Çocuk İnadı

"Ne yazık ki kitapta anlatılan yoksulluk, günümüzde köylerde hâlâ devam ediyor. Yıllar geçse de köylerin ve köylülerin sahipsizliği değişmedi. Altınbaş, Keke, Yeter gibi nice çocuk köylerde babalarından ayrı, yoksulluk içinde yaşıyor. Bu değişmeyen alın yazısı ülkemiz için kara bir leke."

Çocuk İnadı

Ruhşen Doğan Nar

Gazete Manifesto’daki köşe yazılarından tanıdığımız, roman ve oyun yazarı Tülin Tankut’un son kitabı ‘Çocuk İnadı’, Yeni Ülke Yayınevi’nden çıktı. Bir çocuk romanı olan ‘Çocuk İnadı’, konu olarak Anadolu’nun yoksul bir köyündeki üç çocuğu anlatıyor.

Kitabın ana karakteri altı yaşındaki Fırat; ‘yazın güneşte ışıyan saman sarısı saçlar’ı sebebiyle ‘Altınbaş’ diye tanınıyor. Altınbaş’ın köydeki en iyi arkadaşları ise köyün ‘deli kız’ı Yeter ve kekeleyerek konuştuğu için ‘Keke’ lakaplı Kamber.

Kitabın başlangıcında, Altınbaş’ın babası Berat iş bulma umuduyla köyü terk ediyor. Annesi Gül’le bir başına kalan Altınbaş, babasının yokluğunda zor zamanlar geçiriyor. Yalnızlığını bir nebze de olsa dindiren tek şey arkadaşları oluyor.

Yeter serüvenci, cesur ve kabına sığmayan bir kız çocuğudur. Köyün dar kalıplarına boyun eğmeyen, baba dayağından muzdarip, çalışmaktan okula gidemeyen, yetenekli biridir. Keke ise hayal gücü kuvvetli, resim yeteneği olan yalnız bir çocuktur.

Köyden kente göçün arttığı yıllardır. İş umuduyla babalar evlerini terk etmektedir. Geriye kadınlar ve çocuklar kalmaktadır köyde. Bir taraftan yalnızlık diğer taraftan yoksulluk köyde kalanların hayatını işkenceye çevirmektedir.
Tüm zorluklara, yokluklara, yoksulluğa ve özleme rağmen ‘Çocuk İnadı’ umutsuzluk yayan bir kitap değil. İnsanın olduğu yerde umut da vardır çünkü. Altınbaş’ın babası örneğin askere gitmeden önce şöyle söyler köylülere:
“Suyumuz bol. En önemli şey su. İstesek buraları cennete çeviririz.” (syf. 37)

Köy Enstitülerinin mimarı İsmail Hakkı Tonguç, köylülerin deyimiyle ‘Tonguç Baba’ göz kırpar aynı sayfalarda. Köyleri kalkındırmak için yaptığı çalışmalardan söz açılır. Tüm baskılara ve zorluklara rağmen, köyleri cennete çevirmeyi kafaya koyanlar vardır.

Ne yazık ki kitapta anlatılan yoksulluk, günümüzde köylerde hâlâ devam ediyor. Yıllar geçse de köylerin ve köylülerin sahipsizliği değişmedi. Altınbaş, Keke, Yeter gibi nice çocuk köylerde babalarından ayrı, yoksulluk içinde yaşıyor. Bu değişmeyen alın yazısı ülkemiz için kara bir leke.

Yazar Tülin Tankut bu durumu Gazete Manifesto’da, Hanife Şahan’la yaptığı söyleşide (1) dile getiriyor:
” Bizim gibi, eskilerin deyişiyle ‘çarpık kapitalizm’le kalkınma çabası içindeki ülkelerde, hikayenin geçtiği coğrafyada da görüleceği gibi feodal yoksulluk bitirilememiştir.”

Yoksulluğun sadece köylerde değil, ülke çapında yaygınlaştığı şu günlerde ‘çarpık kapitalizmi’ doğrudan yaşıyoruz. Bıçağın kemiğe dayandığı günler geçiriyoruz.

Aynı söyleşide Tankut, “‘Çocuk İnadı’nda da motivasyonum yazınsal olmaktan çok siyasiydi,” diyor. Siyasi bir motivasyonla kitabı yazsa da Tankut, mesajlarını başarılı bir şekilde metne yedirdiğini görüyoruz. Birçok çocuk kitabı olan yazar, deneyimi sayesinde didaktik bir tondan kaçınmayı ustalıkla başarmış.

Tankut, karakterlerin duygu durumlarını ve köyün doğasını yetkin bir şekilde betimliyor. Köyde bir başına kalmış çocukların, kadınların yaşadığı zorluklara şahit oluyoruz ve duygularına ortak oluyoruz. Özellikle köy yaşamının sıkıcılığı ve çocukların yalnızlığı kitabın öne çıkan duygularından.

Kitabın sonunda, Altınbaş tüm inadını bir kenara bırakıp okula gidiyor. Eğitimin bir kurtuluş yolu olduğu böylece okura anımsatılıyor. Altınbaş, Yeter, Keke gibi köylü çocuklarını ve onlar gibi yoksulluğun pençesindeki şehirli çocukları kurtarma görevi hepimize düşüyor. Çocukların yoksulluğu, fakirliği sadece kitaplarda yaşadığı bir dünyayı kurma umuduyla…

(1) https://gazetemanifesto.com/2022/tulin-tankutun-yeni-kitabi-cocuk-inadi-uzerine-soylesi-dunyayi-degistirmek-isteyenlerin-ortak-ozelligi-hayal-guclerinin-zenginligidir-481694