Veyis Ateş: Sezgin Baran Korkmaz mağdur olduğu için görüşmeyi kabul ettim

Eski HaberTürk Tv Ana Haber Sunucusu Veyis Ateş, Sezgin Baran Korkmaz'dan 10 Milyon Euro istediği iddialarına ilişkin konuştu.

Veyis Ateş: Sezgin Baran Korkmaz mağdur olduğu için görüşmeyi kabul ettim

Eski HaberTürk Tv Ana Haber Sunucusu Veyis Ateş, katıldığı canlı yayında hakkındaki iddialara ilişkin konuştu. Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 Milyon Euro istediği iddialarını yalanlayan Ateş, “Sezgin Baran Korkmaz mağdur olduğu için görüşmeyi kabul ettim” ifadelerine yer verdi.

Halk Tv’de İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtlayan Veyis Ateş, şu açıklamalarda bulundu:

“Sezgin Baran Korkmaz’la ben Temmuz 2020’de, 20’leri olabilir, meşhur Paramount Otel’e davetli olarak gittim. Ben zaten Bodrum’da tatildeydim. Arkadaşımın teknesindeydim. Ben o tekneye bindikten, İstanbul’a döndükten sonra orada çekildiğim bir fotoğrafı attım, Instagram’a koydum. Bizim aramızda geçen diyalogla, benim bir teknem yok. Benim arkadaşlarımın teknesi. Paramount Otel’e Cihan Ekşioğlu beni davet etti. Bir defa gittim. Ya cuma ya da cumartesi pazar akşamı, para ödemedim, davetli olarak gittim. Bu ve benzer otellere davetli olarak zaten gittim. Daha lükslerine de gittik, gördük. O günün kaldığım sabahın ertesi sabahı kahvaltı sofrasında biri yanıma geldi, merhaba ben Sezgin Baran Korkmaz dedi. Tanışma bir. Temmuz dediysem, eylül ekim gibi olabilir, bir balıkçının kapısında bir kez daha tanıştık. Bu ikinci.”

“O tatil buraya gelecek tatili ne zaman, bir kez daha tatile gitmek istemişim. Arkadaşlarımızla kendi Instagram hesabımda goy goy yapıyoruz. Bakılsın bugüne kadar tekne almış mıyım, satmış mıyım. İş adamı bir arkadaşımın iş adamı bir arkadaşıyla teknede fotoğrafım var, onu da linç ettiler.”

“Savcılığa başvuracağım, soruşturulsun isteyeceğim. Herhangi bir şekilde servet çoğalması, aşırı zenginleşme var mı hepsini buyursunlar araştırsınlar.”

‘MAĞDUR EDİLDİM DEDİĞİ İÇİN KONUŞTUM’

“(Sezgin Baran Korkmaz) Kasım-Aralık olabilir, yurt dışına çıktıktan iki hafta sonra bir ortak tanıdığımız dedi yurt dışında, seni aramak istiyor dedi. Ben dedi çok mağdur edildim dedi. Tarihini hatırlamıyorum, 5 Ocak olamaz. Ben aramadım, o aradı beni. Senden ricam, sayın bakan beni yanlış anlıyor, ben şöyle mağdur edildim, lütfen bu mesajımı iletir misin? Ben yarın-bugün gidebilirim, gittiğimde iletirim dedim. İki üç hafta sonra gittiğimde Sayın bakan Sezgin Baran Korkmaz diye biri var, beni aradı dedim. Keşke açmasaydın dedi. Dedim böyle böyle şeyler var, kesinlikle doğru değil dedi.”

“Bunu kabul etmemin sebebi çoluğum çocuğum burada, Türkiye’de, yalnız kaldım, yanlış anlaşıldım dedi, bu bana ulaşıyor. Şu bakanlıkta, şu tayinlerde bana telefon geliyormuş ya bana, çoluğum çocuğum var, insanlar bu tür durumlarda arayanlarda yardımcı olmaya çalışırım.”

“İsmail bilmiyorum neyden arandığını, mağduriyetini iletiyor bana, ben de iletiyorum. O beni arıyor, diyorum ki böyle böyle… Bugüne kadar niye çıkmadığım meselesini ayrıca konuşacağız ya, üstümde Habertürk gibi bir kurumun adı vardı. Daha bugüne kadar niye konuşmadığımı da anlatacağım.”

’10 MİLYON LİRALIK BİR TALEP ARAMIZDA GEÇMEDİ’

“Böyle bir gaflet, böyle bir dalaletten dolayı… Şu başıma gelenlere bakar mısın? Ben 2006’dan beri haber anlatan bir insan olarak böyle bir yanlışa düşmüş bir insan… Hata bu telefona cevap vermek. Biz Sayın bakana mesajını ilettim, sayın bakan bana böyle diyor, şöyle diyor temasımız olmamış. Aradan geçti, tekrar arandım, abi çok zor durumdayım, benim bu hikayeden çıkmam lazım… Dedim ki bu işlerin yargı, hukuk yolları… Dedi abi bunun lobileri var, temasa geçelim, derdimizi anlatalım… Avukat ordun yetmemiş ki buraya gelmişsin. ‘Abi ne gerekiyorsa yapayım, ne gerekiyorsa vereyim, benim çoluğum çocuğum burada… Şöyle yapayım böyle yapayım…’ Bu konuşma 7 Ocak… Bu 7 aylık zaman diliminde ben 10 milyon euro istemişim değil mi? Bu zaman kadar neredeyiz bir. İki, Sezgin Baran Korkmaz bana bir mesaj atmış, Emre Uslu’nun attığı bir tweet… Diyor ki Veyis Ateş Sezgin Baran Korkmaz’dan 10 milyon TL koparmış, onu da İbrahim Kalın’la paylaşmış, altında Sezgin Baran Korkmaz’nın arabası. Aradım, ‘Abi Allah bu FETÖ’cülerin belasını versin, görüyor musun neler oluyor’… 10 milyon euro’luk bir talep bir talep aramızda geçmedi. Diyelim ki istedim, geldi ya bana, kaç para yapıyor, nereye saklayabilirim. İstemedim diyorum. Madem benim böyle bir telefon konuşmam var, nerede?”

“Abi madem bu iş olmuyor ya, bu adam bana diyor ki ‘Bu memlekette lobiler var, klikler var…’ Ne anlarsın? Devletin bakanı diyor ki konu kapalı, gelecek yargıya teslim olacak. Ben diyeceğim ki, lobiler klikler var gönder bana 10 milyon euro ben bu işi çözerim. Böyle bir konuşmamız yok. (İsmail Saymaz: Ben bu konuşmayı dinledim. Sen konuşmada diyorsun ki, beklenti ve isteklerini göstermen lazım. O da diyor ki samimiyetimi nasıl göstereceğim abi. Sen bu görüşmeyi yapmışsın. Bunu nasıl açıklıyorsun?) 10 milyon euro istemiş miyim, böyle bir kayıt var mı, ben kendi ellerimle götüreyim. Benim 7 aydan beri çıkmayan sesim, çıkmayan konuşmam, neresi önü, neresi arkası bilmediğim bir konuşma. Ben 10 milyon euro istemedim, böyle bir konuşmayı yapmadım. ”

‘BENZER HİKAYELERİ BALYOZ’DA GÖRMÜŞTÜK’

“Benim böyle bir görüşmem yok, bu adamın bana anlattığı dertleri var. O klik ve lobiler kimse diyorum İsmail, araştırılsın. 7 Ocak’ın bir hafta öncesinde, sonrasında benim konuştuğum klik, lobi, HTS kaydı kimse ortaya çıksın. (Saymaz: Sizin adınıza konuştuğuma göre, hakemlik ve yöneticilik yaptığıma göre diyorsun, kendini Korkmaz’a böyle tanıtıyorsun. Kulaklarımla duydum ve dinledim. Bu konuşmayla senin anlattıkların örtüşüyor.) Ben hiç Sezgin Baran Korkmaz’yla konuşmadım, dertlerini anlatmadı diyorum ki. Bu konuşmanın önü arkası nerede? Ben para istemedim. Birilerinin bir meblağ istediğinden de söz etmedim. Bir kişiyle konuştum. Devletin İçişleri Bakanı’na söyledim, 7 Ocak’ta Diyarbakır’da. Ben 7 Ocak’ta İstanbul’dayım. Bu benzer hikayeleri biz Balyoz’da görmüştük, 17-25 Aralık’ta görmüştük. 40 yıl düşünsem… Diyelim ki nefsime yenik düştüm İsmail, 10 küsür trilyonu dedim ki gönder bana bir şekilde. Ben onu nereye teslim edebilirim İsmail? Basit bir hesap ya.”

“Devletin İçişleri Bakanı diyor ki gelecek yargıya teslim olacak. Ben kimim ki hangi yargı kliğini, hangi lobiyi bulabilirim ki bu işi 10 milyon euro’ya çözdürebilirim. Devletin bakanı gelecek yargıya teslim olacak diyor, ben diyeceğim ki bir şey buldum, bana para gönder.”

“Sadece söyleyeceğim. Ben bugün 14.30-15.00 gibi uyandım, telefonum çaldı, ismini vermeyeceğim. Ya bu şey beni aradı, ‘Sezgin Baran Korkmaz beni aradı, eee, bu akşam şeye çıkacakmış, Halk TV’ye, bu mevzuları fazla dillendirmesin…’ Kim söyledi söylemeyeceğim. Madem sır ya. Ben madem bugün konuşacağım, bugün niye bana sabah mesaj yolluyorsun?”

“Pazar günü beni aradın dedim konuşmayacağım. Kafamı uzatıyorum yalım çıkıyor, teknem çıkıyor. Bir de üstümde Habertürk gibi Türkiye’nin en kıymetli televizyon kanallarından birinin kurumsal kimliği var. Bu aidiyet üstündeyim, çıkıp açıklama yapıp kuruma zarar vermek mi, bir de bekledim herkes eteklerindeki taşları döksün. Ben bugün buraya çıktım Halk TV’ye derdimi anlattım ya, Türkiye’nin bir kısmı yine aaa yapacak, bir kısmı olabilir diyecek. Şöyle bir şeyin içerisindeyiz, sosyolojinin içerisindeyiz, 2006 yılında, daha öncesinde radyo programcılığı saymayalım, Yeni Şafak grubunda televizyonculuk yaptım, oradan Habertürk’e geldim…”

‘PEKER’DEN ÇEKİNİYORUM DEMEDİM’

“(Saymaz: Ciner Medya Grup YK Başkanı Kenan Tekdağ ile bir metin üzerinde anlaştınız, sen bunu yayınlayacağına söz verdin, sonra arayıp demişsin ki ben Peker’den çekiniyorum demişsin.) Peker’den çekiniyorum demedim. Takriben 12 saat sonra Kenan Bey’i arayıp açıklama yapmayacağım dedim, daha üstüme ne yapacağını bilmiyorum. Bu, sevgili terzim, LV’lere uygun olmadığı için, 6-7 bin TL ödemiş olabilirim, bir palto, kaşkol da onun hediyesi. Şapka da orada kafama taktığım bir şapka. 1 hafta sustum, üstüme meteor yağıyordu. Üstümdeki kurumsal kimlik de kalktı.”

(Saymaz: Bana deseler 10 milyon euro aldın. Derim ki hadi lan oradan. Ben bu ses kaydını dinledim, senin ağzından meblağ kelimesinin çıktığını işittim, sen yok diyorsun, ben işittim.)

“Yalım yok. Boğaz’da da oturmuyorum. Dedim ya bekledim eteklerimdeki taşlarım dökülsün. 10 milyon euro aldım, aldığımla Sağlık Bakanlığı’ndan işler yaptım kazandım ya, 2+1 3900 TL kira ödediğim, 250 TL aidat ödediğim bir evde oturuyorum. Bütün mal varlığım bu, ben takriben Habertürk Genel Müdürlüğü süresince ayda 30 bin TL kazanan adamım. Bırakın Beymen, Vakko giyiyormuşum… Ben Habertürk’e gece spikeri olarak geldiğimde 320 d BMW’ye biniyordum. Devlet bana Mercedes tahsis etmedi. Benim korumam var. 3 yıldır. Ekrana çıkıyorum, Afrin, Cerablus, El Bab, Azez’e gidip döndüğümde…”

“Sedat Peker’le 2016-2017 yılı olabilir Kuruçeşme’de bir mekanda 4-5 kişi oturduk, yemek yedik, sohbet ettik. Ne siyaset konuştuk, ne iş konuştuk. Hayatımızda bir defa orada tanıştık. Ne bir selam aldık, ne bir selam gönderdik.”

SEZGİN BARAN KORKMAZ: BU KONUŞMAYI YAPMADIM DİYORSA İLK UÇAKLA TÜRKİYE’YE GELECEĞİM

Veyis Ateş’in canlı yayında soruları yanıtladığı sırada Sezgin baran Korkmaz yayına bağlandı. Korkmaz şu açıklamalara yer verdi:

“Bu insanlarda utanma ve arlanma duygusu olduğunu düşündüğüm için, kaydı Veyis Bey’in çalıştığı haber kanalındaki bir kişiyle paylaştım. Bu konunun neden bu noktaya geldiğini anlatmak istiyorum. Beyefendi benim kendisini aradığımı, hayatın olağan akışına da çok aykırı, benim zekamla da dalga geçiyor. Benim hukukçu bir arkadaşım üzerinden defalarca ulaşmaya çalışmış. Ben de Veyis Bey ile konuştuğumda kendisi bana bu konuda yardımcı olabileceğini söyledi. Ailemin, çocuklarımın ne kadar güç durumda olduğunu anlattım. O da beni çok iyi anladığını ve yardım etmek istediğini söyledi. Görüşmesini de gerçekleştirdikten sonra beni arayıp… Eğer ki Veyis Bey ben bu konuşmayı yapmadım diyorsa, ben ilk uçakla Türkiye’ye gelmeye namus ve şeref sözü veriyorum. Siz bana bir gazeteci söyleyin, arayıp hemen ona dinleteyim. Veyis Bey’den sadece doğru olanı istiyorum. Görüşmeyi dinlediniz, bana niye soruyorsunuz. Üstadım, Veyis Bey beni Ankara’ya gitmeden bir gün önce arayıp bir görüşme yapacağını söyledi. Ben seni anlıyorum dedi. Telefon konuşmasından sonra dönüş yolunda beni aradı, görüşmelerimi yaptı, başka başka şeyler söyledi, başkalarını da zan altına sokmak istemiyorum. Bu laflar bana inandırıcı gelmiyor. Bana bu işi halledebileceğini, benimle uğraşan bir lobinin bana bunu yaptığını, kendisinin aracı olduğunu, bu nasıl olacak dediğimde istedikleri meblağı vermemiz gerektiğini, meblağın ne olduğunu söylediğimde 10 milyon euro olduğunu açık açık söylemiştir. Beni aradığı zaman insanlar gözaltındaydı. Ben bu konuşmayı kimseyle paylaşmayacaktım, avukatlarımla konuştuk, savcılığa gidecektim ve savcılığa suç duyurusunda bulunacaktım.”