Gençlik örgütlerinden Adana'da "6 Mayıs" eylemi: Denizlerin mücadelesi Türkiye gençliğine yol gösteriyor

"Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan tam bağımsız, demokratik bir ülke ve özgürce yaşayacak eşit bir gelecek için mücadele ettiler. Emperyalistlerin sömürüye ve eşitsizliğe dayanan dünya düzeni karşısında Denizler; tam bağımsız Türkiye talebiyle mücadeleye atılmış, anti-emperyalist mücadeleyi büyütmüşlerdi."

Gençlik örgütlerinden Adana'da

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilişlerinin 50. yılında Adana’da anıldı. CHP Gençlik Kolları, Emek Gençliği, Özgürlükçü Gençlik, SOL Genç, TİP’li Öğrenciler, Türkiye Komünist Gençliği ve TKH Gençliği’nin çağrısıyla düzenlenen eylem,  Gençlik Meydanı’nda gerçekleşirken, eylemde okunan basın metninde anti-emperyalizm ve bağımsızlık vurgusu ön plandaydı. Basın metninde Denizlerin 50 yıl önce mücadeleye atıldığı sorunların bugün de geçerliliğini koruduğu vurgulanırken şu ifadeler yer aldı:

“Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan tam bağımsız, demokratik bir ülke ve özgürce yaşayacak eşit bir gelecek için mücadele ettiler. Emperyalistlerin sömürüye ve eşitsizliğe dayanan dünya düzeni karşısında Denizler; tam bağımsız Türkiye talebiyle mücadeleye atılmış, anti-emperyalist mücadeleyi büyütmüşlerdi. Denizlerin mücadelesi o gün olduğu gibi bugün de Türkiye gençliğine yol gösteriyor, eşit ve özgür bir gelecek mücadelesinin yolunu açıyor.
Türkiye’de egemen sınıfların temsilcileri, emperyalizmin işbirlikçileri Yusuf, Hüseyin ve Deniz’i bundan 50 yıl önce 6 Mayıs 1972’de idama gönderdiler. Denizlerin bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi o günden bugüne işçi sınıfının ve gençliğin kendi geleceğini kuracağı yol olarak karşımızdadır. Denizleri idama gönderenler bugün Denizlerin bizlere bıraktıkları yoldan, örgütlü mücadele deneyiminden korkuyorlar.

Denizlerin 50 yıl önce mücadeleye atıldığı sorunlar bugün de geçerliliğini koruyor ve Türkiye’de gençliğin çeşitli kesimleri arasında bugün daha da yakıcı halde. Emperyalistler sefalet koşullarında bir yaşamı her kesimden genci işsizlik, yoksulluk ve geleceksizlikle yoğurarak inşa ediyor. Emperyalizmin yerli işbirlikçileri ve Tek adam yönetimi Türkiye’yi elindeki tüm imkânları kullanarak geleceğimizi baskı ve zora dayalı, özgürlük tanımayan bir ülkeye çeviriyor. Krizin sonuçları, gençlere liselerde, atölyelerde, kampüslerde ekonomik yük olarak geri dönüyor. Her kesimden Türkiye gençliği temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığı bir hayatı yaşıyor. Liselilerin kantin fiyatlarından, ulaşıma birçok ekonomik problemi derinleşiyor. Lise ve üniversite sınavları için hazırlık kitapları ateş pahası. Eğitim müfredatı dinci ve gerici bir temelde örgütlenmeye devam ettikçe bilimsellikten ve gençliğin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşıyor. Meslek liseliler ve çıraklar eğitime değil, patrona kar sağlayacak ucuz iş gücü pazarına yollanıyor. Sınıf farkından bağımsız olmayan toplumsal cinsiyet eşitsizliği, sermayeye pazar haline dönen okullarda da yüzünü gösteriyor. Okullardaki taciz ve mobing tek adamın atadığı kayyum rektörler aracılığıyla örtbas ediliyor. Öğrencilerin organize ettiği, karar aldığı, özgürce hareket edebildiği her ortamın karşısında dikiliyor. Eğitime devam eden her kesimden genç için eşit, bilimsel ve demokratik bir eğitim talebi acilleşiyor.
Salgının, savaşın ve krizin hayatımızın her yanını sarmaladığı bu koşullarda genç işsizlik % 35’lere dayandı ama yüzlerce kapitalistin vergi borcu silindi, servetleri devasa boyutlara ulaştı. Ülkedeki ekonomik ve siyasal problemlerin derinleşmesi yetmiyormuş gibi Türkiye, Orta Doğu başta olmak üzere dünyada derinleşen emperyalist savaşa dâhil oluyor. Türkiye de kapitalistlerin çıkarına savaşlara dahil olup anlaşmaların garantörlüğünü üstlenirken emekçiler; yoksulluk ve zamlarla boğuşuyor. Emekçilerin ürettiği değerler, yeraltı ve yerüstündeki kaynaklar emperyalistlere peşkeş çekiliyor . Bu sırada işçilerin ve emekçilerin gençleri olan bizler yemekhaneye, yurtlara gelen zamlarla, artan ulaşım ve gıda fiyatları ile boğuşuyoruz.

Geleceksizlik ve eşitsizliğin karşısında Üç Fidanın açtığı yol gençliğin mücadele seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. Anti-emperyalist mücadeleyi büyütmek, bağımsız ve demokratik bir Türkiye’de yaşamak halen gençliğin en büyük isteği ve gençlik bunun için mücadele ediyor. Binlerce genç sorunları etrafında yan yana geldiğinde, taleplerini haykırdığında Denizlerden öğrenmeye, bıraktıkları mücadeleye sarılmaya devam edecek. Sınıfsız ve sömürüsüz Dünya mücadelesi binlerce gencin bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolunda adımlarıyla ileriye taşınıyor. 6 Mayıs yalnızca Denizleri anmanın değil; aynı zamanda bu yürüyüşü büyütmenin, bulunduğumuz her alanda örgütlü bir mücadeleyi yaymanın günüdür!

Parasız, Bilimsel ve Demokratik Bir Eğitim için, Bağımsızlık, Demokrasi ve Sosyalizm için 6 Mayıs’ta Denizlerden aldığımız bayrağı yukarıya kaldırmaya ve bugün bulunduğumuz her alanda bütün gençlik kesimlerini birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”