüm ona bu ülkelere demokrasi götürmek gibi ‘ulvi’ bir amaca da sahipti! Oysa askeri operasyonlarla tetiklenen iç savaş, Ortadoğu’da milyonlarca insanın ölümüne, sakat kalmasına ya da göç etmesine yol açtı.

Egemen güçler, gayrimeşru girişimlerine dayanak oluşturacak eylemleri planlayıp uygulamaktan geri durmuyor. Örneğin ABD öncülüğündeki askeri operasyonların 11 Eylül saldırılarından hemen sonra başlaması Ortadoğu’ya yönelik müdahale kararının çok daha önceden alındığı izlenimi veriyor. Belgesel sinemacı Michael Moore’un çektiği Fahrenheit 9 /11 filmi bu tür kuşkuların hiç de yersiz olmadığını gösteriyor. Dünya kamuoyunu önceden tasarlanmış askeri operasyonlara ısındırmak için üretilen senaryoların asılsız olduğu ABD’li petrol şirketlerinin bölgeye yerleşmesiyle daha iyi anlaşıldı. Bu bağlamda “İkiz Kuleler gibi sansasyonel bir saldırı, iktidar odaklarınca planlanmış olabilir mi?” sorusu da ortada kaldı. Hakikati söylem üzerinden kurgulayan etik tanımaz üst düzey danışmanların, operasyonlara meşruluk kazandırmak için farklı eylemler planlayabileceğini de göz ardı etmemek gerekiyor.

Yalancının mumu

Türkiye’de AKP iktidarı çıkarlarına göre kurguladığı ‘hakikat’ senaryolarıyla yıllar yılı kamuoyunu manipüle etti. Bu yapılırken salt medya değil, bazı yargı ve güvenlik birimleri de hem eyleme, hem de söyleme dayalı senaryoların aparatı olarak kullanıldı.

Kurmaca hakikat sağlam bir senaryoya dayanıyorsa iktidarlar hedeflerine yönelik operasyonlar için kolayca kamuoyu oluşturabiliyor. AKP’nin başta Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarına, daha sonra da şaibeli 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin kurguladığı hakikat, ülke gündeminde uzun süre belirleyici oldu. Birbiriyle çelişkili gibi görünse de kamuoyunda yaratılan Kemalist darbe paranoyası da, FETÖ’cü darbe girişimi de tek adam rejiminin tahkim edilmesine yaradı.

Öte yandan 2015 yılında Erdoğan’ın dayatmasıyla yenilenen genel seçimler öncesindeki şiddet eylemlerinin planlı olup olmadığı henüz bilinmiyor. Yine de toplumda oluşan güvenlik kaygılarının sonucunda seçmenlerin beş ay gibi çok kısa bir sürede kanaat değiştirip AKP’yi yeniden tek başına iktidara taşıması manidar görünüyor.

Önce liberallerle, sonra da Gülen Cemaati’nin kadrolarıyla yolunu ayırdıktan sonra Erdoğan’ın çevresinde inandırıcı senaryolar üretecek yetkinlikte ‘spin doctor’ kalmadı. Bu yüzden siyasi rakiplerle ve muhalif kesimlerle kafa göz yararak mücadele ediliyor. İstanbul seçimlerinde sahne alan mevcut İçişleri Bakanı’nın ürettiği acemi işi senaryolar medya, emniyet ve yargı desteğine karşın sürekli fiyaskoyla sonuçlanıyor. Ana muhalefet partisine ve onun seçilmiş belediye başkanlarına yönelik senaryolar etkisiz kalıyor; hatta kamuoyunda rahatsızlık yaratıyor. ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ atasözünden ders çıkarmayan İçişleri Bakanı ise aynı yöntemde ısrar ediyor.

Önümüzdeki seçim sürecinde bu tür acemi işi senaryoların devreye sokulması  hiç de sürpriz olmayacak. Gerçekte iddialar boş çıktıkça AKP, kendi seçmeninin güvenini de kaybediyor. Örneğin İstanbul seçimlerinin sudan sebeplerle yenilenmesine tepki gösteren AKP seçmeni, ikinci seçimde tercihini değiştirmiş, adaylar arasında 800 bin oy farkı oluşmuştu. Erdoğan bu yenilgiyi içine sindiremediği için görmezden gelmeyi tercih ediyor. Öyle anlaşılıyor ki tek adam, salt ülkenin gerçeğine değil artık kendi gerçeğine de yabancılaşmış durumda…

Sansüre umut bağlamak

İktidarın dezenformasyonu önlemek gibi bir bahaneyle Meclis’e getirdiği yasa teklifi gerçekte seçim döneminde uygulayacağı baskı stratejisinin bir yansıması. Muhalif kamuoyu yaygın medyadan yararlanamadığı için ancak bir kaç televizyon kanalında, özellikle de dijital ortamda nefes alabiliyor. AKP, yandaş medyanın yürüttüğü propagandayla sonuç alamayacağını anladı. Troller de işe yaramadı ki bu kez dijital medyayı yasaklarla denetlemeyi hedefliyor. Erdoğan, muhalif kesimlere sansür uygulayarak seçmeni manipüle edebileceği dikensiz gül bahçesi hayal ediyor. Ne ki internet teknolojisinin doğası bu tek seslilik arzusuna geçit vermeyecek. Ayrıca yasakları reddeden milyonlarca genç, AKP’yi sırf bu nedenle sandıkta hayal kırıklığına uğratabilir.

Gazetecilik dışı ticari kazançların peşinde koşan yaygın medyanın köşe olmuş yandaşları ise iktidar lehine kamuoyu oluşturma kaygısından artık iyice uzaklaşmış görünüyor. Zaten her şeyi yüzüne gözüne bulaştıran iktidar sahiplerinin savunulacak bir yanı da kalmadı. Köşe olmuş yandaşların temel gazetecilik ödevi, gündemi ancak bir kaç gün oyalayabilen acemi işi senaryoları halka yutturup Erdoğan’dan aferin almak. Yani ‘gereğini yapıp’ muhalefeti karalamak. Erdoğan da yandaşlarını birbirleriyle yarıştırarak kendini eğlendiriyor[2].

Milyonlarca insanın açlık tehdidi altında yaşamasına neden olan 20 yıllık AKP iktidarı, yeniden seçim kazanmak için medya sansüründen başka çıkar yol bulamıyor. Kifayetsiz muhterislerin oyalama politikası artık kabak tadı verdi!

[1] Wag the dog (Başkanın Adamları,1997),  yön. Barry Levinson, senaryo Larry Beinhart, ‘American Hero’ adlı kitaptan uyarlama.

[2] https://gazetemanifesto.com/2022/canli-yayindaki-talimati-savundu-hep-geregini-yaptim-yaparim-yapacagim-498654/

 

Yazarın Diğer Yazıları
İklim adaleti 19 Nisan 2024
Tinsel yolculuklar 22 Mart 2024