Sol seçenek Ankara'da tartışıldı: Bağımsız program ortaya koyulmalı

Türkiye Komünist Hareketi MK Üyesi Kurtuluş Kılçer, Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ve Akademisyen Prof. Dr. Gamze Yücesan Yeni Bir Cumhuriyet Konferansı’nın Ankara ayağında bir araya geldi.

Sol seçenek Ankara'da tartışıldı: Bağımsız program ortaya koyulmalı

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) “Yeni bir Cumhuriyet Konferansları” kapsamında düzenlediği ‘Karanlıktan Aydınlığa Türkiye’nin Sol Seçeneği Ne Olmalı’ başlıklı Ankara oturumu gerçekleşti.

Tüm Bel-Sen Genel Merkezi toplantı salonunda düzenlenen oturumda Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, TKH MK ( Merkez Komite) üyesi Kurtuluş Kılçer ve Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir konuştu.

PROF. YÜCESAN ÖZDEMİR: MÜZAKERE DEĞİL MÜCADELE

Oturumda söz alan Prof. Dr. Özdemir, ekonomik krizin ve salgının emekçi halk sınıflarında derinden hissedildiğine değinirken emekçi kesimlerin seslerini yeteri kadar duyuramadığını söyleyerek, “Bugün emekçi halk kesimlerinin ve emekçilerin, tüm halkın sesini ve sözünü örgütlemek ve siyasal alana taşımak sosyalistlerin en büyük en acil görevi” dedi. Prof. Yücesan Özdemir, sosyalistlerin bulanık söylemleri bir kenara bırakarak kendi ortak programlarıyla emekçi halkın karşısına bir seçenek olarak çıkması gerektiğini belirterek solun bağımsız teori, siyasal ufuk ve talepleri, siyasal strateji ve sol kültürü yeniden var etmesi gerektiğini vurguladı.

İŞLEYEN: SOSYALİSTLERİN GÖREVİ HALKIN ÇIĞLIĞINA SAHİP ÇIKMAK

Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, toplumun bunalmış vaziyette olduğuna ve bundan kurtulmak istediğine değindi. Sosyalistlerin bu eşikte alacağı tavra değinen İşleyen “Bu eşikte alacağımız tavır halkın çığlığına sahip çıkan bu çığlıkla bütünleşen ve Türkiye’yi bu büyük histen kurtaracak şekilde bir pozisyon almaktır” dedi. Sosyalistlerin mücadele etmesine değinen İşleyen “Belki de bütün 20 yıl boyunca en tutarlı mücadeleyi yürüten sosyalistler, Türkiye bu iktidardan kurtulduğu evrede etkin bir kuvvet olarak yer almalıdır” dedi.

Sosyalistlerin karşısında ikili bir mücadele süreci olduğunu belirten Önder İşleyen, görevin sadece iktidarın değişmesinden ibaret olmadığını, AKP eliyle kurulan rejimden de kurtulmanın da en az o kadar önemli olduğunu belirtti. İşleyen, ikili mücadele sürecinde sosyalistlerin tek adam rejiminden kurtulurken, buradan bir güç olarak çıkması gerektiğini söyledi. Sürecin ikinci görevinin “pozitif bir kurucu çizgi yaratmak” olduğunu söyleyen Önder İşleyen, Türkiye Sosyalist Hareketi’nin bir cephe oluşturmasının tarihsel bir görev olduğunu, devrimcilerin bu mücadeleyi bütünlüklü ele alması ve bu süreçte kendi bağımsız kimliğini yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

KURTULUŞ KILÇER: SOL KENDİNİ BAĞIMSIZ PROGRAMINI ORTAYA KOYMALI

TKH MK üyesi Kurtuluş Kılçer, konuşmasında toplumun taleplerine değindi. Toplumun taleplerinin iş, aş, ücret, gelecek, eşit yurttaşlık, laiklik olduğunu söyleyen Kılçer, “Bugün sokağa çıktığınız zaman toplumun talepleri üç aşağı beş yukarı böyle. Kadını, genci, Kürdü, Alevisi, tüm yurttaşlar eşit yurttaşlık istiyorlar. Toplumdaki talepler sol taleplerdir. Bu taleplerin sözcüsü olacak mıyız olmayacak mıyız?” dedi.

Kılçer, 1923 Cumhuriyeti’nin anti-emperyalist, hilafet ve saltanata karşı kurulduğunu, bugün ise bunun bitirildiğini, emperyalizme tam bağımlı, tarikat ve cemaatler ile Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanlıkla ikame edildiği bir süreçte bulunduğumuzu belirtti.

Solun 40 yıldır savunmada olduğunu, buradan çıkması ve “Yeni Bir Cumhuriyet” programıyla emekçi halka seçenek haline gelmesi gerektiğine değinen Kılçer, “Sol kendi bağımsız programını ortaya koymalı” dedi.

Sermaye sınıfının bir uyum istediğini belirten Kurtuluş Kılçer, düzen muhalefetinin çözüm olarak sunduğu seçeneğin bir revizyon olduğuna işaret ederken emekçilere dayatılacak olan çözümün 2. Kemal Derviş Programı olduğunu söyledi.

Sosyalistlerin sözlerini net bir biçimde toplumun karşısında söylemeleri gerektiğini de belirten TKH MK Üyesi Kılçer, “Üzerimizdeki vesayetten, üzerimizdeki gölgeden de kurtulmalıyız” dedi. İdeolojik alanın önemine değinen Kurtuluş Kılçer, sosyalistlerin ideoloji ve kültür alanında 1980 öncesine göre geriye düştüğünü belirterek, bu alanlardaki üretimin önemine değindi. Kurtuluş Kılçer, sosyalistlerin bu konuda da atağa geçmesi gerektiğine dikkat çekti.

Seçimler öncesi sosyalistlerin bir güç olarak bir araya gelmesinin altını çizen Kılçer, TKH’nin böylesi bir birliktelik için elinden geleni yaptığını, yapmaya devam edeceğini ve burada yerini almaya hazır olduğunu tekrar etti.

Oturum, salonda bulunan katılımcıların katkıları ile sona erdi.