Fetihtepe’de kentsel dönüşüm zorbalığı: Yoksulluk ve yoksunluk

Mahalleli direnmekte kararlı, devlet eliyle yapılan dönüşümün, anayasadaki "sosyal devlet ilkesine” uygun olarak karı amaçlayan değil, maliyetine yapılması gerektiğini savunuyorlar. Görüşmeleri yaptığımız esnada bir yandan da AKP’li Beyoğlu Belediyesi'nin önünde yapacakları eyleme hazırlanırken, tüm yurttaşları seslerine ses olmaya çağırıyorlar.

Fetihtepe’de kentsel dönüşüm zorbalığı: Yoksulluk ve yoksunluk

Alev Doğan

Kentin en yoksul mahallelerinden birisi Fetihtepe. AKP’nin kentsel dönüşüm zorbalığı o yoksulluğa bir de yoksunluk eklemiş. Günlerdir ne elektrikleri ne suları ne de doğalgazları var. Polis ve zabıta ekipleri kapıları koç başı ile kırarak girmiş apartmanlara sayaçları sökmek için. Mahallenin en yaşlılarından Emine teyze anlatıyor zorbalığı. “Gidecek yerim yok” diyor. Eşinden kalan emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyor, bir de kronik rahatsızlığı olan oğlu var. Evinin girişindeki oto tamirhanesinin önüne attığı minderde oturuyor gün boyu. Gece olunca da sokak lambasının ışığından faydalanıyor. Bir tek yatmak için çıkıyor evine. “Makine kullanıyorum. Oğlum makineye bağlı. Elektrik kesildiğinden beri ikimiz de böyle burada oturuyoruz. Oğlumun hastalığından dolayı korkuyoruz” diye anlatıyor yaşadığı zorlukları.

Mahalle sakinlerinden biri “Filistin topraklarına hoşgeldiniz” diyerek karşılıyor bizi. Bir diğeri ile, ellerini yıkamak için ilerideki camiye giderken kesişiyor yolumuz. Basından olduğumuzu söyleyince de anlatmaya başlıyor günlerdir yaşadıkları sıkıntıları. “Alnı secdeye değiyor diye oy veriyorlar AKP’ye ama, asıl günah bu” diyor, terk edilmiş, tahrip edilmiş evleri göstererek. Ekliyor sonra “kentsel değil rantsal” dönüşüm diye.

3350 Ada Sakinleri Derneği Başkanı Şenel Kartal’ın yanına gidiyoruz beraber. Devlet büyüklerine hakaret suçlamasıyla, gözaltına alınıp Cumhuriyet Savcılığı’na sevk edilen ve haftalık imza vermek kaydıyla salınan Kartal yaşanan süreci şöyle anlatıyor:

“İki yıl önce Bakan Murat Kurum’un mahalleye gelmesiyle başladı bu süreç. Mahalleli Kurum’un konuşmalarını tasvip etmeyince kendisi bölgeyi terk etti. Bununla yetinmediler. İnsanlar ödeyemeyiz deyince, ödeyemezseniz bize satın diye yanıt verdi. Bir devlet adabına yakışmayacak söylemler bunlar. Kentsel dönüşüm ikna odaları oluşturdular. Önümüze bir muvafakatname koydular. Biz bu muvafakatnamenin şartlarını kabul etmedik, uzman kişilere, avukatlarımıza danışarak muvafakatnamedeki sıkıntılı noktaları ortaya çıkarttık. Bunun düzenlenmesini, iki taraflı bir sözleşme yapılmasını söyledik, kabul etmediler. Buranın yüklenici firması Emlak Gayrımenkul Yatırım Ortaklığı. 1988’de halka ev sağlamak amacıyla kurulan kuruluşlar bugün bir rant şirketi haline gelmiş durumda. Yüzde 51’i TOKİ’nin yüzde 49’u yabancı sermayenin olduğu İstanbul Borsası’nda işlem gören bir hisse senedi. Bir şirket, bir kar şirketi. İki ay önce bize tebligatlar göndererek boşaltmamızı söylediler. 160 tane dava açtık, yürütme durdurmalar aldık. Bunlara itirazlar ederek, 6306’ıncı kanuna torba yasayla 17. Diye bir madde ekleyerek bugünkü durumları yaşamamıza sebep oldular. Elimizi kolumuzu bağladılar. Yürütme durdurmalar kaldırılınca İstanbul Valiliği’nin emriyle buradaki elektrik, su, doğalgazı kestiler. Hastaların elektriğini suyunu kesmeye devam ettiler. Basına bu durum yansıyınca, TBMM gündemine de gelince, muhtarımıza talimat vererek, hastaları belirleyin dediler. İnsanların yaşam hakkı Anayasal bir haktır, evrensel hukuk ve sosyal devlet anlayışına ters düşen hareketler içindeler”

Mahalleli ne yıkanabiliyor ne de tuvalet ihtiyacını giderebiliyor. En temel ihtiyaçları, yaşamsal hakları ellerinden alınmış durumda. Yemek yapmak için doğalgazları yok. Temizlik ihtiyaçları için gerekli suyu yakındaki caminin şadırvanından sağlıyorlar.

Mahalleli direnmekte kararlı, devlet eliyle yapılan dönüşümün, anayasadaki “sosyal devlet ilkesine” uygun olarak karı amaçlayan değil, maliyetine yapılması gerektiğini savunuyorlar. Görüşmeleri yaptığımız esnada bir yandan da AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin önünde yapacakları eyleme hazırlanırken, tüm yurttaşları seslerine ses olmaya çağırıyorlar.