İKD'den "Laiklik için çağrı"

İlerici Kadınlar Derneği'nden İstanbul Sözleşmesi'nin rafa kaldırılması sonrası gericilerden yükselene hilafet çağrılarına karşı "Laiklik için çağrımızdır" başlıklı bir deklarasyon yayınlandı. İKD, 3 Nisan Cumartesi günü saat: 16.00'da Kadıköy İskele Meydanı'nda buluşmaya çağırdı.

İKD'den

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından önce Medeni Kanun toplum tarafından tartıştırılmak istenmiş; ardından ise hilafet çağrıları gazete sütunlarında yer bulmuştu.

İlerici Kadınlar Derneği’nden konuya ilişkin “Laiklik için çağrımızdır” başlıklı bir deklarasyon yayınlandı.

İKD, 3 Nisan Cumartesi günü saat: 16.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda buluşmaya çağırdı.

“Gericiliğe boyun eğmiyoruz, Laiklikten vazgeçmiyoruz” diye başlayan çağrıda, “Kadınların kurtuluşu, sömürüye ve gericiliğe karşı mücadele ile mümkündür. Laiklik için mücadele, kadınların özgürlük mücadelesi demektir.” ifadelerine yer verildi.

Çağrının talepler kısmında atılması gereken somut adımlar sıralanırken; “Cemaat okulları, cemaat evleri, cemaat dershaneleri gibi bütün yasadışı ve gayri meşru “eğitim kurumları” devletleştirilmelidir.” ve “Din adamlarının siyasi ve toplumsal yaşamda idari görevlerine son verilmeli, din kurumunun devlet kurumlarındaki varlığı ortadan kaldırılmalıdır.” çağrısına destek verilmesi istendi.”

LAİKLİK İÇİN MÜCADELE, KADINLARIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR

İKD’den yapılan açıklama şöyle:

“GERİCİLİĞE BOYUN EĞMİYORUZ!

LAİKTİKTEN VAZGEÇMİYORUZ!

AKP’nin bir gece vakti kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmesinin ardından hilafet çağrıları ve laiklik karşıtı gerici propaganda hız kazandı. İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasının çekilmesi kararı ve ardından yaşanan gerici saldırı AKP’nin “Yeni Türkiye’sinin” karakterini açıkça ortaya koymaktadır. Yaratılmak istenen kadının toplumsal yaşamın dışına atıldığı, aileyle kuşatıldığı ve ikinci sınıf insan haline getirildiği, bir toplumsal dokudur.

Bugün kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın ve eşitsizliğin nedeni, sömürü ilişkileri ve onun ayrılmaz parçası gericiliktir. Laikliğin yıllar boyunca adım adım tasfiye edilmesi ise AKP’nin toplumsal yapıdaki gerici dönüşümü tamamlama çabasıdır.

Kadınların kurtuluşu, sömürüye ve gericiliğe karşı mücadele ile mümkündür. Laiklik için mücadele, kadınların özgürlük mücadelesi demektir.

Toplumu teslim almak için laikliği ortadan kaldırmak isteyenler, önce kadınları hedef almaktadır. Bu nedenle gericiliğe karşı laiklik mücadelesinin sahibi öncelikle kadınlardır.

Unutulmamalıdır ki, iş cinayetlerine fıtrat diyen zihniyetle, kadın erkek eşitliğinin fıtrata ters olduğunu söyleyen zihniyet aynıdır!

Sömürünün derinleştiği, gericiliğin kadınların yaşamını esir aldığı ülkemizde bütün kadınları ilericilikten, emekten, aydınlanmadan yana saf tutmaya, laiklik için mücadeleye çağırıyoruz.”

TARİKAT VE CEMAATLERİN EGEMENLİĞİNE SON!

https://twitter.com/ikd_sosyalmedya/status/1376401492068929539

“Laiklik için çağrımızdır:

–Devletin bütün kademelerine yerleşmiş, sosyal yaşamı adeta paralel hukuk ile tahakküm altına alan tarikat ve cemaatlerin egemenliğine son verilmeli, faaliyetleri yasaklanmalıdır.

Özel kurum ve vakıflara bağlı “yatılı din eğitimi” yasaklanmalı, bütün “yatılı Kuran kursları” kapatılmalıdır.

Hizmet ve yardımlaşma adı altında bütün özel kurum ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, dershaneler, sevgi evleri vb. devletleştirilmelidir. Yardım ve koruma hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır.

Cemaat okulları, cemaat evleri, cemaat dershaneleri gibi bütün yasadışı ve gayri meşru “eğitim kurumları” devletleştirilmelidir.

Cemaat ve tarikatların “sivil toplum kuruluşları” olarak adlandırılan uzantılarının belediyeler ve hükümetler aracılığıyla topluma ve özellikle kadınlara yönelik “projeleri” ile “sosyal yardımlar” adı altındaki müdahaleleri sonlandırılmalıdır.

–Bugün ülkemizde AKP’nin ideolojik işler başkanlığı haline dönüşen ve gericiliğin kalesi olan Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır. Din işleri ve devletin din hizmetleri yeniden yapılandırılmalıdır.

Anayasanın laiklik ilkesi ayaklar altına alınarak çıkarılan ve müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa iptal edilmelidir.

Medeni kanunun budanmasının bir diğer adımı olarak gündeme getirilen boşanma davalarında zorunlu arabuluculuk dayatmasına son verilmelidir.

Din adamlarının siyasi ve toplumsal yaşamda idari görevlerine son verilmeli, din kurumunun devlet kurumlarındaki varlığı ortadan kaldırılmalıdır.

-Laik ve bilimsel eğitim sistemi esasına göre yeni bir müfredat oluşturulmalıdır.

Karma eğitimi hedef haline getiren uygulamalara son verilmeli, kadın üniversiteleri projesi iptal edilmelidir.

Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, seçmeli ders adı altında din dersi dayatmasından derhal vazgeçilmelidir.”

AŞİRETLERLE, ŞEYHLERLE İMZALANAN PROTOKOLLER

“İmam Hatip okulları meslek okulu olmaktan çıkarılmış, gerici siyasete kadro yetiştiren kurumlar haline gelmiştir. Eğitim Birliği yasası uygulanmalıdır. Eğitimde yıllardır süren kargaşa ortadan kaldırılmalı, İmam Hatip Okulları kapatılmalıdır.

Medreseler ve sibyan mektepleri kapatılmalı, bütün eğitim kurumları laik ve bilimsel eğitim çerçevesinde eğitim birliğine dahil edilmelidir.

TÜGVA ve ENSAR Vakfı gibi gerici yapılarla Milli Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı bütün protokoller iptal edilmeli, bu yapıların eğitim sistemindeki varlığına son verilmelidir.

-Hükümet ve gerici belediyeler eliyle yürütülen toplumsal yaşamı haremlik selamlık esasına göre düzenleyen, kadınları toplumdan yalıtan uygulamalara son verilmelidir.

-Kadınların çalışma yaşamına ve toplumsal yaşama katılmasını zorlaştıran çocuk, hasta ve yaşlı bakımı kamusal bir hizmet olarak devlet tarafından kamu hizmetleri olarak bütün nüfus için sağlanmalı, ücretsiz kreş ve yaşlı bakım evleri açılmalıdır.

-Korunmaya muhtaç bütün çocuklar devlet korumasına alınmalıdır. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü yeniden yapılanmalı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yeniden kurulmalıdır. Bu kurumda çalışan bütün personel için yeni eğitim müfredatı ve kriterler oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.

-Her fırsatta kadını aşağılayan haber ve yorumlarla kadın katillerine davetiye çıkaran gerici medya kuruluşlarının yayınları durdurulmalı, bu tür yayın yapan kuruluşlara karşı yasal işlem başlatılmalıdır.

-Aşiretlerle ve şeyhlerle imzalanan resmi protokoller iptal edilmeli, bu yapıların toplumsal yaşama müdahalesine son verilmelidir.

Bir kez daha ilan ediyoruz: Gericiliğe boyun eğmiyoruz! Laiklikten vazgeçmiyoruz

İLERİCİ KADINLAR DERNEĞİ

29.03.2021”