Kayseri Develi'de taşeron maden işçileri iş bıraktı

Kayseri Develi’de taşeron olarak çalışan 500 maden işçisi, taleplerinin karşılanmaması üzerine iş bıraktı. İşçiler adına konuşan Durmuş Ali Yeşiltepe, “Altın madeni işçileri olarak hiçbir sosyal hakkımızı alamıyoruz. Biz taşeron firmanın işçileriyiz. Ana firma bütün sendikal haklarını alırken bizim hiçbir sendikal hakkımız yok. Gece gündüz fedakârca çalışıyoruz ama hakkımızı alamıyoruz. Aldığım parayı da sadece hayatta kalmak için harcıyorum” dedi.

Kayseri Develi'de taşeron maden işçileri iş bıraktı

Kayseri Develi’de taşeron olarak çalışan 500 maden işçisi, taleplerinin karşılanmaması üzerine iş bıraktı. İşçiler adına konuşan Durmuş Ali Yeşiltepe, “Altın madeni işçileri olarak hiçbir sosyal hakkımızı alamıyoruz. Biz taşeron firmanın işçileriyiz. Ana firma bütün sendikal haklarını alırken bizim hiçbir sendikal hakkımız yok. Gece gündüz fedakârca çalışıyoruz ama hakkımızı alamıyoruz. Aldığım parayı da sadece hayatta kalmak için harcıyorum” ifadelerini kullandı.

Anka’da yer alan habere göre, Kayseri Develi’de dört yıldır faaliyet gösteren Öksüt Madencilik’in taşeron firması olan Çiftay Madencilik işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine iş bıraktı. Ölümle burun burana ve düşük ücretle çalıştırılan işçiler, “insanca yaşam” istediklerini belirtti. CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, işçilerle görüşerek sorunlarını dinledi.

“GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ, HAKKIMIZI ALAMIYORUZ”

İşçiler adına konuşan Durmuş Ali Yeşiltepe, şunları söyledi:

“Bu maden yaklaşık dört senedir faaliyet gösteriyor. Altın madeni işçileri olarak hiçbir sosyal hakkımızı alamıyoruz. Biz taşeron firmanın işçileriyiz. Ana firma bütün sendikal haklarını alırken bizim hiçbir sendikal hakkımız yok. Bizim sadece maaşımız var. Hakkımız olan mesai ücretlerini yeterince alamıyoruz. Biz istiyoruz ki bu maden 10 yıl değil, 100 sene sürsün. Ama bu süreç içerisinde de işçiler ezilmesin istiyoruz. İşçiler hakkını alıp, insani bir şekilde yaşayabilsin. Burada çalışan bütün arkadaşlarımız sosyal hayatından kopuk bir şekilde yaşıyor. Gece gündüz fedakârca çalışıyoruz ama hakkımızı alamıyoruz.”

Yeşiltepe, “Hiçbir arkadaşımız, bir kasabın yanına gönül rahatlığı ile giremiyor. Beni hiç görmemişlerdir. Çünkü çalışıyorum, aldığım parayı da sadece hayatta kalmak için harcıyorum” ifadelerini kullandı.

Yeşiltepe, “Ölümle burun buruna çalışıyoruz. Allah bana bunu reva gören adamın başına da vermesin. Ola ki orada bir ölümlü kaza olur, maden işinin doğasında maalesef bu var, bunu engellemenin bir yolu varsa oturup konuşalım. 6 bin nüfuslu Develi, şu an geçim için iki tane madene bakıyor. Bizim istediğimiz lüks içinde yaşamak değil. Ben işçiyim, haddimi biliyorum. Bizim amacımız kapıyı çaldığımız, çocuğumuz kapıyı açtığı zaman elimiz boş gitmeyelim. Babalık görevimizi bu zamana kadar yapamadık. Develi halkı, madendeki işçilerin gelirlerinin çok yüksek olduğunu sanıyorlar. Madenler gelmeden Develi’de oturulabilen en kaliteli evin kirası 400 lira. Madenden sonra sıradan bir evin 750 lira, lüks bir evde bin 300’e kadar daire bulabiliyorsun. Bize dayattıkları bir şey var. Bu iş sizin evinizin yanı başında. Sabahleyin çıkıp akşam gidiyorsunuz diye bizi baskı altında tutuyorlar” diye işçilerin yaşadıklarını aktardı.

“İŞÇİNİN ONURUYLA OYNUYOR”

İşverenin yaptığı baskıları anlatan Yeşiltepe, “Genel müdürümüz sendikanın imkansıza yakın olduğunu söyledi. Sendikayla anlaşmamın önüne geçiyor benim taleplerimi de kabul etmiyor. Bir işçinin onuruyla oynuyor, ‘bu şartları veren varsa onun yanında çalışın, kapı açık’ diyor. Benim iki çocuğum var. Çocuklarımın geleceği hakkında herhangi bir fikre sahip değilim. Bu şartlar altında sadece hayatta kalabilirim. Yaşam şartları zorlaşmış, bizim belimizi büktü. Hiçbir talebimiz kabul edilmiyor. Bir buçuk yıl boyunca tuvaletimiz yoktu. 400 kişinin kullanabileceği bir tuvalet vardı, kışın suyu donan, 5 kilometre yol kat etmemiz gerekiyordu” dedi.

Bir işçi, “Bir yağ ile bir yumurta alıp eve gidemeyeceğiz” diye şikayet ederken, başka bir işçi de “Seçime geliyorlar, kimse bize ‘ne şartlarda çalışıyorsunuz, ne iş yapıyorsunuz, haklarınız veriliyor mu’ diye sormuyor” diye yakındı.

“İŞÇİMİZİN YANINDA DURMAK BOYNUMUZUN BORCU, BU İŞÇİYE YAPILAN BİR ZULÜMDÜR”

İşçileri dinleyerek, sorunun çözümü için gayret göstereceğini ifade eden CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, şu ifadelere yer verdi:

“Bir vatandaşımızın 92 lirayla geçindiğini düşünün. Yumurtanın, yağın fiyatı belli. Gıdaya, elektriğe doğalgaza gelen zamlar ortada. Ama işçilerimize 15 lira zam yapılmış. İşçimizin yanında durmak bizim boynumuzun borcu. ‘Kabul ediyorsan bu kabul etmiyorsanız gidin’ anlayışı olmaz. Bu insan onurunu zedeleyen bir şey. İşçilerin sendika hakkı olsa bunu yapamazlar. Sendika işçinin hakkıdır. Bu işçiye yapılan bir zulümdür. Develi insanı kendi ilçesinde dağında çıkan madende çalışıyor. Burada da kendi hakkını arıyor. İşveren de insanlarımıza ‘köle gibi çalışın’ diyor. Biz işçilerimizin yanınızdayız. Haklarını Meclis’te de dile getirip, savunacağız.”