Kafe ve bar emekçileri: Lebaleb kongrelerinizin faturasını biz ödemeyeceğiz

“Kongre kongre gezenlerin ekmeğimize yasaklar koymasını kabul etmiyoruz. İnsan onuruna yakışır düzeyde dahi destek sunmayanların 'evlerinize gidin' demesini kabul etmiyoruz. Tüm çalışanlar için güvence istiyoruz."

Kafe ve bar emekçileri: Lebaleb kongrelerinizin faturasını biz ödemeyeceğiz

Kafe ve bar çalışanları, Kadıköy Süreyya Operası önünde AKP’nin koronavirüs salgınına yönelik tedbirler kapsamında sokağa çıkma kısıtlamaların önümüzdeki cumartesi günü tekrar başlatmasıyla ve Ramazan ayı boyunca restoran ve kafe gibi işletmelerin hizmetlerini yeniden paket servisle sınırlandırmasına karşı eylem yaptı.

Süreyya Operası önünde, Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışması, Turizm İşçileri Dayanışması, Otel ve Turizm İşçileri Sendikası ve Kent Emekçileri Dayanışması, salgın kararlarına tepki göstermek amacıyla bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Lebaleb kongrelerinizin hesabını biz ödemeyeceğiz. Tüm çalışanlar için acil güvence” pankartı açıldı.

1 Mart’ta normalleşme döneminin başlangıcıyla tekrardan açılan ancak 1 ay geçmeden tekrardan kısıtlamaların getirildiği kafe-bar-restoran sektöründe çalışanlar ve işletmeciler tepkili. Bugün Kadıköy Bahariye Caddesi’nde bulunan Süreyya Operası Önü’nde eylem düzenleyen sektör çalışanları, “Lebaleb Kongrelerinizin Hesabını Biz Ödemeyeceğiz” pankartı açtı.

Sektör çalışanları, “Kongre kongre gezenlerin ekmeğimize yasaklar koymasını kabul etmiyoruz. İnsan onuruna yakışır düzeyde dahi destek sunmayanların “evlerinize gidin” demesini kabul etmiyoruz. Tüm çalışanlar için güvence istiyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.

“İş yerlerimizi kapatmayın. Ücretsiz izin ödeneğini, işten çıkarma yasağını yıl sonuna kadar uzatın” çağrısında bulunan sektör çalışanları, basın açıklamalarında ise şunları söyledi:

“Biz artık bu virüsün laboratuvarda üretildiğine inanıyoruz. Üretenler Ak Partili. Çünkü bu virüs lokantada, kafede bulaşıyor ama Ak parti kongrelerinde bulaşmıyor. Ak Parti Rize’de, Trabzon’da, Ordu’da koronavirüs vakalarının en yoğun görüldüğü haftada, sağlık açısından en tehlikeli günlerde kongre yaptı. Binlerce kişiyle kongre yapmak serbest, ama kongre salonunun yanında bir kahvede oturup çay içmek yasak.

Neden: Çünkü salgın var. Buna artık kim, niye inansın! Bir kuralı koyan o kurala uymazsa, halk neden uysun! Kongrelerle, kalabalık cenazelerle, açılış törenleriyle vakaları arttırıp sonra da ‘‘Vakalar yükseldi dükkanlarınızı kapatıyoruz” diyemezsiniz! İnsanlar bir lokantada oturup yemek yiyemiyor, bir kahvehanede bir bardak çay içemiyor ama Ak Parti binlerce kişiyle kongre yapabiliyor.

İki kişi sahilde yürüyemiyor, parkta oturamıyor ama Ak Parti binlerce insanla, hem de kapalı salonlarda kongre yapabiliyor. Böyle adaletsizlik olur mu, bu virüs nasıl bir virüs ki Ak Partililere bulaşmıyor ama Ak Partililer dışındaki herkese bulaşıyor.”

“İŞYERLERİNİ SADECE RAQMAZAN AYINDA KAPATMAK İDEOLOJİKTİR”

Basın açıklamasını okuyan Lizge Biter, teravih namazına gidecek kişilerin sokağa çıkma yasağından muaf olacağını anımsatarak, “Binlerce kişinin, 30 gün boyunca camide bir arada namaz kılmasıyla virüs bulaşmayacaksa, 20 kişinin oturup yemek yediği bir yerde neden virüs bulaşsın? Ayrıca sokağa çıkma yasağı teravih namazına gidenlere 22.30’a kadar namaza gitmeyenlere 21.00’e kadar mı uygulanacak? İnsanların dini inançlarına göre ayrı ayrı sokağa çıkma yasağı uygulanabilir mi? ‘Ramazan ayı boyunca lokantalar kapalı’ demek de oldukça sorunlu. Ramazan ayı Müslüman yurttaşların dini vecibelerini yetine getirdiği bir ay. Herkesin ibadet hakkı var. Ancak iş yaşamı, çalışma yaşamı bu hassasiyetlere göre düzenlenemez. Örneğin 30 Mart tarihindeki vaka sayısı 37 bin 303, eğer acil bir durum varsa, tedbiri anında alın. Ramazan ayını neden bekliyorsunuz? İşyerlerini sadece Ramazan ayında işyerlerini kapatmak ideolojik bir yaklaşımdır. Kabul edilemez” dedi.