"Marmara Denizi'ndeki müsilaj 50-60 yıldır yapılanların sonucu"

"Bedrettin Dalan, belediye başkanlığı döneminde Haliç’teki tüm çamur ve balçık pisliğini Marmara Denizi’ne döktürmüştü. Sonra da Kurbağlıdere’nin balçığı ile Marmaray kazılarından çıkartılan 1 milyon metreküp hafriyat Marmara’ya döküldü."

Uzmanlar, müsilaj felaketiyle boğuşan Marmara Denizi’ndeki çevre felaketinin nedeninin Haliç ve Kurbağalıdere temizliğinde yapılan hatalardan kaynaklandığını savunuyor. Bu alanlardan çıkartılan binlerce ton balçığın Marmara Denizi’ne dökülmesinin müsilaja neden olduğunu belirten uzmanlar, “Bu tablo 50-60 yıldır yapılanların sonucudur.” dedi.

Son günlerde ortaya çıkan müsilaj görüntüleriyle adeta son nefesini vermek üzere olan Marmara Denizi’nde yakın tarihte yapılan yanlışlar çevre felaketine davetiye çıkardı. Bu uygulamaların başında Marmaray’dan çıkan 1 milyon metreküplük hafriyatın 2013 yılında Marmara Denizi, ‘Çınarcık Çukuru’na boşaltılma işlemi geliyor. Çevre mühendisleri, o dönem bu uygulamaya büyük tepki göstermiş, hafriyat dökme işleminin Marmara’daki ekosistem için felaket anlamına geldiğini duyurmuşlardı.

KURBAĞALIDERE

2015 yılında ise İBB Fen İşleri Daire Başkanlığı, Deniz Hizmetleri Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı’nın Kurbağalıdere’nin temizlenmesi için başlattığı ortak çalışmada derenin dibinden çıkan 79 bin metreküp balçık gemilerle Yassıada ve Sivriada açıklarına döküldü. O tarihte Denizle Yaşam Koruma ve Çalışma Grubu, gemilerin izini sürerek balçığın denize dökülme anını görüntülemiş, adaların açıklarına dökülen balçığın tüm Marmara’yı olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunmuştu.

“ATIK SU ARITMA TESİSLERİ İŞLEVSEL OLSA…”

Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre; ekoloji uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı Marmara Denizi’nde yaşanan felaketin ilk kıvılcımının Haliç’in temizlenmesi sırasında yakıldığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bedrettin Dalan, belediye başkanlığı döneminde Haliç’teki tüm çamur ve balçık pisliğini Marmara Denizi’ne döktürmüştü. Gemilerle taşınan tonlarca çamur Marmara Denizi’ne boşaltılıyordu. Sonra da Kurbağlıdere’nin balçığı ile Marmaray kazılarından çıkartılan 1 milyon metreküp hafriyat Marmara’ya döküldü. Buna bir de yıllar içinde kanalizasyon kirliliği eklendi. Marmara Denizi’ndeki kirliliğin asıl nedeni kanalizasyon kaynaklı. İnsan dışkısında azot, karbon, fosfor, kükürt bulunur. Bu maddeler suda hızlı ayrışırken, müsilaja neden olan mikroorganizmalara gübre işlevi görür. Mikroorganizmalar sıcaklık etkisiyle hızla çoğalıp sümüksü müsilaj parçalarının ortaya çıkmasına neden olur. Marmara Bölgesi’ndeki atık su artıma tesisleri gerçekten işlevsel olsa bu görüntüler oluşmaz.”

“ERGENE, MARMARA’YA SON DARBEYİ VURACAK”

“Ergene’den yapılacak derin deşarj da Marmara’ya son darbeyi vuracak. Çorlu merkezden başlayarak, Ergene İlçesi, Ulaş, Vakıflar, Çerkezköy ile Velimeşe’deki OSB’lerin arıtılmış sularını Marmara’ya vererek Ergene’nin temizlenmesi planlanıyor ama kurulacak tesisler evsel atık arıtma tesisleri. Bu tesislerde ağır kimyasal arıtma yapamazsınız. Kimyasal arıtma tesisleri kurmak çok maliyetli derin deşarj Marmara’yı daha beter duruma getirir.”

“BU TABLO 50-60 YILDIR YAPILANLARIN SONUCU”

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Marmara Denizi ekosisteminin yanlış yönetimler sonucu bozulduğuna dikkat çekerek, uyarılarını şöyle sıraladı:

“Fitoplanktonları dengeleyen balıkların azalması, iklim değişikliği ve kirlilik, azot fosfor dengesini bozdu. Marmaray’dan çıkan hafriyatın dökülmesi, Kurbağalıdere’deki çamurun Yassıada açıklarında denize boşaltılması, sonrasında Yassıada projesinde denizin kirlenmesi yıllar içinde oluşan kirliliği arttırdı. Denize hafriyat döktüğünüzde dipteki canlı topluluklarının üzerini halı gibi örtüyorsunuz. Denize yapılan her türlü girişler yanlıştır. Bu tablo 50-60 yıldır yapılanların sonucudur.”

“ARITMA TESİSLERİ ÇALIŞMIYOR OLABİLİR”

İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Seval Sözen de Marmara Denizi’ndeki durumun yıllardır süregelen ihmaller zinciri nedeniyle ortaya çıktığına değinerek, “Müsilaj her yıl görülürdü ancak bu sene çok anormal bir durum oluştu. Bunun nedenine çok iyi bakmamız gerekiyor. Belli bölgelerde kontrolsüz deşarjlar olabilir, arıtma tesisleri çalışmıyor olabilir. Marmara Bölgesi’ndeki tüm arıtma tesislerinin çalıştığını anlamak için kimyasal madde ve elektrik faturalarına bakılmalı. Karadeniz’den İstanbul’a inen suyun ölçümlerine baktığımızda oldukça yüksek miktarda azot ve fosfor girişi olduğunu gördük. Tuna Nehri kaynaklı ciddi bir kirlilik sorunu var. Marmara Belediyeler Birliği bir araya gelip elini taşın altına koymalı.” dedi.