Kılıçdaroğlu: AKP ne yapmak istedi de CHP engel oldu? Bizi niye eleştiriyorsunuz?

Kılıçdaroğlu, “19 yıldır tek başlarına iktidardalar mı; evet. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar mı; evet. İstedikleri kararnameyi çıkarıyorlar mı; evet çıkarıyorlar. AKP ne yapmak istedi de CHP engel oldu?” dedi.

Kılıçdaroğlu: AKP ne yapmak istedi de CHP engel oldu? Bizi niye eleştiriyorsunuz?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuşuyor.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Kentsel dönüşümle ilgili afyon örneğinden söz edeceğim. Kentin bazı bölgelerinin yenilenmesine ihtiyaç duyulabilir. Bu gayet doğaldır. Afyon’da da bazı alanlar için kentsel dönüşüm kararı alınıyor. Kentin merkezinde 400 liraya arsa mı var Allah aşkına. Değerlendir kentsel dönüşüm yap gitsin insanlar evlerinde rahat rahat otursunlar. Bu insanlar şehrin göbeğinde 400 liraya metrekaresi olur mu diye sitem ediyorlar. Belediye de biz bu kentsel dönüşümün hiçbir yerinde yokuz diyor. İşi yukarı bıraktıysan ucu saraya kadar gider. Ne versen yerle bunlar.”

“AKP NE YAPMAK İSTEDİ DE CHP ENGEL OLDU?”

“Burada onlarla samimi bir görüşme yapmak istiyorum. Oy verdiniz 19 yıldır iktidar oldular. Tek başına oldular. Hiçbir zaman bir vatandaşıma dönüp de neden AK Parti’ye oy verdin diye özel bir yargılama yapmadım ama şu soruyu sormanın vakti geldi. Ak Parti ne yapmak istedi de Cumhuriyet Halk Partisi engel oldu? Bizi niye eleştiriyorsunuz? Bir haklı gerekçe ortaya koyun. Efendim tarihte şunlar bunlar oldu. E tarihte olmuşsa olmuş kardeşim. Sen geleceğe bak. Geleceği inşa edeceksin. Vatandaş sana görevi niye verdi? Geleceği inşa et diye. 19 yıl çarpı 365 tek hedef var CHP. Ne yaptık ya? Ne Bir şey yaptık evet, hatalarını, yolsuzluklarını açıkladık tek tek. Bu bizim hakkımız ya. O vatandaşın hakkını kim savunacak arkadaş. Müsaade edin de hapsi biz göze alalım ve eleştirelim sizi. Bir daha soruyorum AK Parti’ye oy veren bütün kardeşlerimize. CHP oy verip iktidar yaptığınız AK Parti’nin yapmak istediği önemli bir şeyi biz ne zaman nerede engelledik? Yok böyle bir şey.

19 yıldır tek başlarına iktidardalar mı; evet. İstedikleri kanunu çıkarıyorlar mı; evet. İstedikleri kararnameyi çıkarıyorlar mı; evet çıkarıyorlar. İstediği valiyi, kaymakamı, milli eğitim müdürünü atıyor mu; evet. İstediklerini istedikleri yere atıyorlar.

İstedikleri kişiye istedikleri ihaleleri veriyorlar mı; evet. Rüşvet alanı, Kuran’la dalga geçeni büyükelçi atadın mı; atadın. İstedikleri bütçeyi yaptılar mı; yaptılar. İstedikleri kişiye vergi teşviği verdiler mi; verdiler.

Biz ‘yanlıştır’ diyoruz, kıyameti koparıyorlar. Fakirin fukarının hakkını savunmak ne zamandır suç oldu? Firavunlara yol göründü, göndereceğiz onları… 19 yıl boyunca istedikleri yaptılar, peki 19 yılda vatandaşın hangi sorununu çözdüler?

Ama kendi sorunlarını çözdüler, paraları azdı dolar milyarderi oldular. Dolar bazında ihaleler verdiler. Vatandaşa dönüp biz yerliyiz milliyiz efsanesini yaratmaya başladılar. Vatandaşın hiçbir sorununu çözmüş değiller. Bir tek şu sorunu çözdü diyemezler. Doların önünde secde eden adamlar yerli ve milli olur mu ya? Her şeyi ithal edeceksin, ‘biz yerli ve milliyiz’ diyeceksin. Haydi canım sen de.

Eğitim sorunu, çözdüler mi? Neden? Para yok diyemezler. Dünyanın parası var. Sözde her öğretmene bilgisayar vereceklerdi, internet altyapısı oluşturacaklardı. 19 yıl. Dünyanın parası, nereye gitti? Hâlâ İstanbul dahil birleştirilmiş sınıflar var. Afrika’dan söz etmiyorum. 21. yüzyılın Türkiye’sinden söz ediyorum. Derslik sayıları yetersizdi. CHP’nin genel başkan olarak çağrı yaptım. Bize Milli Emlak’tan arsa gösterin size okul yapıp teslim edeceğiz dedik. Ona bile sırtlarını döndüler. Sen koskoca devleti yönetiyorsun okul yönetiyorsun, yapamıyorsan bırak ben yapayım ya. Ver arsayı yapalım. Bunu bile yapmadılar. Kibir yüzünden. Ne dedim? Allah’ın izniyle bu firavunları göndereceğiz. Göndermek bizim boynumuzun borcudur. ”

“GÜNDE ORTALAMA 273 ESNAF DÜKKANINI KAPATIYOR”

“Erdoğan açıklama yapıyor, “Bazı dostlar diyor ki dükkanlar kapanıyor, şirketler kapanıyor. Kapanan falan yok her şey ortada” Saray’dan bakınca her şey açık. Bütün lüks var. Dükkanlar kapandı. Ben hayret ediyorum ya, bunlar nasıl devlet yönetiyor ? Hiç değilse Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Gazetesi, var hiç olmazsa ona bakın. 202 yılında 99 bin 588 esnaf ve meslekten sicilden terkini istedi. Böyle bir insan devleti yönetemez. Halkından habersiz olan, Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetemez. Günde ortalama 273 esnaf ve sanaatkar dükkanını kapatıyor. Hala diyor ki nereden çıkardınız bunları diyor. Kendi yarattığı ekonomiden habersiz.

“ESNAFI BATIRAN ADAM RECEP TAYYİP ERDOĞAN”

Erdoğan’ın, “Şu anda CHP’de tek adamcağız siyaseti işliyor. Esasen Türkiye’de CHP’ye ait bir siyaset yoktur. Hatta CHP diye bir parti olup olmadığı tartışmalıdır” sözlerine Kılıçdaroğlu’ndan, “Bu ara bir de ‘adam’ tartışması çıktı. Bu kadar zavallılığı, bu kadar acizliği hiç görmemiştim, tanık da olmamıştım. Ama ben sana ‘adam’ diyorsam bir şey söyleyeyim, esnafı batıran adam Recep Tayyip Erdoğan.” yanıtı geldi.

Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Doğru mu? Yüzde yüz doğru. Esnafı sen batırdın. Herkes bunu bilmeli. Biz zaman zaman gazete ve televizyonlarda yer alan fotoğrafları kullanıyoruz. Biz çekmiyoruz. Pazar artıklarından yiyecek toplayan anneler, çöplerden toplayan anne-babalar. Bunlar olmaz, yanlıştır diyoruz.”

“SARAY’DA OTURANLAR TÜRKİYE GERÇEĞİNİ GÖRMEK İSTEMİYOR”

“Sevgili Erdoğan, eğer sen istiyorsan gel sen de gez oralarda. Sen de gör nasıl toplandığını. Gelebilirsen. Türkiye’yi nasıl bir hale soktuğunu görmek istiyorsan gel oraya. Gelebilir mi? Gelemez. Saray’da oturanlar Türkiye gerçeğini görmek istemiyorlar.

Erdoğan’a sormak isterim, AK Partili kardeşlerime de sormak isterim, AK Parti’ye oy veren kardeşlerime de sormak isterim. Günlük 47 liraya nasıl geçinilir? Ama Saray sosyetesi oturuyorsunuz oradan ahkam kesiyorsunuz. CHP, halkın partisidir ve halkın sorunlarını dile getirecektir.

Sanıyorlar ki Erdoğan’ın verdiği talimat her yerde geçer. Senin talimatın pazarda geçer. Ekonominin kendi kuralları vardır, bütün dünyada böyle. Efendim Erdoğan talimat verdi fiyatlar düşecek. E düşmedi? Niçin, Erdoğan devlet yönetmeyi bilmiyor. Devlet terbiyesi nedir bilmiyor. Erdoğan acaba mazot fiyatını biliyor mu? İlaç fiyatını biliyor mu acaba. Kredi faizleri, fahiş fiyatlarla köprüden geçenlerin derdini bilmiyorlar. Bunların dövizle ne alakası var diyorlar. Ekonomiyi bilmiyorlar, bunların tamamı dövize bağlı.”

İRFAN FİDAN TEPKİSİ

“Nitelikli insan kalmadı devlette. Nitelikli insanları düşman olarak görmeye başladılar. İrfan Fidan. Cumhuriyet Başsavcısıydı. 1 Aralık’ta Yargıtay seçimi yapılacak. Genel sekreter 1 Aralık’ta değil daha sonraki bir tarihte yapacağız dedi. 24 kadımda bir genelde çıktı. Sonra 27 Kasım’da HSK toplandı İrfan Fidan’ı Yargıtay üyeliğine seçti. 20 gün sonra seçim yapıldı. E hani pandemi vardı? Talimat üzerine seçim yapıldı. Ve İrfan Fidan 107 oy aldı. 20 günlük bir adam Yargıtay’a gelmiş, yıllarını Yargıtay’a veren emek harcamış insanlar dururken 20 günde 107 kişi bunu nasıl nereden tanıdı? Talimat aldılar. Yargıtay’ın 107 kişi Yargıtay’ın yüz karasıdır. Bu kişi aynı zamanda bilgi hırsızı. Bilgi hırsızı olan biri Anayasa Mahkemesi’ne üye mi olur ya! Akıl var, mantık var, hak var, hukuk var ya! Hırsızlık yapanı gelip mahkemede baş hâkim yapıyorsun. Hırsızları yargılayacak! Böyle bir düzen. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir düzen.

Yargı etiği bildirgesi. Yani yargıdaki ahlakın bildirgesi. Ne zaman hazırlanmış? 14 Mart 2014 tarihinde. Çok güzel şeyler var. bütün evrensel kurallar var içinde. ‘Bu bildirge TC hâkim ve savcıların takip edecekleri etik ilkeleri belirleyen bağlayıcı bir belgedir’ diyor. Fidan’ın atanmasıyla o söz çöp sepetine atandı. HSK da bunun unsurudur. O kurul ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan atama yargıda tuzun koktuğunu gösteriyor.

20 günde seni kim tanıdı? 107 kişi talimatla sana oy verdi. Çürüyen bir devlet yapısı içinde çürüyen bir adalet yapısı var. Asla vicdanının emrine uymayacaksın sen. Aldığın talimatın gereğini yapmak için sen zaten Anayasa Mahkemesi’ne seçildin. Bir kişi onur, şeref sahibiyse o görevden ayrılır kardeşim. Erdoğan da namusu ve şerefi üzerine ant içmişti. Şimdi o namus ve şeref nerede? Çöp sepetinde. Tuzun koktuğu bir dönemdeyiz. ”

“HEPİNİZ YOLSUZLUĞUN, AHLAKSIZLIĞIN MİLİTANISINIZ”

“Bizim milletvekili arkadaşımız bir açıklama yapıyor. ‘Vali militan yargıçlar militan alınan kararları görüyoruz’ diyor. Vay sen misin militan diyen. İşte sana militan. Dünya kadar militan var. Tekirdağ’da çocukların karnesini dağıtan kim? Ak parti İl Başkanı .Veren kim? MEB Müdürü. Al sana militan. İçişleri Bakanlığı bir yazı yazıyor bütün valiliklere, hepiniz dava açın diyor. Dava açmazsanız namertsiniz. Hepiniz militansınız. Hepiniz yolsuzluğun, ahlaksızlığın militanısınız.”

MELİH BULU’YA MESAJ

“Aradan uzun zaman geçti. Bütün öğretim üyeleri de öğrenciler de senin atanmana karşı. Doğru ve geleneklere uygun bir atama değil. Bilim insanları bir makama oturunca bilim insanı olmaz. Makam sadece bir yönetim alanıdır. Orada oturur ve yönetirsiniz. Üniversiteler sıradan kuruluşlar değildir. Üniversiteler bilgi üretirler. Bugüne kadar bir yardımcı dahi bulmadım. ODTÜ’de Parlar bir dönem rektörlüğe atanır. Fakat itiraz gelir güven oyu isteyeceğim der. Çok az bir farkla kendi bölümünde güven oyu almaz. Benim bölümümde bile güven yoksa ben rektörlük yapamam dedi. Onu saygıyla anıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nin yeni atanan rektörü de bu tarihsel gelişmeden ders çıkarmalı. Kavgaya gerek yok. Görevi bıraktığınız zaman bilime olan saygınız artacaktır. Ve herkes sizi böyle artacaktır. “