Terkoğlu’ndan ‘sarıklı amiral’ yazısı: Hulusi'ye omuz verecek sarıklı

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu ordu içindeki cübbeli sarıklı amirale ilişkin çarpıcı bilgiler yayınladı.

Terkoğlu’ndan ‘sarıklı amiral’ yazısı: Hulusi'ye omuz verecek sarıklı

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu bugün yayınladığı ‘Sarıklı asker hangi cemaatten?’ başlıklı yazısı ile TSK içerisindeki tarikat örgütlenmesine dair önemli bilgiler açıkladı.

AKP – FETÖ kavgasının ardından muhafazakarlığın daha görünür olduğunu belirten Terkoğlu, “Günlerdir tartıştığımız cüppeli-sarıklı amiral hangi cemaatten? Garip ama herkes farklı düşünüyor. Kesin olan şu ki resmi kayıtlarda bulunmuyor. Yani ne eski ne yeni, sicilinde herhangi bir tarikat bağlantısı yazıyor. Haliyle belgeli bir yanıtı yok. Deniz lisesinde öğrenciyken, Fethullahçıların düzenlediği hafta sonu pikniğine katıldığı için mercek altına alındığı anlatılıyor. Ancak bunun arkadaşlarının daveti olduğu, bu nedenle diğer öğrencilere yapılan işlemin ona yapılmadığı söyleniyor. Bugün nasıl böyle açık açık, makam aracıyla giderek bu görüntüyü verdi diye soruyorlar ya…

Onu tanıyanlar FETÖ’nün tasfiye sürecinin bir dönüm noktası olduğunu ifade ediyor. Daha önce yediğiyle, içtiğiyle, giyinmesiyle diğer askerler gibi hayat süren Amiral, AKP-FETÖ kavgasının ardından görünür şekilde muhafazakârlığını öne çıkarmış. Basına yansıyan görüntüsündeki gibi kendisini açığa koyar hale gelmiş. Biliyorum, halen cemaat sorusu havada kaldı…

İslami kesimdeki uzmanlara başvurunca ortak bir kanaatleri olduğunu gördüm. Tarikat ve cemaatleri izleyenler, giyinme ve davranış şekillerini takip edenler, sarık bağlamasından cüppeye kadar işaretlerini tanıyanlar hemen “Kurdoğlu” yanıtı verdi.” ifadelerini kullandı.

Terkoğlu’nun yazısındadeğinilen önemli konular ise şu şekilde:

‘GÖRÜNMEYEN’ CEMAAT KURDOĞLU GRUBU

Nurculuk kökenli ama aynı zamanda FETÖ’ye rakip Kurdoğlu Grubu, cemaatler içinde en az bilineni. İşin ilginci, Diyanet’e mal edilen meşhur tarikatlar raporunda, küçük gruplar hatta kişiler bile eleştiriyle yer alırken “Kurdoğlu Grubu”na ilişkin tek satır yok.

Daha çok, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamalarından hatırlıyoruz. Başbuğ, “(MİT’ten) ‘TSK’de Fethullah Gülen Cemaati’ne mensuptur’ diye tek bir rapor gelmedi. Başka raporlar geldi mi? Geldi. En çok gelen raporları da ben size söyleyeyim: Mehmet Kurdoğlu Cemaatiyle ilgili, Mehmet Kurdoğlu’yla ilgili geldi” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan da doğrulayarak “YAŞ’ta önümüze imza için getiriyorlardı. (…) Bunların içinde çoğu zaman FETÖ’cü değil, Nurcuların içerisinden Kurdoğlu takımı vardır” demişti.

Resmin bütünü FETÖ operasyonlarıyla çıktı. TSK içinde bir cemaatler savaşı vardı. Adını, lideri Mehmet Kurdoğlu’ndan alan rakip cemaat, FETÖ tarafından kasıtlı olarak açığa çıkarılıyordu. FETÖ, ışığı başkasına tutarken kendisi karanlıkta kalıyordu.

FETÖ – KURDOĞLU KAVGASI

Aslında görünen köy, kumpas davalarından okunuyordu. Zira 2009 yılında piyasaya sürülen, FETÖ imalatı İrticayla Mücadele Eylem Planı’na, izini şu satırlarla bırakmıştı: “Kurdoğlu cemaati ve benzeri diğer cemaatlere mensup TSK personelinin TSK ile ilişkileri kesilirken FG (Fethullah Gülen) grubuna mensup oldukları için atıldıkları şeklinde haberler yaptırılarak kamuoyunda FG grubunun büyük yara aldığının düşünülmesi sağlanacaktır.”

Kumpasın, Kurdoğlu cemaati gösterilerek nasıl kurgulandığını, tutuklanan MİT’çiler o yıllarda hapishaneden şöyle anlatmıştı:

“Kurdoğlu cemaati içinde bulunan ‘Erzincan’ kodlu öğrenci, MİT’in internet sitesine, cemaatin faaliyetlerine ilişkin olarak bilgi vermek istedi. MİT ana karargâhı da gelen mesaj üzerine öğrenciyle görüşülmesi talimatı verdi. 5 ay boyunca görüşme sürdü. Verdiği bilgilerin tutarsızlığı nedeniyle ekim ayında ilişki kesildi. Erzincan kodlu öğrenci, Erzurum Savcısı Osman Şanal’a MİT görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Savcı Şanal da MİT görevlilerini Erzincan’da Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddia edilen İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı uygulamakla suçladı.”

Rüzgâr tersine döndü. Kurdoğlu cemaati, FETÖ operasyonlarıyla daha çok konuşulmaya başlandı. Gazeteci Tolga Şardan, beş yıl önce Milliyet’te, “(TSK’deki) tasfiyelerin, sivil bürokraside olduğu gibi ‘güçlü bir yapı’ tarafından gerçekleştirildiği yönünde bilgiler yansımış durumda kulislere” diye yazmıştı. Onu Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz tamamlamıştı: “Öyle görünüyor ki TSK’da bu işleri yapan dairelerde bir başka ‘cemaat’ etkin. Bunlara Kurdoğlu cemaati ya da grubu deniliyor.”

HULUSİYE OMUZ VERECEK SARIKLI

Siz belki kızarak “sarıklı amiral” dediniz. Ama Nurculuk yazını, uzun yıllardır “Hulusi’ye omuz verecek sarıklı asker” beklentisiyle dolu.

Nursi, Beşinci Şua’da, gelecekte bir gün, Türk ordusunun “İslam ordusu”na dönüşeceğini haber veriyordu:

“Kahraman ve mücâhid ordunun ve dindar milletin ruhundaki iman nuru ve Kur’an ışığıyla hakikatı hâli göreceği…”

Bir asker olan sadık talebesi Hulusi Bey’in (Yahyagil) rüyasını yorumlayan Nursi’nin yaptığı bir başka yorum beklentiyi somutladı. Nursi “Sarıklı küçük genç bir zât ise; Hulusi’ye omuz omuza verecek belki geçecek birisi” dediği kişi için, “O genç, kuvve-i velayetle meydana atılacak bir zâttır” tespitini de yapıyordu.