Cahil, cinsiyetçi, savaş çığırtkanı turuncu kafalıdan “kurtulduğumuz” iyi oldu

Ne kadar tanıdık değil mi? Türkiye’de de her seçim tartışmasında temel argüman “önce bir şu işi halledelim”dir. Maalesef “asgari program-azami program” gibi bir tartışmanın kıyısından geçmeyen bir sığlıkla ileri sürülür üstelik bunlar.

Dünya savaşın eşiğine getiriliyor.

ABD başta olmak üzere emperyalist merkezlerden yayılmak istenen fikir “çılgın despot” Putin’in Ukrayna’da gözünü karartarak en geç bu Cuma’ya savaşı çıkartacağı. Bu Cuma olmazsa önümüzdeki Cuma kesin.

2000’lerle birlikte ortaya atılan kıyamet kehanetleri gibi.

İncil’e göre 2000 yılında kesin kıyamet kopacak; Mısırlılar kıyameti 2005 olarak hesapladı; Maya takvimi 2012’de bitiyormuş; öncekiler yalandı ama bakın bu kesin doğru…

Hiçbir farkı yok.

Başkanlık görevinde büyük bir hayal kırıklığından ibaret kalan Demokrat Partili Joe Biden her mikrofon uzatıldığında aynı nakaratı tekrarlıyor: “Rusya’nın saldıracağına ikna oldum”

Bizim oğlan bina okur döner döner yine okur…

* * *

ABD tarihinin en kanlı okul baskınlarından biri olan Columbine Lisesi baskınının olduğu gün Beyaz Saray’da yine bir Demokrat başkan vardı. Colorado eyaletindeki liselerini basan iki genç 12 arkadaşları ve bir öğretmenlerini öldürdükten sonra intihar etmişlerdir.

Bill Clinton, tüm güneyliliği ile birlikte, Columbine katliamını bir dönüm noktası olarak görerek “bir şiddet kültürünün içerisinde dibe batmaktan” bahsediyordu.

Sadece dört gün sonra NATO Yugoslavya’nın parçalanması sürecindeki son direnci de kırmak için Kosova’daki ayrılıkçı UÇK’ya destek olmak için Yugoslavya’yı bombalamaya başlayacaktı.

Alman Başbakanı Gerhard Schröder’in “Savaşa girmiyoruz, ama Kosova’da askeri araçlar da dahil olmak üzere barışçıl bir çözümün uygulanması için çağrılıyoruz” ifadeleriyle anlattığı 78 günlük bombardıman süreci, tüm İkinci Dünya Savaşı’nda atılan kadar bombanın Avrupa topraklarına düştüğü yegâne örnek oluyordu.

Bir okul baskını nedeniyle şiddetten ve silahların kontrolünden bahseden ABD, Avrupa’nın ortasında tıpkı yüzyılın ilk çeyreğinde Ortadoğu’da yapıldığı gibi sınır mühendisliği yaparak bombalarla işbirlikçi rejimleri devletleştiriyordu.

* * *

ABD’de sosyalist solun da aralarında bulunduğu siyaset yelpazesinin sol tarafında gözükenlerin önemli bir kesimi turuncu kafalı Donald Trump’ın başkan adaylığına karşı önce Hillary Clinton’un ve ardından Joe Biden’ın arkasında hizalandılar.

Trump, düzen siyasetinin en çirkin yönlerini bir arada temsil ediyordu.

Yalancıydı. Cahildi. Küstahtı.

Savaş çığırtkanlığı yapıyordu.

Vergi kaçıran bir para babasıydı.

Açgözlüydü.

Petrol şirketleri, silah endüstrisi gibi en gerici sermaye grupları tarafından destekleniyordu.

Irkçıydı. Cinsiyetçiydi.

Gericiliğin her türü onda vardı.

O nedenle önce Trump’tan kurtulmak gerekiyordu.

* * *

Ne kadar tanıdık değil mi? Türkiye’de de her seçim tartışmasında temel argüman “önce bir şu işi halledelim”dir. Maalesef “asgari program-azami program” gibi bir tartışmanın kıyısından geçmeyen bir sığlıkla ileri sürülür üstelik bunlar.

“Tatava yapma bas geç”ten “ekmek için Ekmeleddin”e kaç seçim böyle geçmiştir hesabını yapmak zorlaşıyor.

Ama aynı ABD’de olduğu gibi önce bir AKP iktidarından kurtulalım.

Ama Türkiye’de kafa karışıklığının daha büyük olduğunu da söylemek lazım. Öyle ki, önce kongre kararıyla Türkiye’nin Erdoğan sorunu olduğunu söyleyip bir iki sene sonra mesele düzen sorunu derken bile Erdoğan’ın karşısındaki aday için oy isteyeceklerini açıklayabilenler ile ikinci tura bırakmaz ilk turdan oy veririz diyenler taban tabana zıt olduklarını savunabiliyorlar.

* * *

Bugün dünya savaşın eşiğinde dolaşıyor.

ABD’de bir kez daha Demokratlar iktidarda.

Cahil, cinsiyetçi, savaş çığırtkanı turuncu kafalıdan “kurtulduğumuz” iyi olmuş. Öyle değil mi?..