İmamoğlu: 16 milyon insanımızdan ne istiyorlar?

İmamoğlu mitingde yaptığı konuşmada "Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Ama önce sizlere bir soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar?" dedi.

İmamoğlu: 16 milyon insanımızdan ne istiyorlar?

İstanbul halkı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı ‘ahmak davası’nda verilen hukuksuz karara karşı bugün Saraçhane’de buluştu. Mitinge Altılı Masa’da yer alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katıldı. CHP’li büyükşehir belediye başkanları da etkinlikte yer aldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise daha önceden planlanan bir hastane randevusu nedeniyele programa katılamayacağını bildirdi. Karamollaoğlu’nu vekilen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir mitingde hazır bulundu.

İmamoğlu mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Burası milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Ama önce sizlere bir soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız saymadılar. Geçersizdir dediler. Sizin helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine, eskiden bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır millete ait bankalardan bir kuruş vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullardan, dışarıdan fonlar bulup getiriyoruz.

16 milyon insanımızdan ne istiyorlar. Taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesi alırdı, artık Ankara’dan alınacak diyorlar. Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapse atmak için karar çıkardılar. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var? Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta hasta hem de çok hasta. Sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. Ne hukuk ne ahlak gözetiyorlar ne din ne iman gözetiyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada, işte bu büyük kalabalığı harkete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için buradayız, haksızlığa karşı buradayız. Adalete karşı buradayız. Milyonlarca insan harekete geçiyor, demokrasi için ayağa kalkıyor. Demokrasi ve özgürlük için, hak hukuk ve adalet için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Bu rızanın kalktığının kanıtıdır. Bunlar açıkçası vicdansızlığın olduğu, milletin mağdur edildiği anlarda olur. Milletin iradesine alerjin varsa, seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan tavsiyemiz; siyaset yapmayacaksınız. 16 milyon İstanbullu senin gözünde eşit değilse, 85 milyon vatandaşımızı eşit görmüyorsanız siz yönetemiyorsunuz demektir. Bu ülkeyi yönetmiyorsunuz, sadece bir takım çıkar gruplarını, bir takım karanlık odakları yönetiyorsunuz.

İstanbul’da bir israf düzeni kurdular ve sonsuza kadar sürsün istiyorlar. Bir avuç insanın zenginliğine zenginlik katan bir düzendi bu. Görevi verin bu israf düzenini yok edelim dedim. Hatta hepinize hesap vereceğimizi ilave ettim. Kişilere gruplara, devletlere, vakıflara, cemaatlere, partilere kişisel yakınlığınızın olduğu, sadece kayırmacılık yaptığınız gruplara ve kurumlara yakın olmayacağız dedik. İstanbullular beni bu yüzden seçtiler, israf düzenine son verdik. Belediyenin kaynak yönünü değiştirdik. Bir avuç insan avucunu yalar oldu. Avucunu yaladılar. Bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bir şey daha yaptık, İstanbul’da insaf düzeni kurduk, oluşturduk. İnsaf nedir biliyor musunuz, onların bilmediği bir şey. İnsaf düzeni vicdana dayanan adalet demektir. İstanbul 3,5 yıldır vicdana ve mantığa uygun bir şekilde yönetiliyor. İstanbul’da artık, hiçbir zaman İstanbullunun kaynağını heba edecek hiçbir şey izin vermiyoruz. İstanbuk’un artık insafsız bir yönetime tahammülü yok. Türkiye’de artık milletimiz insaf düzenini istemiyor. Onun için vatandaşın iradesini yok saymak için bin bir numara çeviriyorlar. Cumhuriyet çok değerlidir. Yöneticilerin yani bizlerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiy haksız bir şekilde görevden almak ne demektir biliyor musunuz; haddini bilmemek demektir. Hukukla bağdaşmaz. 100. yılına girerken Türkiye Cumhuriyeti, bu ülke vatandaşlarının kanıyla canıyla mücadele ederek bin bir emekle kurulmuştur. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Atatürk’ün dediği gibi, toplumda en yüksek eşitlik, hürriyet ve adaletin korunması için adalet kuruldu. Atatürk, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor.

İşte Türkiye tam da bu yönüyle yol ayırmında. Milli iradeye alerjisi olanlarla bir yol ayrımındayız. Eşitlik ve adaletin sağlanmasnı istiyorsanız başka hiçbir yolunuz yok, milli egemenliği kayıtsız şartsız yanında duranların yanında duracaksınız. Adres burası Altılı Masa. Altı masa, altı liderin bulunduğu masa. Tam da bunun için İBB Başkanı olarak 16 milyonun yetki verdiği bir kardeşniz olarak Altılı Masa’nın en çalışkan neferi olacağım. Hepinizin huzurunda söz veriyorum. Yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum. Benim sığınacak hakimlerim, savcılarım, mahkemelerim yok. Benim arkamda bu büyük millet var! Sizler varsınız, sizleer… Bu milletin birliğini inşa etmeye karar vermiş, bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu Türkiye İttifakı var. Sizler şimdi, bugün burada, yeniden ve çok daha güçlü şekilde birlik iradesi ortaya koyuyorsunuz. Bugün burada konuşan saygıdeğer liderler işte bu beklentinin siyasi iradesini temsil ediyorlar… Buradaki birlik iradesi, toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin tek umudu, yegane çaresi ve en büyük gücüdür. Buradaki irade, Türkiye’nin demokratik ve güçlü bir devlete, huzurlu ve zengin bir topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır. Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak, zorla baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında demokrasisi tahrip olmuş, vatandaşları yoksulluğa mahkum edilmiş, meclisi çalıştırılmayan, adaleti çökmüş bir ülke olmaktan kurtulacağız. Bu ülkede kurdukları Bozuk Düzeni ortadan kaldıracağız. Rahmetli Bülent Ecevit’in sözleriyle söylersek… ‘Bozuk düzen onarılır, ama bu düzen bozuk da değil, çürümüş düzendir ve çürümüş her şey gibi çürüğe çıkarılmalıdır.’ Kamplara ayrılmış, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Hayat pahalılığına son vererek, hep birlikte mücadele içinde olacağız. Hürriyet şairi Namık Kemal’in dediği gibi… ‘Zulüm ne kadar pervasız olursa olsun, zulmün binasını biz yıkarız. Dünyanın merkezine gömseler de, yerküreyi patlatır çıkarız.’ Değerli hemşehrilerim çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde ülkemize bu zulmü reva görenleri yolcu etmek. Önümüzdeki seçimler bu hedefler için çok önemli bir fırsat. Önümüzdeki seçimlerde vereceğimiz karar bellidir… Özgür ve Demokratik bir ülkenin kanunlara saygılı vatandaşları mı olacağız, yoksa kapı kulları mı? Benim umudum çok yüksek. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için çok umutluyum. Sadece küçük bir azınlığın değil Edirne’den Kars’a her vatandaşın ülkesinden, devletinden ve yaşadığı yerden mutlu olduğu bir memleket istiyoruz. Hiç kimsenin yargıyı bir sopa gibi kullanmaya cüret edemedeği bir ortamı. Hep birlikte başaracağız. Gençlerin geleceğini uzaklarda değil kendi memleketinde aradığı ve bulduğu bir Türkiye hayalim var. Halk iradesinin davalarla kayyumlarla ipotek altına alınmadığı, yargı darbeleriyle millet iradesinin zedelenmediği bir ülke umudum var. Allah’a güveniyorum çünkü o, doğru olanı yolda koymaz. Sizlere güveniyorum, çünkü siz iradenizi set koymak isteyenlere üç yıl önce tam iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz. İyi ki varsınız, hepinize teşekkür ediyorum. Umudunuz hiç eksik olmasın bu karanlık günleri aşacağız. Daha büyük bir azimle çalışacağız, asla öfkeye kapılmayacağız ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil, bu daba parti davası değil. Bu dava adalet davası bu dava eşitlik davası. 2023 çok güzel olacak. Herkes kazanacak, çocuklarımız, gençlerimiz kazanaca. Bu akşam bizleri yalnız bırakmadınız çok teşekkür ediyorum. Her şey çok güzel olacak”