Hukukçular Erdoğan'ın adaylığını tartışıyor

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimlerde üçüncü kez aday olup olamayacağını hukukçular Yeni Ülke dergisinin 17. sayısında tartıştı. Hukukçular, Erdoğan'ın üçüncü kez adaylığına Anayasa maddelerinin izin vermediği görüşünde.

Hukukçular Erdoğan'ın adaylığını tartışıyor

Seçimlerin yaklaşması ile beraber Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı toplum tarafından tartışılmaya başlandı. 2014 ve 2018 yılında Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın yeni dönemde aday olup olamayacağını hukukçular Yeni Ülke dergisinin sayfalarında tartıştı.

Erdoğan’ın üçüncü dönem adaylığının hukuksal açıdan meşru olmadığını ifade eden hukukçular, bu konuda YSK’nın güvenilir tutum almaktan uzak olduğunda hemfikir.

‘ANAYASAL DURUMDA BİR DEĞİŞİKLİK YOKTUR’

Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabilmesi için “iki kez Cumhurbaşkanı seçilen bir kişinin tekrar Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi ancak TBMM’nin en az 3/5 çoğunlukla seçimleri yenilemesine bağlıdır” dedi. Her ne kadar bir takım hukukçuların rejim değişikliği nedeniyle Erdoğan’ın tekrar aday olabileceğini iddia etseler de Kanadoğlu bu savunmanın zayıf olduğunu çünkü Anayasa değişirken “gerek görev süresi ve gerekse seçilme şekli hususlarında önceki anayasal duruma göre lehe yorumlanabilecek hiçbir değişiklik de yapılmamıştır” ifadelerini kullandı.

YSK’nın bu konuda kesin bir bilgi vermediğini ifade eden Kanadoğlu, 2018’de yapılan seçimler sonrasında YSK’nın düzenlediği tutanaklarda kullandığı ifadelerinde çelişkili olduğunu söyledi.

‘ANAYSA HÜKÜMLERİ ÖNCEKİ DÖNEMİ DE KAPSADIĞINDAN ERDOĞAN ADAY OLAMAZ’

Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz, AKP’li AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına ilişkin “31.5.2007 tarihli Anayasa Değişikliği Hakkındaki Kanun, yalnızca cumhurbaşkanının TBMM tarafından değil, halk tarafından seçilmesine yönelik değişikliği getirmemiş, aynı zamanda görev süresi, dönem sınırı, seçim yöntemine ilişkin de kuralları belirlemiştir” dedi. Bu belirlemeye yapılan düzenlemelere rağmen halen daha uygulanan Anayasa maddesinin Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olacak kişiye iki dönem sınırı getirdiği görülmektedir ifadelerini kullandı.

Her ne kadar “iki dönem kuralının ve seçimleri TBMM’nin yenilemesi haline özgülenmiş tek istisnasının 13.Cumhurbaşkanı Erdoğan için de uygulanabileceği” açık olsa da tekrar seçilmeyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin Abdullah Gül’e belirttiği karar geçerli olacaktır. Bu karar ise Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağı yönündedir. Çünkü her ne kadar rejim değişmiş olsa da uygulanan anayasa hükümleri önceki dönemin uygulamalarını da kapsamaktadır.

‘ANAYSA KOMİSYONU İKİNCİ DÖNEM ADAYLIK İÇİN GÖRÜŞ BELİRTMEDİ’

YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimi için iki dönem sınırı konulduğunu ve 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliği için kurulan komisyonda yapılacak değişikliğin önceki dönemleri kapsayıp kapsamayacağı hakkında bir görüş belirtilmemiştir dedi.
Eminağaoğlu, her ne kadar dönemin Anaysa Komisyonu başkanı Mustafa Şentop “geçmiş dönem görevlerinin dikkate alınmayacağı tartışmasızdır” dese de ne komisyonda ne de TBMM Genel Kurulunda bu konu ile ilgili tek kelime edilmediğini belirtti.

Bunun yanında “101’inci madde 2017 yılında yeni baştan düzenlenirken, 101’inci maddenin 2’nci fıkrası her yönüyle korunduğu için, Anayasa’nın 101’inci maddesinin 2’nci fıkrası, yürürlüğe girdiği 2007 yılından bu yana tüm seçimler yönünden kesintisiz uygulanması ve gözetilmesi gereken bir hükümdür” Böylece Erdoğan’ın ancak TBMM’nin erken seçim kararı alması sonucunda aday olabileceği ortaya çıkmaktadır.

DÜZEN MUHALEFETİ HUKUKSUZLUĞU MEŞRULAŞTIRIYOR

Av. Cem Alptekin son dönemlerde dile getirilen “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yeni bir sistem olduğu ve bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan’ın da üçüncü kez değil, ikinci kez adaylığının söz konusu olduğu tezi üzerinden Anayasanın yoruma açık olmayan 101/2.maddesini yorum yoluyla aşma çabasındadır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın böyle bir durumda adaylığını reddedecek tek merciinin YSK olduğunu belirten Alptekin, son dönemlerde aldığı kararlar ile YSK’nın hukuk normları içinde kalmayacağını ifade etti. “2010 ve 2017 referandumlarıyla anayasal düzeni baypas edip, demokrasilerin olmazsa olmazı “Kuvvetler ayrılığı” ilkesini de rafa kaldıran yeni rejim yargıyı, siyaseti doğrudan dizayn etme ve muhalefeti sindirme aracı haline dönüştürdüğünden bu yana muhalefet cenahında da (belirtileri daha önceden görünen) vahim bir dönüşüm olmuştur” ifadelerini kullandı. Özellikle düzen muhalefetinin bu hukuksuzluğu açıklamalarıyla meşrulaştırdığını söyleyen Cem Alptekin, bundan dolayı “Bu nedenle
sosyalistler, burjuva muhalefetin gündeminin peşine takılmak yerine; (iç hesaplaşmaları bir yana bırakıp) hayatın her alanında, halkın sınıf çıkarları için hep birlikte mücadele ederek halkın güvenini kazanmak ve siyasetin gündemini belirlemek zorundadır” dedi.