Kadıköy'de 'Yeni Bir Cumhuriyet' Konferansı

Kadıköy'de düzenlenen "Karanlıktan Aydınlığa / Türkiye’nin Seçeneği Ne Olmalı?” başlığıyla düzenlenen konferansta, emekçi halkın gerçek temsiliyeti için ortak sol bir programın ortaya konulmasının altı çizildi.

Kadıköy'de 'Yeni Bir Cumhuriyet' Konferansı

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından düzenlenen “Karanlıktan Aydınlığa / Türkiye’nin Seçeneği Ne Olmalı?” başlıklı Yeni Bir Cumhuriyet Konferanslarının üçüncüsü Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde gerçekleşti.

Konuşmacı olarak TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer, Gazeteci-Yazar Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın yer aldığı panelde, 2023 seçimlerinde AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın adayına karşı gerçekten emekçi halkın çıkarlarını temsil edecek bir aday için sermayeye, gericiliğe ve emperyalizme karşı güçlü bir hattın oluşturulması gerekliliğinin altı çizildi.

“SİYASETİ KİŞİLER ÜZERİNDEN KONUŞUYORSANIZ…”

Panelde ilk sözü Barış Terkoğlu aldı. Konuşmasında Millet İttifakı’nın siyasi sınırlarına dikkat çeken Terkoğlu, sol bir hattın seçimlerde temsil edilmesi gerekliliğini vurguladı.

Terkoğlu’nun konuşmalarında öne çıkan kısımlar şu şekilde:

“Türkiye’de siyaset gerçekçi projeler üzerinden tartışılmaya başlandı. Bu gerçekçi projeler şunların üzerinden tartışılıyor: 2023 seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan karşısında kimi aday gösterecek muhalefet. Bıyıklı mı olsun bıyıksız mı, sosyal demokrat mı olsun muhafazakar mı üzerinden bir tartışma yürüyor. Eğer siyaseti kişiler ve kimlikler üzerinden konuşuyorsanız; siyaseti toplumdan saklıyorsunuz demektir.

Cumhuriyet iktidarlarının ortak bir özelliği vardır o da iktidarı gökyüzünden yeryüzüne indirmesidir. Bu nedenle cumhuriyet düzenleri iktidarlara çizgi koyan düzenlerdir. Bugün biz cumhuriyetin 100. yılında iktidarın tekrardan gökyüzüne çıktığı ve çizgilerinin kaybolduğu bir dönemdeyiz. Biz böyle bir dönemde siyaseti tartışıyoruz. Solun bir kimlik olmaktan çıkarıp üreten emekçi sınıfların adı olması gerekir.”

“BU O CUMHURİYET DEĞİL”

Terkoğlu’nun ardından sözü alan Barış Pehlivan, konuşmasına Mahir Çayan’ın cumhuriyetin değerlerini ortadan kaldırılmasına dair değerlendirmelerini paylaşarak başladı.

Fethullahçıların devlet kadrolarından atılması sonrası boşalan kadrolara diğer tarikatçıların nasıl yerleştirildiğini ve Türk adalet sisteminin nasıl çürütüldüğünü anlatan Pehlivan, şunları dile getirdi:

“Türk adalet sistemine hüsn-ü şehadet sistemi getirildi. Yetkili kişiler ben Fetullahçı değilim Nurcuyum, İskenderpaşacıyım gibi şeyler söylediler. Bu kişiler Fetullahçı olmadığını kanıtlamak için tarikat şeyhleri adliyelere getirdiler ve Fetullahçı olmadıklarına şahitlik ettiler. Eğer cumhuriyette hukuk önünde eşitlik varsa bu o cumhuriyet değil.

CHP’nin bugün Saadet Partisi’ye ortak noktada buluşabildiği bir yerde solun ortak cumhurbaşkanı adayı çıkarması gerekir. O yüzden bugün bu salondakilerin CHP’yi, Millet İttifakı’nı tüm Türkiye’yi sola çekmesi gerekir.”

“HEM TÜSİAD’LA GÖRÜŞÜP HEM HALKIN TALEPLERİNİ KARŞILAYAMAZSINIZ”

Konferansın son konuşmasını ise Kurtuluş Kılçer gerçekleştirdi.

Kurtuluş Kılçer’in yaptığı konuşmanın satırbaşları şu şekilde:

“1923 Cumhuriyeti saltanata, emperyalist tekellere karşı kuruldu. Bugün emperyalist tekellerin taşeronluğunu yapan bir rejim var. Bugün ile 1923 Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemle çok büyük tarihsel farklılıkları var.

Bugün Türkiye siyasetinde biz idare biçimi tartışıyoruz fakat sistemi tartışmıyoruz. Bugün bizim yapmamız gereken başka bir tartışmayı açmaktır. Ülkenin toplumsal ve yapısal sorunlarının çözümü için başkanlık rejiminin kaldırılması yetmez. AKP’nin parantez açıyoruz diyerek yıktığı Cumhuriyet yerine kurduğu rejim yolsuzluk, yağma, gladyo ve tarikat düzenidir.

Huzur İslam’da diyerek iktidara gelenler Türkiye’de ne huzur bıraktı ne bir şey bıraktı.

Bugün sermayeye, gericiliğe ve emperyalizme bir mesafe koymadan Türkiye’nin yapısal sorunları çözülemez. Milllet İttifakı konuyu güçlendirilmiş parlamenter rejime sıkıştırmış bulunmakta. Millet İttifakı’nın bu açıdan sınırları açıktır. AKP’nin koptuğu Saadet Partisi ile MHP’den kopan İyi Parti ile yapılacak bir ittifaktan sol program çıkmaz. Bugün ikinci bir Ekmelleddin vakasının olmayacağının garantisi yoktur.

‘İş’ diyorsanız ‘ekmek’ diyorsanız sermayeyi karşınıza almanız gerek. ‘Kadınlar için eşit yurttaşlık’ diyorsanız gericiliği karşınıza almanız gerekir. Yani bugün halkın taleplerini ortaya koymak istiyorsanız sol bir program ortaya koymamız gerekir. Yani halkın talepleri aslında solcudur. Hem TÜSİAD’la görüşeceksiniz hem emperyalistlerle uyum politikası güdeceksiniz böyle halkın taleplerini karşılayamazsınız.

Biz çok uzun süredir savunmada kaldık. Çünkü haklarımız saldırı altındayken biz hep ‘hayır’ dedik direnişte kaldık. Bugün bu dönem geride kaldığı düşünüyorum. İşte bu yüzden Yeni Bir Cumhuriyet Program’ önemlidir.”