İzmir'de BTS üyelerinin 'sürgün' eylemi devam ediyor

BTS üyesi TCDD çalışanları, sürgünleri protesto etmek için İzmir'de sendika binasında bir araya geldi.

İzmir'de BTS üyelerinin 'sürgün' eylemi devam ediyor

Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi emekçilerin TCDD Genel Müdürlüğü yönetimi tarafından kendi istekleri dışında görevlendirerek “sürgün” edilmesine karşı BTS eylemlerine devam ediyor.

TCDD yönetimi, 13’ü BTS üyesi 29 demiryolu emekçisini kendi istekleri dışında görevlendirerek “sürgün” etmişti.

İzmir’de hava şartları nedeniyle BTS üyelerinin eylemi şube binasında devam etti. Basın açıklamasında, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanı başta olmak üzere TCDD’yi derhal bu sürgünleri geri almaya; Özelleştirme sürecini sona erdirmeye, çalışanların, sendikamızın sesini kısmaya çalışmak yerine TCDD’nin sorunlarını çözmek, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önlemek için mesai harcamaya çağırıyoruz.” ifadeleri yer aldı.

BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol’un okuduğu basın metninin tamamı şöyle:

“Basına ve Kamuoyuna;

İleri demokrasinin her geçen gün başka bir ileri örneğini yaşadığımız ülkemizde kamunun çıkarlarını korumak üzere hareket eden örgütler ve yöneticileri yalnızca fikirlerini beyan ettikleri için dahi cezalandırılmışlardır.
AKP Hükümeti döneminde yanlış politikaların bedeli demiryollarında can ve mal kaybı olarak yansırken, çalışanlar da liyakat esası yok sayılarak siyasal yandaşlık gözetilerek atanan yöneticilerin elinde pek çok baskıya maruz kalmaktadır. AKP zihniyetinin ‘ileri demokrasisi’, kendinden olmayan sendikaların ve odaların içinde yer alan kamu emekçilerini tasfiye etmek üzerine kuruludur. Bu tasfiye politikasını hayata geçirmek için akıl dışı yöntemler kullanılarak kamu emekçilerine mobbing uygulanmaktadır.

Her seferinde hukukun ve yasal mevzuatın arkasından dolanılmakta, siyasal iktidar ve kurum yöneticileri yargı kararlarını hiçe saymaktadır. TCDD bütünüyle denetimsizliğe mahkûm edilmiştir. Böyle bir ortamda usulsüzlük ve şaibelerin üzerine gidilmesi bir yana bunu gören ve uyaran üyelerimiz üzerinde baskı uygulanmaktadır. Kontrol teşkilatlarında görev alan BTS İzmir Şubesi üyeleri yaşanan usulsüzlüklere izin vermediği için, bu usulsüzlüklerle ilgili girişimde bulundukları için yani usulsüzlüklere karşı seslerini çıkardıkları için kontrol teşkilatlarından çıkartılmaktadırlar. İhtiyaç olmasına rağmen arkadaşlarımız kontrol teşkilatlarından çıkartılıyor. Bizleri kontrol teşkilatlarından çıkartarak neyi gizlemeye çalışıyorsunuz.

Bunların altında yatan; emekçilerin sendikal ve demokratik mücadelesini hazmetmemektir. Ülkeyi taşeron cehennemine çevirerek katliam yapan zihniyet kamu emekçilerinin örgütlü mücadelesini de tasfiye etmek istemektedir.

Yaşanan acı olaylardan ders çıkarılmamakta, kamu yararı esasıyla çalışanlar cezalandırılmakta, ne yazık ki usulsüzlük ve çeşitli şaibeler aydınlatılmak bir yana sözü dahi edilemeden kapatılmaktadır. Usulsüzlüklere karşı verdiği mücadelede önce sürgünlere uğramış, ancak pes etmemiş olan yönetici ve kadrolarımızı sürgün etmiş olmalarının asıl nedenlerinden birisi bir kez daha ortaya çıkmıştır.”

“Kurumdaki sorunlar giderek artmakta, sorunların çözümü için uğraşmak yerine bu sorunların çözümü için çaba harcayan, bu sorunları dile getiren kişiler cezalandırılmaktadır. Burada cezalandırılan yalnızca kişiler değil, bugüne kadar aldıkları tavırla kamu çıkarlarını korumaya çalışan sendikamızdır. İktidar ve onun temsilcileri olan kurum yöneticileri doğrudan hak arama mücadelesi yürüten demokratik kitle örgütlerini hedef almaktadır. Sendikamıza yönelik yapılan bu sürgünler de faşizan bir yönetim anlayışının göstergesidir.

AKP hükümetinin her alanda yürüttüğü piyasacı zihniyet; kamu kurumlarına dönük olarak önce kadrolaşma ardından kanun hükmünde kararnamelerle yeniden yapılandırma adı altında yürütülen uygulamalarla somutlaşırken, ülkenin kaynakları rant amaçlı olarak dönüşüme ve el değişimine tabi tutulmaktadır. Sendikamızın ve diğer emek örgütlerinin bu rant paylaşımına karşı her türlü platformda gösterdikleri dik duruşundan rahatsız olunmaktadır. Sendikalar ve meslek örgütlerine yönelik olarak sistemli saldırılar gerçekleştirilmektedir. İşte bu sürgünler de sistemli saldırıların bir parçasıdır. Kurumlardaki haksız uygulamalara karşı seslerini çıkaranların gözlerini korkutmaya yönelik alınan sürgün kararlarını bir kez daha kınıyor ve protesto ediyoruz.

Değerli Basın Emekçileri; TCDD’nin parçalara bölünerek özelleştirilmek istenmesi, kamuya hizmet etmek yerine sermayeye kulluk edenlerin adımıdır. Bu adım, emekçi halkımıza ait olan en köklü kuruluşun yağmalanması adımıdır. Bu adım, ülkeyi sata sata bitiremeyenlerin, rantçılar ve vurguncular için attığı bir adımdır. Özelleştirme planında TCDD ‘yi birçok parçaya bölerek şirket şeklinde çalıştırmak, personeli 399 sayılı KHK hükmünden çıkartmak var. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere bunun amacı halkın parası kadar itibar görüp hizmet almasını sağlarken mevcut personelinde iş güvencelerinin ellerinden alınarak onların ve halkın çocuklarının bu şirketlerde hiçbir yasaya tabi olmaksızın köle gibi çalıştırılmasını sağlamaktır.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı başta olmak üzere TCDD’yi derhal bu sürgünleri geri almaya; Özelleştirme sürecini sona erdirmeye, çalışanların, sendikamızın sesini kısmaya çalışmak yerine TCDD’nin sorunlarını çözmek, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önlemek için mesai harcamaya çağırıyoruz. İzmir Şubemiz nezdinde yapılan saldırıyı tüm örgütümüze yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz. Bu tür saldırılar bugüne kadar BTS’yi ve KESK’i yürüttüğü mücadeleden geri döndürememiş ve döndüremeyecektir. Biz Kamu emekçileri üzerindeki bu haksız ve hukuksuz baskılara derhal son verilmelidir. Halka hizmet etmek için görev yapan kamu emekçilerini siyasi gerekçelerle sindirmeye çalışmak, emek düşmanlığı olduğu kadar, halk düşmanlığı anlamına da gelmektedir. Emekçilerin haklarına sahip çıkmak, üyelerimizin çıkarlarını korumak için tüm demokratik ve hukuki yolları sonuna kadar ısrarla kullanacağımızı bir kez daha belirtmek isteriz.”