Tarihsel İKD üyesi Gülden Bilgili: Hep birlikte örgütlü bir mücadeleye devam etmek tek kurtuluş yolumuzdur

"Erkek egemen, gerici zihniyetle işbirliği yapan kadınlar hariç, tüm kadınların "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun."

Tarihsel İKD üyesi Gülden Bilgili: Hep birlikte örgütlü bir mücadeleye devam etmek tek kurtuluş yolumuzdur

Yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir dizi değerli isimden aldığımız kadın mücadelesinin dününe ve bugününe dair görüşleri yayınlamaya devam ediyoruz.

Röportaj serisinin ilkinde Akademisyen, Yazar Doç. Dr. Sibel Özbudun’un değerlendirmelerini okurlarımızla paylaşmıştık.

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) GYK Üyesi Semiha Özalp Günal da sorularımıza yanıt verdi.

Bugün ise tarihsel İKD üyesi Gülden Bilgili’nin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajını okurlarımızla paylaşıyoruz:

“Hayır” kelimesinin anlamını bilmeyen eski eşler ve sevgililer tarafından öldürülen kadınlar,

Evinde eşi tarafından şiddete uğrayan, koruma taleplerine yanıt alamayıp öldürülen kadınlar,

Babaları tarafından küçük yaşta evlendirilerek “kadın” olan kadınlar,

Tecavüz mağduru olup, bu nedenle babası, ağabeyi tarafından “namus temizlemek” adına öldürülen kadınlar,

Anne olarak çocuk yetiştirmenin yükünü çoğu zaman tek başına taşıyan, kendinin ve eşinin ailesinin yaşlılarına bakmak zorunda kalan kadınlar,

Belli güçler tarafından yok edilen “kayıp” evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin hiç olmazsa kemiklerini bulmak için savaşım veren kadınlar,

Çocuklarını doyurabilmek için, çöp kutularında, pazar artıklarında yiyecek arayan kadınlar,

İşyerinde ikinci sınıf eleman, ucuz işgücü olarak görülen, her türlü tacize maruz kalan kadınlar,

Erkeklerle aynı işi, çoğu zaman onlardan daha başarılı yaptıkları halde, erkeklerden daha düşük ücrete layık görülen kadınlar,

Erkek meslektaşlarından daha başarılı olmaları halinde, onlardan her türlü tacizi gören kadınlar,

Kaidesiz kuralsız uzaktan çalışma dayatmasıyla 24 saat işbaşında olan kadınlar,

Kaç çocuk yapacağına, ne giyeceğine, nasıl güleceğine “yetkililer” tarafından karar verilen kadınlar,

Düşük ücretle tarlalarda, evlerde hiç bir sosyal güvencesi olmadan gündelikçi olarak çalışan kadınlar,

Ekonomik kriz koşullarına, pandemi bahane edilerek eklenen nedenlerle zar zor bulabildikleri işlerinden edilen kadınlar,

Tecavüzcüsüyle evlendirilerek “yuva kurması, mutlu olması” istenen kadınlar,

Mecliste ve bütün idari kadrolarda sembolik sayılarda yer verilen kadınlar,

Polis tarafından çırılçıplak soyularak aranan, onurları kırılan kadınlar,

Seks kölesi olarak çalıştırılan, alınıp satılan mülteci kadınlar,

Bütün bu kötülüklerin baskıların üstesinden gelebilmek için; umutsuzluğa kapılmadan, yılmadan, yıkılmadan, İstanbul sözleşmesine sahip çıkarak, hep birlikte örgütlü bir mücadeleye devam etmek, tek kurtuluş yolumuzdur.

Erkek egemen, gerici zihniyetle işbirliği yapan kadınlar hariç, tüm kadınların “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlu olsun.