Düzenin ufku ve gençliğin sorunları

Düzen muhalefetinin ülkemizde yaşanan tüm sorunları çözeceğini iddia edip, sorunların kaynağını hiçbir şekilde görmemesini bir beceriksizlik değil, tam tersine beceri göstergesi olarak görmek gerekmektedir. Mensup oldukları sınıfı ve yana oldukları sistemi kurtarmanın becerisi, gençleri, emekçileri, kadınları kandırma becerisi...

Evrim Saldıran

Türkiye’de sermaye düzeninin attığı adımlar bir dizi alanda yeni sorunları ve krizleri tetikliyor ve derinleştiriyor. Ekonomik krizin gelişimi ve sermaye düzeninin krizin aşılması noktasında izlediği yol emekçileri ve bütün toplumu büyük bir yoksulluğa ve geleceksizliğe sürüklemiş durumda. AKP öncesinde hali hazırda var olan ve kapitalist üretim biçiminden kaynaklanan geleceksizlik, işsizlik, yoksulluk gibi sorunlar bugün daha da katmerlenmiş durumda. Bu sorunların AKP iktidarı ile gelişmesi ve artması onun sermaye düzeniyle ilişkisini ve emperyalist kapitalist sistemin yaşadığı krizi açıklar nitelikte. Bugün bizler açısından sistemik sorunların sistem içinde çözümü teorik ve pratik olarak mümkün görünmüyor, düzen muhalefetiyle devrimcilerin ayrıştığı en temel noktalardan birisi budur. Bu ayrışma ise sistemle kurulan bağa ilişkindir yani meşhur tabirle sınıfsaldır.

Gençlik alanına dair yürüyen tartışmaları bu haber portalı aracılığıyla birçok kez işledik. Temel vurgularımızdan biri de, önümüzdeki süreçte iktidar cephesi başta olmak üzere düzenin bütün unsurlarının yani muhalefetinin, gençliğe yöneleceği, onu anlamaya çalıştığını ifade edeceği ve suyu bulandıracağıydı. Z kuşağı tartışmaları üzerinden yürüyen bu başlığın merkezinde ise şüphesiz seçim hesapları yatıyor.

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkan’ı Meral Akşener’in gençlerle buluşması ya da “dertleşmesi” bu yönelimin içeriğini açıkça ortaya koydu diyebiliriz. Gençlerin yurtlarda yaşadığı sorunlardan, ekonomik krizin gençler üzerinde yarattığı etkiye, genç kadınların ülkede yaşanan kadın cinayetlerine duyduğu tepkiden, gençlerin kültür sanat faaliyetlerinden uzak kalmasına kadar birçok sorunun konuşulduğu bu dertleşme seansı gençliğin durumunu ortaya koyar vaziyette. Evet, bütün bu sorunlar misliyle yaşanmaktadır ve gençliğin neredeyse tamamı bu sorunlardan muzdariptir. Peki düzen muhalefetinin çözümü ne olacaktır? Millet İttifakı’ndan beklenen nedir? Sorunun kaynağı başkanlık rejimi midir?

Üzgünüz, muhalefetin ne çözüm arayışı vardır, ne beklenti içinde olunmalıdır, ne de yaşadığımız süreç düzenin restore edilmesiyle düzelecektir. Ortada olan şey adlı adınca popülizm ve omurgasızlıktır.

Bugün yaşadığımız sorunlar, gençliğe özgü değil toplumsal sorunlar olarak görülmelidir. Bu sorun emperyalizme boyun eğmiş kapitalist bir ülkenin gelecek yaratamayacak, iş imkanı sağlayamayacak, eğitimi, ulaşımı, sağlığı, barınmayı bir sektör olmaktan çıkaramayacak, kadın cinayetlerini durduramayacak, gerici örgütlenmelerin önünü kesemeyecek olmasıdır. Bu sorun emperyalist kapitalist sistemin iç çelişkilerinin bizleri geleceksizliğe ve işsizliğe itmesidir. Dolayısıyla yaşadığımız sorunların çözümü bu sistemin sınırlarında aranmamalıdır.

Gençliğin KYK üzerinden hayata borçlu başlatılmasına çözüm olarak faizlerin silinmesini sadece ana paranın ödenmesini sunanların ufku bu sistemin ufku değil de nedir?

İşsizlik ve geleceksizlik sorununu AKP’nin liyakatsizliğine bağlayanlar açıkça sistemle kavga etmeyeceğiz mesajını vermektedir.

Gençliğin canına kasteden, kadınları toplumsal hayattan soyutlayan ve eve kapatan gerici tarikat ve cemaatleri aklamak için çaba sarf edenler bu düzenle kavgalı mıdır?

Her fırsatta AB fonlarına sırtımızı yaslayacağız diyenlerin, bağımlılıkla, borçlanmayla, yoksullaşmayla derdi var mıdır?

Düzen muhalefetinin ülkemizde yaşanan tüm sorunları çözeceğini iddia edip, sorunların kaynağını hiçbir şekilde görmemesini bir beceriksizlik değil, tam tersine beceri göstergesi olarak görmek gerekmektedir. Mensup oldukları sınıfı ve yana oldukları sistemi kurtarmanın becerisi, gençleri, emekçileri, kadınları kandırma becerisi…

Bugün ise başka bir becerinin sergilenmesi gerekmektedir. Bu düzenin sınırlarını aşacak, gençliği, kadınları, emekçileri yeni bir düzenin mücadelesine katacak bir sürecin örülmesi gerekmektedir.

Gençliğin sorunlarına karşı mücadeleyi yükseltecek, bu düzenin sınırlarına toslamayacak ve azıyla yetinmeyecek bir mücadele süreci açılmak zorundadır.

Geleceksizliğe, işsizliğe, yoksulluğa, üniversitelerin ticarethaneye dönmesine, KYK borçlarına, okumak için çalışmak zorunda kalmaya, yüksek yurt ve ev fiyatlarına, gençliği teslim almaya çalışan gerici örgütlenmelere karşı insanca bir yaşamın mücadelesini yükselteceğiz. Fakat, yalnızca bunların yetmeyeceğini bilerek, bu pisliği devrim temizler diyerek, sosyalist Türkiye’yi kurmak için mücadele edeceğiz.

Tüm bu sorunların kaynağı olan sermaye düzeniyle yan yana gelenleri, söze “önce şu işi bir halledelim de” diye başlayıp sonrasına dair hiçbir şey düşünmeyenleri, gericilikle, emperyalizmle, sermayeyle kavgası olmayanları not ederek mücadele edeceğiz.

Gençlikte biriken tepkinin düzen dışı bir kanala akması, anti-emperyalist, sermaye karşıtı ve laikliği temel alan bir çıkışın gençlik içinde vücut bulması bugün Türkiye’deki en önemli adımlardan biri olarak görülmelidir. Bu ise kendiliğinden oluşmayacak, yarını yaratacak kuşak eliyle şekillenecektir.