Damattan al haberi: Berat Albayrak’ın enerji bakanlığı

Damattan al haberi: Berat Albayrak’ın enerji bakanlığı

17-08-2022 15:40

Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı dönemi icraatları çok tartışılan Berat Albayrak’ın dönemine bir de emekçiler tarafından bakalım; genç Berat ve ailesi nasıl büyümüş?

Vedat AktanBerat Albayrak

Bir aile saadeti örneği üzerinden yükselişleri tepe noktaya ulaşıyor ve bundan sonra devlet ve AKP içinde önlerini alan olmuyor. Berat Albayrak, 10 Temmuz 2004’te Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ile o dönemin parası olan 500 milyar lira mal edilen bir düğün ile evlilik yaptı. Aileye ait olan şirketin kuruluş tarihi 1952 olarak gözüküyor, 1980’lere kadar küçük bir firma olan şirketleri bu tarihte sıkıyönetimin atadığı belediye başkanının ihaleleri vermesi ile büyümeye başlıyor. Önemli dönüm noktası sayılacak diğer bir nokta ise Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu tarihten sonra belediye müteahhidi olarak anılmaya başladıkları dönem ile önleri açılıyor. 2000’li yılların başına kadar inşaat, atık toplama ve taşımacılık alanlarında faaliyet yapan şirket, diğer alanlara da girmeye başlıyor. 1997’de Yeni Şafak gazetesini kuran şirketin 2000 yılındaki geliri 150 milyon dolara yükselirken, 2003 yılından itibaren arka arkaya farklı alanlarda iş yapan, 150 milyon dolar olan cirosunu 2008’de 1 milyar dolara taşıyor. Yani 40 senede toplayamadığı parayı, sadece 5 sene içinde kazanmış oluyor.

Büyüme ise bu dönemde daha çok özelleştirme ihaleleri ile zirveye ulaşıyor. Şirket, 2004 yılından itibaren özelleştirmeden ve kamu satışlarından Konya Ereğli Tekstil, Trabzon Limanı, Tümosan ve İktisat GYO gibi şirketleri bünyesine katan Albayrak, Balıkesir SEKA’yı alarak 2008 yılında 1 milyar dolar ciroya ulaşıyor. 2013 yılına gelindiğinde ise Albayraklar enerji sektörüne giriyor. TMSF’nin 2007 yılında el koyduğu Sabah-ATV grubunu Nisan 2008’de Çalık Holding 1,1 milyar dolara satın aldı. Bu rakamın 750 milyon dolarının, iki kamu bankasından, Halkbank ile Vakıfbank’tan sağlanan 375’er milyon dolarlık krediyle karşılanması tartışmalara yol açtı. Berat Albayrak’ın abisi Serhat Albayrak, halen Sabah-ATV grubunu bünyesinde barındıran Turkuvaz Medya Grubu’nun CEO’luğunu yürütüyor.

Berat Albayrak ve Çalık Holding 2010’dan sonra sıkça Türkmenistan’daki enerji alanındaki yolsuzluk iddiaları ile gündeme geldi. Çalık Holding’in adı 2012 yılında da gölge CIA olarak bilinen Stratfor yazışmalarında geçiyor. Bunun üzerine 2013 yılında Berat, büyük enerji yatırımları olan Çalık Holding CEO’luğu görevini bırakma kararı aldı.
İşler bu noktadan sonra daha fazla karmaşıklaşıyor. Daha sonra simi IŞID petrollerinin aktarımına kadar giden şirketlerin kurulması ve uluslararası belgelerde kara para aklayan şirketler ile anılmasına kadar gidiyor.
Panama belgeleri ile de ortaya çıkan tabloda, 7 Kasım 2009’da bu iki şirket (Singapurda kurulan) offshore cenneti Karayipler’deki British Virgin Island (BVI)’a taşındı. 26 Şubat 2010’a gelindiğinde Grand Fortune Ventures ile Lucky Ventures Türkiye’de yüzde 50’şer ortaklıkla “Petrodrill” şirketini kuruyor. 25 Mart 2011’de ise Türkiye’de yüzde 50 hisse Ahmet Muhassıloğlu, yüzde 50 de Grand Fortune Ventures’a ait “Powertrans Petrol ve Enerji” şirketi kuruldu. Ahmet Muhassılıoğlu bir dönem Çalık Holding’in Türkmenistan’daki CEO’luğunu yapankişi idi. Ahmet Muhassıloğlu Powertrans’taki yüzde 50 hissesini Lucky Ventures’a devretti. Artık Powertrans, tamamen Grand Fortune Ventures ve Lucky Ventures adlı iki şirketin olacaktı. Gelelim bu şirketlerin uluslararası enerji satışlarına.

Reuters muhabirlerinin yaptığı bir araştırmaya göre, Kuzey Irak’tan Ceyhan’a gelen petroller başta Amerika ve İsrail’e satıldı. Haberlere düşen bilgilere göre üst düzey bir Irak petrol bakanlığı yetkilisi, “Powertrans isimli bir Türk şirketi, Kürt hükümeti için aracılık ederek, ihaleler aracılığıyla petrolü tüccarlara satıyor. Ham petrolün çoğu İtalya’da Trieste’ye giderken, kondensat petrol Fransa, Almanya, Hollanda, hatta Latin Amerika’ya gitti. Bu yılın başından beri, Kürt petrolüyle yüklü en az dört yük İsrail’e gitti. Ticaret kaynakları İsrail’in Hayfa’daki Petrol Rafineri Limited (ORL) fabrikasının bu petrolün bir kısmını işlediğini belirtti. Tüccarların açıklamalarına göre, Aşdod yakınlarındaki bir rafinerinin sahibi olan Paz Petrol Şirketi, son dokuz ayda en az iki petrol yükü satın aldı” açıklamalarında bulundu. Gümrük mevzuatına göre transit taşıma yapan firmalar tarafından Türkiye’ye girişte gümrüğe “Transit Beyannamesi” veriyor. Bu beyannameyi inceleyen gümrük yetkilileri taşınan yükü kontrol ediyor ve mühürlüyor. Böylece mühürlenen yükün (petrol, uçak yakıtı) gümrüklü sahadaki çıkış anına kadar yurt içine bırakılmasına karşı önlem alınıyor.

Transit ham petrolü taşıyan araçlar Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriyor. Burada yapılan kontrol ve denetimler sonrasında gümrüğe verilen “Transit Refakat Belgesi” ile Mersin Ataş Rafinerisi’ne gidip, gümrüğün denetimi altında boşaltım yapıyor.

Habur’dan ham petrol ile giriş yapan tankerlerin Mersin’de yapılan boşaltım kontrollerinde çok sayıda tankerde yakıt yerine “su” çıktığı tespit ediliyor. Ancak Habur sınır kapısında tankerlerin girişi sırasında yapılan kontrollerde herhangi bir su tespiti yok.

Habur’dan giren petrol, mühür kırıldıktan sonra “müsait” bir yerde ve “uygun” miktarda boşaltılıyor. Boşaltılan petrol su doldurularak kamufle ediliyor. Yani merkezi Irak yönetiminin “kaçak” ilan ettiği Kürt petrolü “duble kaçak” yöntemle yurtta bırakılıyor. Bu durum gümrük memurlarınca da tutanak altına alınıyor. Buna dair bir bilgiyi Mart ayında, YPG’nin elindeki IŞİD üyesi Türk militan, IŞİD’in ürettiği petrolü Türkiye’ye sattığını ve Türk yönetiminin bu durumdan haberinin olmamasının imkânsız olduğunu söyledi.

IŞİD’li esir, “Petrol ticareti yapıldığını iyi biliyorum. Ayrıca IŞİD’e gıda ve diğer gerekli ürün yardımları da yapılıyor. IŞİD’e karşı ambargo uygulandığı için gıda ürünlerini bulmaları kolay değil. Para, silah ve mühimmat yardımı da yapıyorlar. Tüm bunlar açık şekilde yapılıyor” dedi. Berat ve ortaklarının sicili sadece içerdeki maden ve enerji yağmaları ile değil uluslararası kaçakçılık ve terör ile şekilleniyor.

VARLIK FONU AKRABALARINA EMANET

Servetlerinin büyük kısmını sadece dış operasyonlar ile değil aynı zamanda denetlenemeyen şirketler aracılığı ile de içerde devam ettiriliyor. Sayıştay’ın denetleyemediği, yedi farklı sektörden tam 27 kamu iştirakinin bağlı olduğu ve milyarlarca lirayı yöneten Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) altı ayrı şirket kurduğu açığa çıktı. Bu altı şirketin 236 milyon TL sermaye ile kurulduğu belirtildi. Varlık Fonu’nun kurduğu şirketlerin yönetimde yer alan isimler ise oldukça dikkat çekici. İnternet siteleri dahi olmayan şirketlerin yönetiminde Bilal Erdoğan ile Berat Albayrak’a yakın isimler yer alıyor. Ayrıca yönetim kurulu üyelerinin birçok şirkette, bankada yönetici olduğu da açığa çıktı. Şirketin yönetim kurulu başkan vekilliği görevini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan damadı, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın danışmanı Ömer Demirhan yürütüyor. Aynı zamanda Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) yönetim kurulu başkan vekili olan Demirhan daha önce de iktidara yakınlığıyla bilinen Çalık Holding’de çalıştı.
İktidar cephesi ve holding arasındaki ilişkiler o kadar grift hale geçmiş ki kimin parası kimin elinde belli değil. Soygunu tek elden ve tek şirket ile yapmayan madenler ve enerji üzerinde bakanlığı döneminde neredeyse bir tekel kuran Albayrakların sicilinin tamamının ortaya dökülmesi biraz zaman alacak gibi.