TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP için NATO’culuk ve Amerikancılık esastır

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek "AKP için NATO’culuk ve Amerikancılık esastır. Bugün de, ‘F-35’ten arta kalan paralarımızı alacağız’ söylemiyle ABD ile f-16 pazarlığına girişmek tam anlamıyla işbirlikçi siyasetin bir örneğidir." değerlendirmesinde bulundu.

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP için NATO’culuk ve Amerikancılık esastır

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in katılımıyla gerçekleşti. TKH YouTube kanalı ve sosyal medya hesapları üzerinden yayınlanan toplantıda, Tekerek “AKP için NATO’culuk ve Amerikancılık esastır” diyerek gündemdeki önemli gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“DEVLET AKP’NİN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA ORGANİZE OLAN BİR MEKANİZMAYA DÖNÜŞTÜ”

Tekerek, devlet kurumlarının dönüşümüne ilişkin şunları kaydetti:
“Ülkemizde devlet kurumlarının içine düşürüldüğü durumu hep beraber görmekteyiz. Devlet, tanımı gereği halkın ortak ihtiyaçlarını organize eden bir mekanizma değil AKP’nin ihtiyaçları doğrultusunda organize olan bir mekanizmaya dönüştü. Bu yeni de değil uzun bir zamandır böyle.
Bu kurumlarda yalan var, bu kurumlarda AKP- Tarikat kadrolaşması var, bu kurumlarda kendi işini yapmak değil, AKP’nin işini görmek var. O zaman karşımızda kurum olmadığını AKP’nin adı konmamış parti teşkilatları olduğunu açıkça söylemek gerek.”

“AKP İKTİDARINI DEVAM ETTİRMENİN YOLUNU BİLDİĞİNİ OKUMAKTA BULMUŞTUR”

Tekerek, düzen muhalefetinin topluma sunduğu reçeteye ilişkin ise şunları söyledi:
“AKP’nin kendisi için yazdığı reçetede anlaşılıyor ki bu politikalarda daha da fazla gaza basmak vardır. AKP durduğunda düşecek olduğunu bilen bir parti olarak, iktidarını devam ettirmenin yolunu bildiğini okumakta bulmuştur.

Millet ittifakı olarak adlandırılan partilerin bileşenlerinin reçetesinde güçlendirilmiş parlamenter sistem yazmaktadır. Ancak bu ittifakın ne söylediğine değil ne söylemediğine yani o reçete ne yazdığına değil ne yazmadığına bakmak daha önemlidir. O reçetede emperyalizme karşı bağımsızlık yoktur. Sömürüye karşı eşitlik yoktur hatta o reçetede laiklik dahi yoktur. Bu düzenin köhnemiş yanlarının iyileştirilmesi vardır. Yani bu reçetede pansuman vardır hastalığın kökünden iyileştirilmesi yoktur.
Karşımızda orasında burasından düzeltilecek bir düzen değil demin de ifade ettiğimiz gibi AKP ile daha da fazla temelinden çürümüş bir düzenin yıkılıp yenisini kurma görevi vardır.”

“SADAT KAPATILMALIDIR”

Tekerek, SADAT gündemine ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu.

“Son dönemlerde yeniden SADAT’ın faaliyetleri gündem olmuştur. Partimiz aylar önce SADAT ile ilgili bir açıklama yapmıştı. O açıklamayı tekrar hatırlatmak isteriz. Demiştik ki , ‘SADAT açık bir şekilde büyük bir İslam devletleri konfederasyonu istediğini ilan etmiş, bunun haritasını bile çizmiş, hatta bakanları ve cumhurbaşkanı dahi olması gerektiğini söylemiştir. SADAT’ın amacı ticari bir şirket faaliyetinin ötesinde bir faaliyet olarak durmaktadır. Sadat tabiri caizse IŞİD zihniyetli bir yapılanmadır. Amacı Türkiye Cumhuriyeti’ni bağımsızlığını ortadan kaldırıp kurulacak bir İslam devleti federasyonunun parçası haline getirmektir. İslam konfederasyonu hayallerini açık olarak ortaya koyan bir paramiliter örgütlenmenin ülkemiz anayasası ile de uyumlu olmadığı beyanlarından bellidir! Bu nedenlerden dolayı SADAT soruşturulmalı, kapatılmalı ve kurdukları örgütlenmeler dağıtılmalıdır.”

“AKP, ÜLKEYİ YÖNETME EHLİYETİNİ KAYBETMİŞTİR!”

Tekerek, AKP iktidarının F-16 pazarlığına ilişkin ise şunları söyledi:

“ABD’nin CAATSA yaptırımlarına sessiz kalan AKP, şimdi de f-35 olmazsa bari f-16 verin diyerek tutarsız dış politikasına bir yenisini daha eklemiştir. AKP için NATO’culuk ve Amerikancılık esastır. Bugün de, ‘F-35’ten arta kalan paralarımızı alacağız’ söylemiyle ABD ile f-16 pazarlığına girişmek tam anlamıyla işbirlikçi siyasetin bir örneğidir. AKP, ülkeyi yönetme ehliyetini kaybetmiştir! Dik duruş, pazarlık ve denge yaparak değil, NATO’dan çıkarak, emperyalizmle yapılan tüm anlaşmaları iptal ederek olur.”

“CARGILL’İN DİRENİŞÇİ İŞÇİLERİNİ SELAMLIYORUZ”

Tekerek, zafere ulaşan Cargill direnişine ilişkin ise şunları kaydetti:

“İşten atılan işçiler tek gıda iş sendikası öncülüğünde 1280 gün boyunca önemli bir direniş süreci yaşadılar. Gün geldi göz altına alındılar gün geldi Cargill önünde günlerce gecelerce beklediler orada yatıp orada kalktılar.
Direniş sürerken sendikanın Cargill’deki örgütlenme süreci de devam etti ve 12 ekimde sendika Cargill’de yeterli örgütlenmeyi başardı. Bu başarı aynı zamanda Cargill’de işten atılan işçilerin inadının ve Cargill işçileri arasındaki meşruluğunun da bir ispatıdır. Cargill’in direnişçi işçilerini bu nedenle bir kez daha selamlıyoruz.”