Röportaj | Refik Köksal, "Ruhi Su, tek bir notanın yanlış seslendirilmesine izin vermezdi"

Ruhi Su’yu öğrencisi Refik Köksal’a sorduk. Köksal’la hem Su’yu hem de 46. yılını geride bırakan Dostlar Koro’sunu konuştuk.’

Röportaj | Refik Köksal,

Röportaj: Halil Yeni

Çalışmalarında Anadolu’yu harmanladı Ruhi Su. Yunus’un, Pirsultan Abdal’ın, Köroğlu’nun ve Karacaoğlan’ın türkülerini seslendirdi. Hatayi’den Kaygusuz’a, Dedemoğlu’dan, Garip’e kadar unutulmaya yüz tutmuş onlarca ozanın türkülerini derleyerek günümüze taşıdı. 1951 TKP davasından yargılanıp uzun yıllar tutuklu kalsa da 68 kuşağının serpilip gelişmesi, sesinin sokakla ve gençlik hareketiyle yeniden buluşmasını sağladı. Türkiye işçi sınıfının tarih sahnesine güçlü çıktığı 1970’li yıllarda ‘’benim Kâbe’m insandır, sevidir, emektir’’ dedi ve ekledi ‘’Kuran da kurtaran da emekçi, insanlardır.’’

Ozan müzik hayatında Üniversite’den cezaevine kadar koro çalışmalarına hep önem verdi. Tek sesli halk müziğimizin batı müziği içinde yer edine bilmesi için “çok sesli’’ müzik yapmayı tercih etti. 1975 yılında yaklaşık 60 kişiyle Dostlar Korosunu kurdu. 1976 yılında ‘El Kapıları’, 1977’de ‘Sabahın Sahibi Var’, 1978’de ise ‘Semahlar’ albümlerini koroyla birlikte çıkardı. Koro çok sayıda konserde Ruhi Su’nun sesine eşlik etti. 12 Eylül darbesi ile birlikte çalışmalarına ara veren koro, 1986’da Ruhi Su’yu anma gecelerine katılmak üzere yeniden bir araya geldi. 1987’de ustaya saygının bir ifadesi olarak “Ruhi Su Dostlar Korosu” adını aldı. Bugüne kadar çok sayıda sanatçıyla ezgiler söyledi. Yurt içinde ve dışında sayısız konser verdi. Beşyüzün üzerinde korist yetiştirdi.

Ruhi Su’yu öğrencisi Refik Köksal’a sorduk. Köksal’la hem Su’yu hem de 46.  yılını geride bırakan Dostlar Koro’sunu konuştuk.

Halil Yeni: Hayat arkadaşı ve yoldaşı Sıdıka Su, Ruhi Su’nun türkülere olan bağlılığını şu sözlerle ifade eder. ‘’1938 yılından ölümüne kadar, hapishanenin ağır koşulları, engellenmeler, yasaklanmalar, hiçbir şey Ruhi’yi türküler söylemekten, onların üzerinde aralıksız çalışmaktan, korolar oluşturarak türkülerini öğretmekten alıkoyamadı.’’ Ruhi Su’yu türkülere bu denli bağlayan şey sizce neydi?

Refik Köksal: Türkü söylemenin Ruhi Su için taşıdığı önem yurt sevgisi ve emeğin üstünlüğünü esas almış bir ozanın, insan olmanın temel hak ve özgürlüğünü, en kesin, en keskin ve en net anlatmanın yolunun türkülerden geçtiğini bilmesi O’nun türkü söylemesine neden olan unsurlarıdır. Ruhi Su ‘’Türkü söylemek benim için bir aşk halidir. Ne onlar beni aldattı ne de ben onları.’’ diyerek, ‘’En güzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım.’’ düşüncesi ile türkülere olan bağlılığının yüceliğini anlatmıştır.

H.Y. : Çalışmalarına baktığımız zaman Anadolu’yu harmanlar Ruhi Su. Vaktiyle unutulmaya yüz tutmuş onlarca ozanın türkülerini derleyerek bugünlere taşır. Ruhi Su’nun halk müziğindeki yeri nedir?

R.K. : Ruhi Su basbariton olarak türküleri farklı yorumlaması ile topluma ünlenerek ulaşan çok özel bir halk ozanıdır. Köy köy bütün yurdu dolaşarak Anadolu’nun her dönem sesi soluğu olmuştur. Plaklarında kendinden önce Anadolu’da ses olmuş ozanları çağımıza, çağdaş yorumları ile ulaştırmış, bir anlamda köyü kente taşıyan halk sanatçısı olmuştur. Yeni söylem tarzını ekol halini getirmiştir. Halk müziğini köye hapsolmaktan kurtarmış, tüm yurda ve yurtdışına taşımış, halk müziğimizin tanıtılmasında önemli rol oynamıştır. Yerelden ulusala giden sanat yolculuğuna eşlik etmiş olan ozan halk müziğimizin özel bir sesi ve yorumcusu olarak tarihimizde haklı ve onurlu yerini almıştır.

H.Y. : Ruhi Su ile nasıl tanıştınız?

R.K. : 1978 yılı Mart ayında Atatürk Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü öğrencisi iken Dostlar Korosuna katıldım. Aynı tarihte çalışmaları Beşiktaş Belediyesine ait bir binada sürdürürken kendisi ile tanışma onuruna eriştim.

H.Y. : Ruhi Su müzik hayatında Üniversite’den cezaevine kadar koro çalışmalarına hep önem vermiştir. 1975 yılında Dostlar Koro’su kurulur ve koro 1980 yılına kadar çalışmalarına devam eder. Koronun öğrencisi olarak Dostlar Korusu nasıl kuruldu?

R.K. : Sevgili Genco Erkal Dostlar Tiyatrosu bünyesinde Pir Sultan Abdal konulu bir oyun için Ruhi Su’dan bir koro kurmasını ister. Yalnız bir oyun için oluşturulan Koro daha sonra da çalışmalar yaparak, zaman zaman kesintiye uğrasa da bugünlere kadar üretimlerini devam ettirir.

Röportaj: Refik Köksal: Ruhi Su tek bir notanın yanlış seslendirilmesine izin vermezdi.’

 

H.Y. :  Ruhi Su nasıl bir öğretmendi?

R.K. : Eğitimin temel yapısı yaptığın işe verdiğin önemle başlar. Ruhi Su yaptığı işi çok iyi yapan bir sanatçı olmuştur. Enternasyonal bilinci ile donanımlı bir sanatçı olmasının yanında halk çocuğu olmasıyla insan ilişkilerinde zengin bir yapıya sahiptir. Doğusundan Batısına, Kuzeyden Güney’e her yöreyi tanıması, ayrıca komünist bilinci onun sanatını güçlendirmiştir. Sert bir eğitimci olmakla birlikte, öğrencilerini asla hırpalamamış, onları zorda bırakacak durumlarda bulunmamıştır. Şan çalışmalarına çok önem verir, tek bir nota’nın yanlış seslendirilmesine izin vermezdi. Kısacası ciddi bir eğitimciydi diye biliriz. Biz öğrencileri olarak çekinceli davranışlarla bu sürece olumlu katkı sunmaya çalışırdık.

H.Y. : 1974 yılında yayımlanan ‘’Şiirler, Türküler’’ plağının kapağında müziğe olan tutkusunu şöyle ifade eder Ruhi Su ‘’Türkü söylemek benim için bir aşk halidir. En güzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım. Ne onlar beni aldattı ne de ben onları. Türkü söyledikçe yeşeriyor, çiçekleniyorum.‘’ Ruhi Su’nun türkü söylerken sizin tanıklık ettiğiniz ‘’yeşerme ve çiçeklenme’’ anları oldu mu?

R.K. : Elbette! Ruhi Su türkü söylemenin anlamını dile getirirken ‘’hadi canım türkü söyleyip insanlaşalım’’ der, insanlaşmayı ise türküleri seslendirirken sözcüklerin üzerine baskı yapmadan anlamlandırarak söylemenin önemini anlatır, bazen ayağa kalkarak kollarını havaya kaldırıp Zeybek oynar; türkünün kimi sözlerinin anlamını, yüzündeki mimiklerle anlatır, çok keyifli olduğunda ‘’keten gömlek filfili’’ türküsünü eşliksiz okur ve coşkusunu herkes ile paylaşırdı.

H.Y. : Ruhi su ile unutamadığınız bir anınız var mı?

R.K. : 1981 yılında Ruhi bey son olarak yurtdışı konserlerini Avustralya da yapmak için giderken, beni yanına çağırarak Dostlar Korosunu çalıştırmak için arkadaşlara ‘’Refik’imizin gözetiminde sürdüreceksiniz’’ demesiyle içimde duyumsadığım heyecanı anlatamam. Hayatım boyunca bu anı asla unutmayacağım, çünkü bu bir onur madalyasıdır, Ruhi Su’dan bana kalan.

H.Y. : Dostlar Koro’su 12 Eylül darbesinden sonra çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı.  Bu süreçte koro üyeleri olarak neler yaşadınız?

R.K. : 12 Eylül tüm yurdu olduğu gibi bizim koromuzun çalışmalarını da olumsuz etkiledi. Ancak biz koromuzun aktif çalışamadığı dönemde dahi Ruhi Su’yu her hafta evinde ziyaret ettik. Kendisinin görüşlerini dinler oda bizim düşüncelerimizi alırdı. Ev ziyaretleri iki saati aşmazdı. Ruhi Bey’in rahatsızlığı vardı. Ve giderek kendisini daha fazla hırpaladığını anlıyor, çaresiz ve üzgün olan biteni izlemekten gayrı elimizden bir şey gelmiyordu.

H.Y. : 12 Eylül Darbesinden sonra Ruhi Su yakalandığı prostat kanserinin tedavisi için yaptığı pasaport başvurusu reddedir.  Dünyanın önemli sanatçılarının uzun uğraşları sonucu Ruhi Su’ya “tedavi” amaçlı “yalnız bir defaya mahsus olmak üzere” yurtdışına çıkma izni verilse de artık çok geçtir. Ruhi Su 20 Eylül 1985 yılında hayata veda eder. Ozanın ölüm haberini aldığınızda neler hissettiniz?

R.K. : Ruhi Su’nun aramızdan ayrılması tüm yurtta ve dünyada Ruhi Su severleri adına şok etkisine neden oldu. Bir büyük ozanı kaybetmenin üzüntüsü, bir yürekli devrimciyi yitirmenin acısı yüreklerde hayli büyük bir darbe yarattı. 12 Eylül sonrası oluşan toplumsal başkaldırının ilk büyük direnişi cenazesinde yaşandı. Ve devlet yine o canavarca varlığını yaşatarak cenazeye katılan 150’den fazla insanımızı tutukladı. Ve bir kez daha kanıtladılar ki, ‘’Türküleri yapanlar kanunları yapanlardan daha güçlüydü.’’

H.Y. : Ustaya saygının bir ifadesiydi. Dostlar Korosu 1987 yılında adını ‘Ruhi Su Dostlar Korosu’’ olarak değiştirdi.  Sizde bu koronun şeflerinden biri oldunuz. Ruhi Su’nun ölümünden sonra koro olarak nasıl yan yana geldiniz?

R.K. : Bu çok uzun bir öykü… Nereden başlayacağımı bilemiyorum aslında. 1985 Eylül’ünün hemen akabinde sanırım, Ekim ortaları olabilir, biz koristler bir araya gelerek bir durum değerlendirmesi yaptık. Sonra bir kısım arkadaşlar Sıdıka hanımı ziyaret etmişler. O’nun görüşü alınarak yeniden çalışmalara başlama kararı alındı. Önce Timur Selçuk’la, sonra Sarper Özsan’la Sıdıka hanım görüşerek yaklaşık bir yıl bu iki sanatçıyla çalışmalar yürütüldü. Bir yılın ardından önce Sarper özsan, sonra Timur Selçuk, kendi işlerinin yoğunluğu nedenliyle çalışmalardan ayrıldılar. Koro bir karar alarak çalışmaların yürütülmesinde Hüseyin Tutkun ve beni görevlendirdiler. Bizde bu görevi lekesiz sürdürmeye çalıştık. Dostlar korosu, Ruhi Su Dostlar Korosu adını alarak bugüne kadar yaşamını sürdürdü.

Neredeyse 50 yıllık koca bir tarih.  46. Yılını dolduran Ruhi Dostlar Korosu hakkında son olarak neler söylemek istersiniz?

Ruhi Su’nun öğretmenliğiyle başlayıp, ara vermeden 43 yıl onurla bugünlere taşıdığım koristlik görevimi varlığımın en yüce duygusu olarak, devrimci duygularımın en ateşli sıcaklığı ile yaşadım, yaşatacağım. Çünkü Ruhi Su benim ve benim gibi nice koristlere yol olmuş, önder olmuş, ışık olmuş çok özel bir sanatçıdır. Kendisini ve değerini daima yaşatacak türkülerinin sonsuz yolculuğunda türkülerle olmanın coşkusuyla anacağım. Saygılar sunuyorum.

Röportaj: Refik Köksal: Ruhi Su tek bir notanın yanlış seslendirilmesine izin vermezdi

 

Refik Köksal Kimdir

Refik Köksal 1953 yılında Afyon, Şuhut’ ta doğdu. Isparta Gönen İlköğretmen Okulunu 1971 yılında bitirdi. 1980 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü’nden mezun oldu.

1978 Mart’ında “Dostlar Korosu” ile tanıştı, korist olarak çalışmalara katıldı. Ruhi Su ile beraber birçok konserde sahne aldı. 1985 Eylül ayında Ruhi Su’nun aramızdan ayrılmasından sonra ilk kez 30 Mart 1987′ de Harbiye Konak Sineması’n da sahne alan koroyu Timur Selçuk ve Sarper Özsan yönetirken, sonrasında Ağustos 1991′ e kadar “Dostlar Korosu” nu Refik Köksal ve Hüseyin Tutkun çalıştırdı.

1994-1996 yılları arasında “Pir Sultan Abdal Konseri” ve “68′liler Vakfı Konseri” vb. gibi çok sayıda konserde koroyla birlikte şef olarak sahne aldı. 2012′ de yapılan “Ruhi Su 100 yaşında” anma konserlerinde korist olarak görev alan Refik Köksal Gebze’ de kurduğu “BİLKAR Ruhi Su Çocuk Korosu” ile geleceğin gençlerine Ruhi Su Dostlar Korosu geleneğini taşıdı. Ocak 2015′ te yapılan “Ruhi Su Kültür ve Sanat Derneği” olağan genel kurulunda yönetim kurulu üyeliğine seçildi.