Nâzım Hikmet, Müşküle Köyü'nde de anıldı

Komünist Şair Nazım Hikmet, Müşküle Köyü'nde düzenlenen Nâzım Hikmet Anması programıyla anıldı.

Nâzım Hikmet, Müşküle Köyü'nde de anıldı

Komünist Şair Nazım Hikmet, Müşküle Köyü’nde düzenlenen Nâzım Hikmet Anması programıyla anıldı.

İznik Müşküle köyü Nâzım’ın Çınarı altında yapılan anma konuşmalarla, şiirlerle, şarkılarla ve yoğun katılımla gerçekleşti.

Anmaya Türkiye Komünist Hareketi üyeleri de katıldı. Burada TKH adına bir konuşma yapan Murat Taksim şu ifadeleri kullandı:

“Nazım, insana dair olan her şeye bir şiir yazmış; çevreye, insana, işçi sınıfına, özgürlüğe, eşitliğe, kadına… İnsana dair olan her şeyi Nazım’ın şiirlerinde bulabiliriz. Nazım’ın bir kimliğine daha dikkat çekmek istiyorum, kendi sözleriyle anlatıyım: “Sevdalınız Komünisttir”.

Bugünlerde Nazım’ı artık iktidardaki kişilerin dillerinde de görebiliyoruz; faşist bir partinin lideri de Nazım’ı anmaya çalışıyor. Buraya dikkat çekmek istiyorum dostlar, Nazım, yani sevdalınız Komünisttir. İşçi sınıfını temsilen yazdığı şiirler ortada, Nazım Hikmet Türkiye Komünist Partisi üyesiydi. Burada mücadele etmiş ve Nazım’ı bu kimliğiyle pekişmiş bir şair olarak anlatmak gerekiyor. Evet, dünya şairi; ama bunların ötesinde en başa yazılacak olan; Komünist bir şairdir Nazım Hikmet.”

Taksim, konuşmasının ardından Nazım’ın ‘Türkiye işçi sınıfına selam” şiirini de okudu.

NAZIM VE MÜŞKÜLE KÖYÜ

Nâzım Hikmet ile Müşküle Köyü arasındaki ilişki, bu köyde yaşayan ve ‘kız meselesi’ nedeniyle bir kişiyi öldürdükten sonra Bursa Hapishanesi’ne gönderilen ve burada kaldığı 3 yıl süresince şairle koğuş arkadaşı olan İsmail Başaran’dan geliyor. Nâzım Hikmet ile aynı koğuşu paylaşan İsmail Başaran ve arkadaşları Fevzi Kavruk ile Rıfat Talan’ın, Nâzım Hikmet’in 3 Haziran 1963’te Moskova’da öldüğü haberini alır almaz köye bir çınar dikme kararı alırlar.

Nâzım Hikmet’in mezarı bir gün Türkiye’ye getirilirse buraya gömülsün’ düşüncesiyle, 45 yıl önce öldüğü gün, ‘Vasiyet’ şiirinde belirttiği gibi bir çınarı, Rıfat Talan’ın zeytin bahçesine dikerler. İsmail ve arkadaşlarının amacı, Nâzım’ın vasiyetini yerine getirmektir. Ancak 12 Eylül döneminde bunu devlet yetkilileri duyar ve jandarma göndererek çınarı kestirirler.

5 yıl geçtikten sonra bu kez yine Nâzım dostları başka bir yere çınar dikerek, adını ‘Nâzım Çınarı’ koyarlar. Uzun yıllar çınarın yeri, yeniden kesilir korkusuyla kimseye söylenmez.

Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
– öyle gibi de görünüyor –
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani…