İktidarın sansür sığınağı

AKP İktidarı medya yoluyla kamuoyu algısını yönetme gücünü yitirdiği için muhalif kesimleri ve özgür habercilik yapan internet sitelerini sansürlemek istiyor.

Suç örgütü lideri tarafından internet ortamında paylaşılan bilgiler ve skandal görüntüler seçim sürecinde iktidar içi çatışmanın daha da alevleneceğini gösteriyor. Peker’in şantaj yapacak kadar iktidar blokunun içine sızması, devleti yönetenlerin de suç örgütlerine bulaştığını gösteren önemli bir kanıt. Tek adam rejimine egemen olan rantçı anlayış devletin mafyalaşmasına ortam hazırlıyor. İçişleri Bakanı ile fotoğraf çektirenlerin siciline bakınca insanın aklına ‘Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’ atasözü geliyor.

Cumhur İttifakı uzun süredir internet medyasına yasal denetim getirmek istiyor. Halen
Meclis’te görüşülen yasa teklifi iktidarın hoşlanmadığı haberi yapan ve yayan gerçek kişileri hapisle, tüzel kişileri de reklam yasağı ya da bant genişliğini daraltma gibi yöntemlerle cezalandırmayı öngörüyor. Dezenformasyonu engelleme bahanesiyle çıkarılacak yasa, internetin teknik özellikleri ve işlevsel gücü nedeniyle kısa bir süre sonra kadük hale gelecek. İnternet her türlü mesajı pandemi gibi çok sayıda kullanıcıya bulaştırdığı için iktidarlar içeriğin serbest dolaşımını ancak kısmen ve gecikmeli olarak engelleyebiliyor. Fail, yasal düzenlemelerle cezalandırılsa bile fiile konu olan paylaşım tamamen imha edilemiyor. Bilgi, belge ve görüntüler çok sayıda kişisel arşive çoktan erişmiş oluyor. Yani ‘Atı alan Üsküdar’ı geçiyor’(!)

Nafile mücadele

İktidar, gazete toplatarak haberin kamuoyundan gizlendiği geçmiş zamanların ruhunu taşıyor. Bu yüzden internetin sınırsız evrenine anlık bilgi ve görüntü taşıyan milyonları potansiyel suçlu olarak gözetime alabileceğini düşünüyor.
İnternet ortamını A Haber gibi dikensiz gül bahçesine çevirmenin teknofinansal nedenlerle olanaksız olduğu göz ardı ediliyor. Çıkacak yasayla dijital medya kuruluşlarına uygulanacak bazı yaptırımlar, dışa bağımlı Türkiye’nin ekonomik ilişkilerini zora sokabilir. Sıcak paraya muhtaç bir ekonomi yönetimi kendi ayağına kurşun sıkacak kadar gözünü karartır mı bilinmez…

Basılı ve görsel medya kuruluşlarının yönetim ve denetimini büyük ölçüde ele geçirmiş olan AKP iktidarı, çok adresli devasa bir güce karşı nafile bir mücadele yürütüyor. Sınırları coğrafi olarak belirlenmiş ülkelerin tersine internet, dünya genelinde neredeyse sınırsız bir şekilde birbirine bağlanan ve sonsuz sayıda bilgi üreten insan ve aygıttan oluşuyor. Bir paylaşım sistemi olan internet aynı anda birkaç milyar insan bağlıyken bile kusursuz çalışıyor. Hemen hemen dünyanın her yerinde, her sosyal kesimden, kültürden, eğitim düzeyinden insan bu yolla iletişim kuruyor. Kolektif bilincin toplamı olan internet ifade, iletişim ve örgütlenme özgürlüğü için de ortam oluşturuyor .(1)

Bir bilgi ve kültür uzamı olan internet özellikle gençler açısından hava gibi, su gibi yaşamsal önem taşıyor. Dolayısıyla getirilen her kısıtlama öncelikle gençlerin büyük tepkisini çekiyor.

Medya tetikçisi troller

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın emrinde her türlü manipülasyonu ve dezenformasyonu yapan bir trol ordusu çalışıyor. İktidar, bunlara sınırsız iletişim özgürlüğü tanırken kendine muhalif gerçek ve tüzel kişileri dezenformasyon yapıyorlar diye cezalandırmak istiyor. Oysa dezenformasyon, iktidar odaklarına hizmet eden tetikçilerin işidir. Kamuoyunun doğru bilgi ve habere ulaşma hakkını elinden aldığı için asıl troller cezalandırılmalıdır. İktidarların sansür baskısına karşın doğru enformasyon eninde sonunda dezenformasyonu kovuyor.

Meclis’teki yasa teklifi 2007’den beri uygulanmakta olan sansür yasasındaki yasakları genişletmeyi hedefliyor. Bugün çok sayıda web sitesine ve alan adına zaten erişilemiyor. 2021 yılında yapılan değişikliklerle birlikte internet haber siteleri bazı içerikleri kaldırmak zorunda bırakılıyor. İşte bu yüzden Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü RSF’in 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi‘ne göre ‘kötü’ kategorisinde değerlendirilen Türkiye, 180 ülke arasında 149. sırada yer alıyor.(2)

Cumhur İttifakı seçim sürecinde işine gelmeyen gerçekleri dezenformasyon diye yaftalayıp gündemden düşürmeyi hedefliyor. Ortaya dökülen yolsuzluklara, çirkin sefahat alemlerine, çalgılı saray sofralarına karşın pişkin müptezeller adeta ‘durmak yok, yola devam’ diyor. Şanlı Gezi Direnişi’ne katılanlara ‘çürük’ diye hakaret eden zihniyete yandaşlık eden çürük ahlaklıların yüzü bir türlü kızarmıyor.

AKP İktidarı medya yoluyla kamuoyu algısını yönetme gücünü yitirdiği için muhalif kesimleri ve özgür habercilik yapan internet sitelerini sansürlemek istiyor. Ne var ki işsizliğe, yoksulluğa mahkum edilen halkın her gün yaşadığı acı gerçeği medya sansürüyle değiştirmek mümkün değil. Tek adam rejimi devekuşu misali kafasını saraya gömse de kendi yarattığı gerçeğe yenilecektir.

[1] https://basta.media/Internet-n-est-pas-un-territoire

[1] https://journo.com.tr/rsf-dunya-basin-ozgurlugu-endeksi-2022