"Sosyalizm bayrağını liselerde örgütlü bir biçimde yükseltmeye çağırıyoruz"

"Tüm liseli arkadaşları bu gerici sisteme karşı Aydınlanma Okulları’nda buluşmaya, sosyalizm bayrağını liselerde örgütlü bir biçimde yükseltmeye çağırıyoruz."

Uzun bir aranın ardından liseler açıldı. Uzaktan eğitim sürecinde çok fazla sorun yaşanmış ve AKP bu başarısızlığını bakan değişikliği ile örtmeye çalışmıştı. O başarısızlık sınav sonuçlarına yansıdığında ise gençliğe sus payı vermek için YKS baraj puanlarını düşürmüştü.  Tüm bu gelişmeler yaşanırken Sosyalist Liseliler ise Aydınlanma Okulları’nın başlayacağına dair sosyal medya hesaplarından duyuruda bulunmuştu. Gazete Manifesto olarak eğitimde son yaşanan gelişmelere ve Aydınlanma Okulları’na dair Sosyalist Liseliler’le röportaj gerçekleştirdik.
Pandemi sebebiyle uzun bir sürenin ardından öğrenciler okullarına kavuştu. Bu kavuşmaya kısa bir süre kala Milli Eğitim Bakanı değişikliği gerçekleşti, baraj puanları düşürüldü. Bu yaşananlar bize neyi gösteriyor, AKP’nin liselerde nasıl adımlar atacağını düşünüyorsunuz?

M.V.:Pandemi sürecinde diğer alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da eşitsizliklerin hat safhaya çıkmış olduğunu ve AKP’nin bu süreçte de sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Eğitim bakanının değişmesi yaşanan sorunların çözüldüğü ya da çözüleceği anlamına gelmez. Biz öğrencilerin dersleri izlemek için gerekli teknolojik donanım ve internetten yoksun olmamızın, içi hurafelerle dolu ders kitaplarına mahkûm edilmemizin, eşitsiz, rekabetçi yarış ortamına sokulmamızın sebebi piyasacı eğitim sistemi ve AKP iktidarıdır. İktidarın eğitim alanındaki kuklası haline dönen Ziya Selçuk görevinden bu yana gericiliği, piyasacılığı ve eşitsizliği giderek arttırarak gençliği daha çok umutsuzluk çemberine sokmuştur. Yerine atanan çift maaşlı Mahmut Özer’in yapacakları ise bunlardan farksız olmayacaktır. Piyasacılığı ve gericiliği kendine görev edinenlerden bir beklentimizin olmadığını açıkça ifade edebiliriz. Baraj puanlarının düşürülmesine gelecek olursak bunun sebebine iktidarın başarısızlığı diyebiliriz. “Gençlere müjde” haberiyle baraj puanlarının düşürüldüğünü söyleyerek gençlerle dalga geçmeye devam ediyorlar. Birçok sıra arkadaşımızın barajı geçememe sebebi eğitimdeki eşitsizliğin değil, bizlerin tembelliğiymiş gibi lanse edilmekte. Bu kararın Devlet Bahçeli’nin barajın düşürülmesini istemesinin hemen ardından duyurulması dikkat edilmesi gereken bir mesele olacaktır. İlkokul, ortaokul ve liselerde olduğu gibi üniversitelerde de gericiliği yaymak onlar için avantaj oldu. Kısacası bu dönemde eğitimde yaşanan ticarileşme ve gericileşme uygulamalarını daha fazla arttırarak yaygınlaştırmaya çalışacaklar fakat ülkenin ilerici ve yurtsever gençleri olarak mücadelemizi sürdürmekten vazgeçmeyecek, Sosyalist Liseliler saflarında sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.

Y.B.:Milli eğitim bakanının değiştirilmesi sadece göstermelik bir değişimdir. Eğitimin iyileştirilmesi adına hiçbir adımın atılmayacağına eminiz. Aksine eğitimdeki gericilik ve piyasacılık hız kesmeden devam edecektir. Eğitimdeki sorunlar bakanın değişmesiyle değil sistemin değişmesiyle giderilir. Baraj puanının düşürülmesi de Sosyalist Liseliler Dergisi’nin 29. sayısının kapağında da yazdığı gibi gençliğe verilmiş bir sus payıdır ve bu şekilde liselileri kendilerine daha ılımlı hale getirmeye, içlerindeki öfkeyi bir nebze de olsa azaltmaya çalışıyorlar ama gençlerin iktidarı affetmesi için artık çok geç.

Pandemi sürecinde eğitimin yüz yüze devam etmesine okullar hazır mıydı? Ne gibi önlemler alınmıştı? Açıkçası yüz yüze eğitime geçişte öğrenciler okullarında ne gibi değişiklerle karşılaştı?

M.V.: Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ‘Okullarda gerekli önlemleri aldık’ ifadesini kullansa da yaklaşık bir buçuk yıldır kapalı olan okullar yeterli önlemler alınmadan açıldı. Okullarda temizlik görevlisi ihtiyacının yeterince karşılanmadığını, birçok okulda 50’den fazla öğrenci olduğunu ve hatta kontenjan fazlası olduğu için ikili eğitime geçildiğini gördük. MEB ise okulların yüz yüze eğitime hazır olmasını “maske, mesafe ve hijyen” kurallarına uymak olarak anlamaktadır. Yeterli önlemler alınmadan okulları açarak biz öğrencilerin sağlığını göz ardı etmektedirler. Bunların dışında öğrencilerin temel ihtiyaçlarını karşılaması da zorlaştırılmıştır. Bir tostun dahi 10 TL olduğunu gördük. Her gün bu parayı karşılamak biz emekçi aileler için imkânsızdır. Bizlerin mücadele etmekten başka seçeneğimiz olmadığını görüyoruz.

Y.B.:Yüz yüze eğitime geçilmesi kesinlikle gerekliydi ama okullar kesinlikle hazır değildi. Alınan önlemler sınıflara koyulan içi boş el dezenfektanı kutularından öteye gitmedi. Şuanda ise vaka artışı sebebiyle eğitimin haftanın tümüne seyreltilmesini, sınıflardaki öğrenci sayısının azaltılmasını yeni konuşmaya başladılar. Turizm patronlarının karı için bizim yıllarca çalıştığımız, emek verdiğimiz sınavı bir ileri bir geri alanlardan sağlığımız için önlem almalarını da beklemiyorduk zaten. Alınan temel önlemlerde de , temizlik malzemeleri gibi, tüm maddi yükü bizlere ve velilerimize yıkmak gibi bir planları var. Bunun dışında ise okullarımız aynı şekilde açıldı. Gericilik ve piyasacılık artık hayatın her alanında var. Örneğin laiklik şuan tüm Türkiye’nin sorunudur, öğrencisinden işçisine, ev hanımına, doktoruna…. Liselerde de bize seçmeli ders adı altında zorunlu din dersleri dayatıyorlar. Müfredattan evrim çıkarıldı, matematik ve felsefe dersleri azaltıldı. Bunlara herkes alıştı artık diye düşünülüyor. Gericiliğe alışmayacağız, normalleştirmeyeceğiz. Sosyalist Liseliler, Aydınlanma Okulları’yla, dergisiyle, inancıyla ve azmiyle tüm bu cümle çürümüşlüğe karşı mücadele edecek. Kısacası okullarda değişen pek bir şey yok. Bir şey değişecekse onu da biz değiştireceğiz.

2020-2021 eğitim-öğretim dönemi geçtiğimiz hafta başladı dedik ve bununla birlikte Aydınlanma Okulları da yeni bir döneme başlamış oldu diyebiliriz. Bize Aydınlanma Okulları’ndan ve bu dönem yapacaklarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
M.V.:Yeni nesillerin aydınlanma kılavuzu olan Aydınlanma Okulları’nda yeni döneme giriyoruz. Liseli sıra arkadaşlarımızın hem ülkeleri hem de gelecekleri konusunda büyük kaygılar yaşadığını biliyoruz. Yaşadığımız tüm olumsuzluklara ve adaletsizliklere karşı örgütlü mücadele vererek sesimizi yükseltebileceğimizi hatırlatmak isteriz. Biz, AKP iktidarının hazırlayıp sunduğu gerici, piyasacı, nedensellikten ve bilimden uzak olan eğitim sistemine karşı Aydınlanma Okulları’nda buluşuyoruz. AKP iktidarının oluşturmak istediği “dindar ve kindar nesil” kalıbına sığmıyor, yaşadığımız bu düzeni sorguluyor ve liseli gençlik olarak gerici eğitime karşı laik ve bilimsel eğitim kavgasını sürdürüyoruz. Memleket meselelerinden eğitime, bilime kadar türlü konuları tartıştığımız liseli gençliğin birlikte okuyup, tartışıp, ürettiği bir ortam sağlıyoruz.
Y.B.: Aydınlanma okulları; iktidarın vermediği ilerici, kâr amacı gütmeyen, ücretsiz eğitimi verdiğimiz oturumlara koyduğumuz isimdir. Aslında bu tanımlamadan çok daha fazlasını sunmaktadır Aydınlanma Okulları. Bu dönem de önceki dönemlerde olduğu gibi sosyalizmi ve örgütlü mücadeleyi liselerde yükseltmeyi hedefliyoruz ve bunu başaracağımıza eminiz. Memleketin dört bir yanında lise lise, sınıf sınıf Aydınlanma Okulları’na çağrıda bulunuyoruz. Memleket ve gelecek kavgası veriyoruz. Laiklikten cumhuriyete, insanlığın serüveninden devrimlere uzanan 15 başlıktan oluşan oturumlarımız var, bu oturumlarda tüm liseli arkadaşlarımızla birlikte okuyor, tartışıyor ve üretiyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
M.V.:Bizleri biatçı ve köhnemiş zihniyetle yetiştirmeye çalışmak isteseler de biz bu kalıplara sığmayıp eşit ve özgür yarınlar için Aydınlanma Okulları’nda okuyup tartışarak umudu büyütüyoruz. “Okuyan ve okumuş insan emekçi halkına, ülkesine sorumludur.” diyerek geçmişten aldığımız bayrağı geleceğe devrediyoruz. Şimdi Aydınlanma Okulları’na katılmanın tam zamanıdır. Sıra arkadaşlarımızı Aydınlanma Okulları’na katılmaya ve umudu büyütmeye çağırıyoruz.
Y.B.: Tüm liseli arkadaşları bu gerici sisteme karşı Aydınlanma Okulları’nda buluşmaya, sosyalizm bayrağını liselerde örgütlü bir biçimde yükseltmeye çağırıyoruz.