TKH: Helalleşme değil hesaplaşma vakti!

TKH tarafından yapılan açıklamada "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklama ile esnaftan ve çalışanlardan 'helallik' istemiştir. Ancak bugün helallik istenecek değil hesap verilecek bir tablo ve hesap vermesi gereken bir makam vardır" denildi.

TKH: Helalleşme değil hesaplaşma vakti!

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “helallik” istemesine yanıt verdi. TKH tarafından yapılan açıklamada, bugün helallik istenecek değil hesap verilecek bir tablo ve hesap vermesi gereken bir makam olduğu vurgulanırken, AKP iktidarının işlediği şuçlar sıralandı. “Helalleşme değil hesaplaşma vakti!” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bugün yaptığı açıklama ile esnaftan ve çalışanlardan ‘helallik’ istemiştir. Ancak bugün helallik istenecek değil hesap verilecek bir tablo ve hesap vermesi gereken bir makam vardır:

Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden mafyatik, teokratik, yağmacı şahsım devletine geçtiniz.

Halkın 128 milyar dolarını elbirliğiyle yok ettiniz, emekçilerin ürettiği zenginlikleri sermayeye peşkeş çektiniz.

Pandemiyi yönetemediniz, toplumu aşılayamadınız, halkın sağlığını tehlikeye attınız.

İşçiye, esnafa yardım dediniz, yandaşların milyonlarca liralık vergi borçlarını affettiniz.

İstanbul Kanalı diye tutturup, ülkemizin topraklarını Katar’a ve yandaşlara sattınız.

İstanbul Sözleşmesini iptal edip, kadınlara şiddeti reva gördünüz.

Üniversitelere liyakatsız partizanlarınızı rektör diye atadınız, buna karşı çıkan öğrencileri hapse attınız.

Yandaşlarınıza birden fazla maaş ve huzur hakkı bağladınız, zengini daha zengin ederken avuçlarına iş ve aş yazan emekçileri intihara sürüklediniz.

‘Açız, eve ekmek götüremiyoruz’ diyen esnafa, ‘Bu biraz bana abartılı geldi. Çok abartılı geldi bana. Keyif çayı bu. Al bu çayı iç.’ diyerek alay ettiniz.

Geçmişte de, ‘Bu çiftçinin hali ne olacak? Anamız ağladı?’ diyen çiftçiye ‘Ananı da al git. Artistlik yapma lan!’ demiştiniz.

Helallik istemeyi bırakın; asıl verilmesi gereken büyük bir hesap var!”