Colani’nin ‘yeni imajı’ ve ABD’nin Suriye planları

Siyonist İsrail’in güvenliği için Ortadoğu halklarından son nefesini isteyen ABD şunu kaçırıyor; sen istersin ama veriler mi, alırlar mı orası hiç belli olmaz…

Colani’nin ‘yeni imajı’ ve ABD’nin Suriye planları

Alev Doğan

Dünyanın kanını emecek yeni vampir Joe Biden’ın göreve başlar başlamaz Ortadoğu’da ilk işi Suriye’yi bombalatmak oldu. ABD bu yazının yazılmasından birkaç saat önce Suriye’nin Irak sınırındaki bir bölgesine düzenlediği hava saldırısı ile yeni dönemde Ortadoğu’daki planlarının da sinyalini verirken, bu saldırı emperyalizmin, kendi planlarını bir bütünlük dahilinde hayata geçirdiğinin ve işini asla şansa bırakmayacağının göstergesi niteliğinde. Biden şakşakçıları bu gelişmeye iyi baksın; zira dünyanın altını üstüne getirme konusundaki heveskar tutumu ile bilinen ABD’nin yakın dönemde başımıza ne gibi çoraplar öreceğini görsünler. ABD’nin saldırıları karşısında anti-emperyalist mücadeleyi başa yazanların elleri kolları bağlı durmayacağı bilgisini de ekleyerek tarihleri biraz geriye saralım.

3 GÜN SÜREN ‘KEYİFLİ’ SOHBET

Bu yılın 2 Şubat’ında, ABD’li gazeteci Martin Smith sosyal medya hesabı üzerinden bir fotoğraf paylaştı. Cihatçı terör örgütü HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed el-Colani ile çektirdiği fotoğrafında, Colani takım elbiseli yeni imajı ile boy gösterirken, Smith fotoğrafın duyurusunda, Colani ile İdlib’de 3 gün süren ‘keyifli’ bir sohbet yaptığını yazacaktı.[i] Kamuoyu Colani’nin ‘yeni imajı’na odaklanadursun, asıl mesele ABD’nin yine neyin peşinde olduğu sorusu olmalı-ydı! Biz de bu sorunun peşine düştük.

Colani’nin ABD tarafından başına 10 milyon dolar, yerini bildirenlere ise 10 bin dolar ödül koyduğu hatırlatması ile başlayalım. ABD’li gazetecinin Türkiye’nin Suriye’ye açılan Babül Hava Kapısı’ndan İdlib’e giriş yaptığı, burada 3 gün konakladığı ve elini kolunu sallayarak İdlib’den ayrıldığı bilgilerini de eklediğimizde ABD başta olmak üzere HTŞ ile mücadele ettiğini ilan eden ülkelerin, kişilerin ve kurumların bu konuda ne kadar ‘ikiyüzlü’ olduğu ortaya çıkmakta.

KAMUOYUNUN GÜNDEMİNE DÜŞEN RAPOR

Smith’in Colani ile yaptığı ‘keyifli’ sohbetin yankıları süredursun içeriğine ilişkin henüz bir bilgi sahibi olmadığımız bu röportajın ilanından yalnızca bir gün sonra ise emperyalistler adına kamuoyu oluşturma misyonu ile hareket eden -siz emperyalistler nasıl diyorsunuz- bir think-tank kuruluşu olan Uluslararası Kriz Grubu’nun “Suriye’nin İdlib’inde, Washington’un Terörle Mücadeleyi Yeniden Düşünme Şansı”[ii] başlıklı raporu kamuoyunun gündemine giriverdi. Tesadüf bu ya, Noah Bonsey ve Dareen Khalifa imzasıyla yayımlanan bu rapor tıpkı Colani’nin yeni imajı gibi, HTŞ’nin de makyajlandığı bir dizi detay ile dolu. Bir parantez açarak Uluslararası Kriz Grubu’nun kurucusu Robert Malley’in Joe Biden tarafından ocak ayında İran Özel Temsilcisi olarak atandığı bilgisini ekleyerek rapora kabaca bakalım.

İdlib’de bir el Kaide emirliği kurmaya çalışan HTŞ’yi sevimli gösterme çabaları ile dolu olan rapor, Suriye’nin İdlib operasyonlarında caydırıcı rol üstlenen Türkiye’nin önünü açabilmek için HTŞ’nin terör örgütü etiketinden azat edilmesini salık veriyor. Çünkü HTŞ’nin gerek BM gerekse Türkiye nezdinde terör örgütü olarak kabul edilmesi Türkiye’nin işini zorlaştırıyor. İster HTŞ’nin Cenevre’de masaya oturtulması ister radikal unsurdan ılımlı unsura devşirilmesi olarak okuyalım rapor özetle HTŞ’nin bir paydaşa dönüştürülmesi için gerekli kamuoyu yaratma çabası olarak işlev görüyor ve açıktan HTŞ’nin terörist etiketinden kurtulmasını sağlayabilecek net kriterler tanımlanması gerektiğini salık veriyor ve ekliyor “Biden yönetimi, askeri araçlara olduğu kadar diplomatik araçlara da ağırlık veren yeni bir terörle mücadele yaklaşımı oluşturmalı”.

Gerek Smith’in röportajının gerekse Uluslararası Kriz Merkezi’nin raporunun aynı zamana gelmesi bir tesadüf değil. Bunlar hem emperyalizmin, kendi bekası söz konusu olduğunda her türlü işbirliğine açık olduğunu hem de kamuoyu yaratma konusunda nasıl yollara başvurabileceğinin somut birer göstergesi.

HTŞ AYNI HTŞ

HTŞ’nin imajını düzeltmek konusunda canhıraş bir biçimde çalışan emperyalist kurumların iddialarının aksine, HTŞ bildiğiniz gibi, bıraktığınız yerde. İdlib’i Suriye’den kopartarak bir el Kaide emirliği kurmak için ‘elinden geleni’ yapıyor. Katliamlar, sabotajlar, saldırılar ve dahası… Cihatçı çeteler arasındaki ganimet savaşı da son hızı ile devam ediyor. Kurulan ve bozulan ittifaklara İdlib’de her gün bir yenisi ekleniyor. Ancak İdlib’in yüzde 60’ını kontrolü altında tutan HTŞ için son zamanlarda en büyük rakip Hurrasü’d-Din. Bir dönem ittifak içerisinde olan iki cihatçı çete çıkarları çatıştığı için şu anda şiddeti artan bir rekabet ve sıcak çatışma içerisinde.

ÇÖZÜLMEYİ BEKLEYEN DÜĞÜM: İDLİB

Peki bugün HTŞ’nin imajını düzeltme çabalarının altında yatan neden ne?  Bunun nedeni, emperyalistler açısından “Esad 15 günde devrilecek” iddialarının yıllar içerisinde “Esad giderse ne ala” temennilerine dönüştüğü işgalde İdlib’in kritik bir öneme sahip olması. Kuzeydoğu bölgesini SDG aracılığıyla, İdlib’i ise el Kaide artığı HTŞ eliyle Suriye’den kopartmaya çalışan ABD’nin hiçbir masraftan kaçınmayacağını bilmek gerekiyor. İdlib’in yaklaşık yüzde 60’ını kontrolü altında tutan adlı adınca bu terörist grubun, bugünlerde hamisi ABD’nin gözünün içine her zamankinden daha çok bakıyor olması yaşadığı ciddi sıkışmadan kaynaklı. Çünkü kendisine duyduğu güveni her geçen gün tazeleyen Suriye ordusu müttefiklerin de desteği ile operasyonlarını hızlandırmış durumda. HTŞ’nin ağır kayıplar verdiği bu operasyonların yakın bir zamanda başlaması beklenen büyük İdlib harekatının yalnızca bir önizlemesi olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.

SONUÇ YERİNE

Emperyalistler açısından her şey en ince ayrıntısına kadar hesaplanıyor, yapılan her müdahale, geliştirilen her işbirliği ajandalarında bütünlüklü bir planın parçası olarak yer alırken, işgallerle, ambargolarla, dinci-gericilikle, yoksullukla, açlıkla diz çöktürülmeye çalışılan Ortadoğu halkları tabiri caizse bir ölüm kalım savaşı veriyor. Bu kara tabloyu tersine çevirmekse ancak anti-emperyalist mücadeleyi ciddiye almakla, işi asla şansa bırakmamakla mümkün. Siyonist İsrail’in güvenliği için Ortadoğu halklarından son nefesini isteyen ABD şunu kaçırıyor; sen istersin ama veriler mi, alırlar mı orası hiç belli olmaz…

[i] https://twitter.com/Martin28Smith/status/1356621851984863240

[ii] https://www.crisisgroup.org/middle-east-north-africa/eastern-mediterranean/syria/syrias-idlib-washingtons-chance-reimagine-counter-terrorism