Sınıf Tavrı'ndan özel okul patronlarına: Eğitim sizin oyuncağınız değildir!

Eğitimde Sınıf Tavrı'nın açıklamasında, "Eğitimin sorumluluğu ne özel okul patronlarının ne de siyasi hesaplar peşindeki iktidarın değil, bizzat emekçilerin ellerindedir!" denildi.

Sınıf Tavrı'ndan özel okul patronlarına: Eğitim sizin oyuncağınız değildir!

Adı ‘tam kapanma’ olan kısıtlamanın ardından başlayan ‘normalleşme’ye, özel okullarının açılması talebinde bulunan patronların çağrısına Eğitimde Sınıf Tavrı’ndan bir açıklamayla yanıt geldi.

Patronların kendi çıkarlarını toplumun önüne geçirdiği salgın döneminde patronların öncelik çağrılarının giderek arttığının altı çizilen açıklamada, “Eğitim önce gelir” yaklaşımı benimsemişcesine “eğitim kurumları açılsın çağrısı” yayınlayan özel okul patronları, kimi kandırmaya çalışmaktadır?” diye soruldu.

Açıklamasında “Kendi okullarında gerekli fiziksel koşulları sağlamaktan imtina eden, eğitim emekçilerinin her türlü sosyal hakkına göz diken bir anlayışın “yüz yüze eğitimi açın” çağrısının tek bir anlamı vardır: “sömürüye kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz”. ifadelerine yer veren Sınıf Tavrı, “Özel okul patronlarına yanıtımızdır: eğitim sizin oyuncağınız değildir!” dedi.

“Özel okul patronlarının değil, emekçi halkın çıkarları esastır!” başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:

“Üç haftalık tam kapanmanın ardından başlayan “normalleşme” çağrılarına eğitim sektöründen bir yenisi eklendi. Herkesin kendi gemisinin kaptanı haline geldiği salgın döneminde, özel okul patronları da “ya biz ne olacağız?” sorusunu sorarak “okulların bir an önce açılması” çağrısında bulundu.

Patronların kendi çıkarlarını toplumun önüne geçirdiği salgın döneminde patronların öncelik çağrıları da giderek artıyor. “Eğitim önce gelir” yaklaşımı benimsemişcesine “eğitim kurumları açılsın çağrısı” yayınlayan özel okul patronları, kimi kandırmaya çalışmaktadır?

Salgının getirmiş olduğu zorluklardan biri de genel eğitimin sürekliliği olmuştur. Her türlü teknolojik gelişmeye rağmen bir toplumun gelişmesinde en önemli yeri tutan eğitimin sosyal karakteri bir türlü sağlanamamaktadır.

Salgının yarattığı sosyal ve ekonomik etkilerin yanında eğitimin sürekliliğinin sağlanması için harcanacak çaba en önemli politikalardan biridir.

Ancak bugüne değin ne iktidar, ne ona bağlı Milli Eğitim Bakanlığı, ne de özel okul patronları eğitimin sürekliliğinin sağlanması için en önemli adım olan aşılama ve okulların fiziksel koşullarının geliştirilmesi noktasında hiçbir adım atmamıştır.

Aradan geçen bunca süre sonra eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin aşılanması için yapılan çağrıların bir anlamı bulunmadığı gibi, esas derdinde başka olduğu görülmektedir.

Kendi okullarında gerekli fiziksel koşulları sağlamaktan imtina eden, eğitim emekçilerinin her türlü sosyal hakkına göz diken bir anlayışın “yüz yüze eğitimi açın” çağrısının tek bir anlamı vardır: “sömürüye kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz”.

Özel okul patronlarına yanıtımızdır: eğitim sizin oyuncağınız değildir!

Eğitimde Sınıf Tavrı olarak çağrımız açık; eğitimin sürdürülmesi, yüz yüze eğitime geçilmesi için eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin aşılanmasına devam edilmeli, okulların fiziksel imkanları hızlıca düzeltilmelidir.

Eğitimin sorumluluğu ne özel okul patronlarının ne de siyasi hesaplar peşindeki iktidarın değil, bizzat emekçilerin ellerindedir!”