Röportaj | Sosyalist Düşünce Toplulukları: Birlikte araştırıp, tartışıp, üretelim!

Üniversite öğrencileri tarafından oluşturulan Sosyalist Düşünce Toplulukları geçtiğimiz yıllarda birçok etkinlik yaparak gençliği yan yana getirmişti. Okulların yüz yüze eğitime geçmesiyle birlikte çalışmalarına hız veren SDT, İstanbul’da Alaeddin Şenel’in katılımıyla “Siyasal Düşünceler Tarihi” paneline hazırlanıyor. Manifesto olarak üniversiteleri, SDT’yi ve paneli üniversiteli gençliğe sorduk.

Röportaj | Sosyalist Düşünce Toplulukları: Birlikte araştırıp, tartışıp, üretelim!

Sosyalist Düşünce Toplulukları olarak üniversiteli gençlikle buluşmalarınıza devam ediyorsunuz. Bugün üniversitelerin durumuna dair neler söylemek istersiniz?

Mustafa: Bugün üniversitelerin gerici ve piyasacı anlayış tarafından şekillendirildiğini söylemek gerekiyor. Eğitim, kar elde edilen bir sektör haline getirilmiş, bilimsellikten uzaklaştırılmış ve parası olmayanın okuyamayacağı bir hale sokulmuştur. Geleceksizlik sorunuyla karşı karşıya bırakılmış olan üniversiteli gençliğe çözüm olarak “ülkeden kaçış” veya “bireysel kurtuluş” gösterilmiş ve asıl çözüm olan “mücadele” arka plana atılmıştır. Böyle bir tabloda aynı zamanda üniversiteli gençliğin okuması, araştırması, sorgulaması ve üretmesi de geriye düşmüş oldu. Memleket ve üniversitelerin durumuyla birlikte gençliğin kapitalizm, gericilik, liberalizm tarafından teslim alınmaya çalışılması umutsuzluğu da beraberinde getiriyor.

Gülin: Üniversitelerin ve gençliğin durumunun memleketten bağımsız olmadığını söylemek gerek en başta. AKP, cumhuriyeti ve onun değerlerini tasfiye ederek kurduğu yeni rejime üniversiteleri entegre etmek için bir dizayn sürecine girişti, bu dönemin belirgin özelliklerinden birisi bu. Üniversitelerin bölünmesi, atanmış rektörler, en son Diyanet’in üniversitelere de Kuran kursu açılacağına dair açıklamaları gibi bir dizi adım bunun ürünüdür. AKP bugün akademiyi ve gençliği kuşatarak diz çöktürmenin derdinde, 20 yıldır olduğu gibi. Bir tek o değil; düzenin başta ideolojik olmak üzere türlü saldırılarıyla da karşı karşıyayız. Ancak yönelik saldırılar çok olsa da bizim açımızdan tablo asla umutsuz değil.

Sosyalist Düşünce Toplulukları olarak üniversitelerde yaşanan bu geri çekilişin nasıl sonlanacağını düşünüyorsunuz?

Mustafa: Her şeyden önce gençliğin umutsuzluğa kapılmaması hatta umudun kendisi olması gerekir. Tarihin akışını ve büyük toplumsal değişimleri unutmayıp bir şeyler değişecekse bunu mücadele edenlerin eliyle olacağını bilmesi gerekir. Bunun için de gençliğin daha fazla sorgulaması, araştırması, tartışması ve üretmesi gerekiyor. Gençlik bilimle, tarih bilgisiyle, siyasetle buluştukça aynı zamanda yaşanan olayları da doğru temelde çözümleyebiliyor ve kurtuluş için ne yapmalı sorusuna da yanıt verebiliyor. O açıdan üniversitelerde yaşanan geri çekiliş aslında sosyalizmin mevzi kaybıdır. Sosyalizm düşüncesi tekrardan üniversitelerde ağırlığını oluşturursa üniversitelerde de memlekette de gerçekçi bir umut var olabilecektir.

Gülin: Akademiyi toplumdan, aydınlanmadan, bilimden uzak bir temelde dönüştürerek ülkemizin içinde bulunduğu karanlığı pekiştirmek istiyorlar evet ama bunun tam tersi bir irade; üniversiteleri ve memleketi yeniden kuracak bir irade de yükseliyor bugün. Biz bahsettiğimiz geri çekilişin tam da bu irade ile sonlandırılacağını düşünüyoruz. Bilimin, aydınlanmanın, eşitliğin, toplumsal kurtuluşu ifade eden Marksizmin üniversitelerde bugün daha da yüksek sesle tartışılmasının sadece geriye gidişi durdurmak için değil ileriye sıçramak için de zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.

Bahsettiğiniz gibi gençliğin okuması, sorgulaması, tartışması ve araştırması çok önemli. Bugün kapitalizm tarih anlatımıyla, kariyer ve girişimcilik kulüpleriyle, hurafelerle dolu kürsülerle gençliği teslim almaya çalışıyor. Gençlik bu tabloda ne yapmalıdır?

Mustafa: Çözümün bireysel kurtuluş veya kaçış olmadığının bilinmesi gerekiyor. Kapitalizmin ara vermeden yaptığı ideolojik saldırılara gençliğin karşı durup yanıt vermesi çok önemli. Sosyalist Düşünce Toplulukları tam olarak buraya oturuyor. Aynı zamanda birçok üniversitede çıkartılan öğrenci fanzinleri de gençliğin buraya dair mücadele ve üretimini somutlar nitelikte. Gençliğe düşen görev bu mücadeleyi büyütmektir. Yıllarca anlatılan tezler artık geçerliliğini yitirmiş durumda. Sosyalizmin insanlığa hizmet eden bir sistem olduğu pandemi döneminde tekrardan ispatlanmış durumda, kapitalizmin yaldızları ise dökülüyor. Gençliğin ise yaşanan bütün bu sorunlar altında ezilmeden, toplumsal kurtuluş olan sosyalizmin sesini yükseltmesi gerekiyor. Bilimi sermayenin tekelinden kurtarmadan, üniversiteleri ve memleketi sömürü düzeninden kurtarmadan ne bilimsel bir eğitim alabileceğiz ne de eşit ve özgür bir yaşama ulaşabileceğiz.

Gülin: Bu bahsettikleriniz de ideolojik saldırıların bir diğer ayağını oluşturuyor. Tüm bu çabalar sıkışan düzenin devamlılığını sağlamak için attığı adımlar. Okullarımızda gerçekler değil de masallar anlatılıyor; girişimcilik kulüpleri, kariyer dersleriyle gençliğe açıkça yalan söyleniyor. Bu yalanlara, düzenin “kaanat önderlerinin” çizdiği pembe tablolara çok inanmamak gerek. Bir üniversite öğrencisinin bunların yalan olduğunu kavramak için memleket gerçeklerine dönüp bakması yeterlidir. İşte gençlik bugün bu yüzden ülke sorunlarına ayak basmalıdır; gerçeklerden kopuk olmamak, aldanmamak böyle mümkün olur.

31 Ekim Pazar günü İstanbul’da Alaeddin Şenel’in katılımıyla “Siyasal Düşünceler Tarihi” paneli yapacağınızı, dönemi bir buluşmayla açacağınızı duyurdunuz. Biraz bu panelden bahsedebilir misiniz?

Mustafa: Uzun zaman sonra yüz yüze olacağımız bir SDT paneli olacak. Pandemi sebebiyle gerçekleştirdiğimiz çevrimiçi oturumlar bizim için çok önemli tecrübeler olsa da yüz yüze geleceğimiz için bu oturuma heyecanlı bir şekilde hazırlanıyoruz. Konumuzu ise “Siyasal Düşünceler Tarihi” olarak belirledik. Tartışılmayanları tartışalım, bilinmeyenleri ortaya çıkaralım ve yaşadığımız döneme bir de tarihsel gözle bakalım istiyoruz. İnsanlık tarihindeki ilerlemeyi kavramak, yapılan tartışmaları ve ortaya konulan felsefi ideolojik yaklaşımları incelemek istiyoruz. Kapitalistlerin tarih anlatımıyla değil, bilimsel bir yöntemle tarihe bakmanın gençlik için önemli olduğunu düşünüyoruz. Aslında geçmişte yaşanan tartışmaların bugünle benzerliklerini ortaya koyacağız. Tabii ki geçmişte yapılan devrimlerin bugün de mümkün olduğunu da kavrayacağız.

Gülin: SDT, bilimin ve aydınlanmanın üniversiteye yeniden girmesinde bir iradeyi temsil ettiği ve değiştirme cüretini gösterdiği için her etkinliği önemlidir ve tarihe de not düşmektedir elbette. Fakat üniversite denildiğinde Alaeddin Şenel gibi katılımcıların gençlikle buluşması, üniversiteye ve çeşitli konulara dair tartışmaların yapılması tabi ki heyecan uyandırıyor. Okullarda nedensellikten kopuk anlatılan bu bilgiler ne işimize yarıyor soruları sık sık soruluyor; bir bağlam dahilinde siyasal düşünceler tarihi bilmekse pek çok işimize yarıyor. Sorgulamaya, tartışmaya ve belki de ortak bir tarihten yola çıkarak çözüme varmaya olanak sağlıyor.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Mustafa: Son olarak İstanbul’daki arkadaşlarımızı panelimize davet ediyoruz. Birlikte okumanın, araştırmanın, tartışmanın ve üretmenin vermiş olduğu heyecan ve umudu güçlendirmek için SDT çalışmalarına katılmaya çağırıyoruz. 31 Ekim Pazar günü 15.00’de Aksaray Su Gösteri Sanatları Merkezi’nde görüşmek üzere.