Gençliğin barınma sorunu

Eğitim doğuştan gelen temel haklarımızdan biri olması sebebiyle devlet tarafından ücretsiz karşılanmak zorundadır. Eğitimde söz sahibi olan cemaat ve tarikatlar kapatılmalı ve yurtlarına el konulmalıdır. Özel yurtlar dahil bütün yurtlar devletin yönetiminde olmalı; devlet eğitim sürecini bütün olarak görmeli herkese eşit ve ücretsiz hizmet olarak karşılamalıdır.

Yağmur Eylül Sever

Kapitalizm, sermayedarların kârlarına kâr kattığı, yoksulların ise gün geçtikçe yoksullaştığı bir gelecek yaratıyor. Memleketimizde düzen piyonu işlevini gören siyasal İslam’ın mirasçısı olan AKP; gericiliği, piyasacılığı ve işbirlikçiliği geleceğe taşıma misyonuyla hareket ediyor. Şüphesiz günümüz Türkiye’sinde AKP karanlığından en büyük pay ise gençliğe düşüyor. Geleceksizlik, işsizlik, staj sömürüsü, gerici ve piyasacı eğitim siste mi ve daha nice sorunla baş başa bırakılıyoruz. Sistemin ve temsilcisi AKP’nin yarattığı ekonomik kriz ile geleceği çalınan öğrenciler ise bir yandan okurken bir yandan çalışmak zorunda bırakılıyor, en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geliyor.

Yaşanan krizle birlikte can yakan başlıklardan bir tanesi ise özellikle öğrenci gençliği etkileyen yurt sorunu. Yeni dönemin açılmasına günler kala öğrencilerin en büyük sorunlarından biri haline dönüşen yurt sorunu hala çözülememiş durum da. Birçok bankanın milyonlarca liralık borcunu silebilen iktidar, bu sorunun çözümünü ise yurt kapasitelerini arttırmakta görüyor. Var olan haliyle yemekhane, etüt salonu, çamaşır makinesi gibi imkanların yetersiz olduğu yurtlarda, artan kapasiteyle birlikte bu sorunların daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Kapasite arttırımına karşın barınma bedellerinin düşmesi beklenirken %80’e yakın zamlarla karşılaşıyoruz. KYK burs ve kredileri son yapılan zamlarla birlikte yurt ücretini ucu ucuna ancak karşılayabiliyor. Böyle bir tabloda ise biz gençliğe ya çok yüksek ücretlerle özel yurtlarda kalma ya da gerici tarikat ve cemaat yurtlarında yarınımızın ne olacağını bilmeden yaşama zorunluluğu düşüyor. Birçoğumuzun ailesi zaten yüksek olan özel yurt ücretlerini, özellikle artan ekonomik kriz koşullarında, ödeyebilecek durumda değil. Doğalında gençlik tarikat yurtlarına mecbur bırakılıyor. Tarikat yurtlarında yaşananları ise Enes Kara’nın ölümü bize özetliyor.

Yurtlardan peş peşe gelen odaların kapasitelerinin arttırıldığı haberleri ve yurtlara yapılan zamlar krizin faturasının bir kez daha gençliğe kesildiğini gösteriyor. En temel haklarımızdan biri olan barınmanın dahi karşılanamadığı bir dönemden geçiyoruz. Milli Eğitimin resmi verilerine göre KYK yurdu kapasitesi dışında kalan öğrenci sayısı yıl geçtikçe artıyor. Gençlik barınabilmek için gerici tarikat-cemaatlerin yurtlarına ve sermayenin iş birliği ile özel yurtlara itiliyor.

YKS’de barajın kalkması sebebiyle üniversiteye yerleşen öğrencilerin sayısı daha da artmış durumda. Dolayısıyla barınma sorunu bugün gençliğin çok daha büyük bir kısmını etkiler hale geldi. Bir diğer yandan ise gençliğin okumak için çalışmak zorunda kaldığı, kredi sistemiyle borçlandırıldığı bu düzende artan eşitsizlikler sebebiyle her yıl birçok üniversite öğrencisi de okulu bırakmak zorunda kalıyor. Büyük hayallerle üniversiteye başlayan gençliğin barınma sorunu ise hep baki kalıyor.

Eğitim doğuştan gelen temel haklarımızdan biri olması sebebiyle devlet tarafından ücretsiz karşılanmak zorundadır. Eğitimde söz sahibi olan cemaat ve tarikatlar kapatılmalı ve yurtlarına el konulmalıdır. Özel yurtlar dahil bütün yurtlar devletin yönetiminde olmalı; devlet eğitim sürecini bütün olarak görmeli herkese eşit ve ücretsiz hizmet olarak karşılamalıdır. Gençlik yaşanan krizin ve yaşanan sorunların sebebi değildir. Dolayısıyla sonuçlarına da katlanmayacak, bizleri müşteri olarak gören iktidar ve kurumlarına karşı parasız ve eşit bir eğitim talebini daha gür bir şekilde seslendirerek insanca yaşam eşitlikçi bir düzen kurma yolunda mücadeleyi yükseltecektir…