Faik Öztrak'tan 'Boğaziçi' açıklaması: Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir. Bu erdemi ya Erdoğan gösterecek ya da atanan kayyum…" dedi.

Faik Öztrak'tan 'Boğaziçi' açıklaması: Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Erdoğan’ın ‘Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir diyecekler’ açıklamasına yanıt verdi. Öztrak, “Pandemi sürecindeki başarısızlıkları, vaka sayılarının saklanması nedeniyle vatandaşların gerekli önlemleri almaması nedeniyle istifaya davet etmiştik. “Bu memlekette her şeyin sorumlusu benim” dedikten sonra, yanlış giden her şeyin sonunda istifa etmesi gerekir ama nerde?” ifadelerini kullandı.

Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde yaptığı basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak’ın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“YANLIŞTAN DÖNMEK BİR ERDEMDİR”

“Sayelerinde ülkeye “açlık, kıtlık, kuyruklar” geldi. Erdoğan’ın şahsım rejimi, milletimizin sadece gelirini, aşını çalmadı, işini de çaldı. Son 2,5 yılda, işi, gücü olan 1 milyon 646 bin çalışanımız işini kaybetti. Gerçek işsizlerimizin sayısı 10,5 milyonu buldu. Ama Erdoğan’ın Şahsım Rejimi, bıraktık gençlerimize iyi eğitim ve iş imkanı sunmayı, iyi eğitim alan az sayıdaki gençlerimizi bile “terörist” ilan ediyor. Gençlerimizi düşmanlaştırıyor. Siz bunu hangi akılla, hangi hakla yapıyorsunuz Sayın Erdoğan? Times Yüksek Öğrenim Endeksi’nde, Boğaziçi Üniversitesi 2014’te, dünyanın en iyi 200 üniversitesi arasındaymış. Şahsım Erdoğan rejiminin düğmesine basıldıktan sonra, ilk 600’de bile değil. Bizde kaliteli yükseköğrenim kurumları zaten azdı, şimdi Erdoğan’ın şahsım rejiminde “az” olan da “yok” olmak üzere. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlileri, öğrenciler, çalışanlar işte bu kötü gidişe “yeter artık” diyorlar. Üniversitelerini, geleceklerini kurtarmaya uğraşıyorlar. Bu meşru taleplerini de barışçıl bir şekilde, demokratik haklarını kullanarak dile getiriyorlar. Öğrencilerin haklı taleplerini dinlemek yerine, türlü provokasyonlara girişerek, öğrencilerin meşru eylemlerini çalmaya çalışmak da neyin nesi oluyor? Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir. Bu erdemi ya Erdoğan gösterecek ya da atanan kayyum…”

‘İSTİFA’ YANITI

“Pandemi sürecindeki başarısızlıkları, vaka sayılarının saklanması nedeniyle vatandaşların gerekli önlemleri almaması nedeniyle istifaya davet etmiştik. “Bu memlekette her şeyin sorumlusu benim” dedikten sonra, yanlış giden her şeyin sonunda istifa etmesi gerekir ama nerde? Bu süreçte Cumhur ittifakının ortakları Boğaziçi konusunda giderek sıkıntılı bir noktaya gittiklerini yaptıklarının zulüm olduğunu bunu milletin artık kabul etmeyeceğini görüyorlar. Bahçeli dönüyor, ‘başı ezilecek yılanlar’ dediklerinin ebeveynlerine sesleniyor, Bugün de Erdoğan dün terörist dediği çocuklara yavrularımız diyebiliyor. Bu çocuklara eziyet etmekten vazgeçsinler. Bu çocuklar istikballeri için mücadele ediyorlar.”

“ESNAF DAYANAMIYOR”

“Sarayı uyarıyoruz. Esnaf artık dayanamıyor. Kapıya dayanan icra tebligatlarına, esnaflarımız canıyla karşılık veriyor. Esnaflar artık dayanamıyor. Esnaflarımız saraya, canıyla ihtarname çekiyor. Bu feryadı duyun. Bu çaresizliği görün. Ama Sarayın kulakları var; duymaz, gözleri var; görmez. Çünkü kalpleri mühürlü… Kalplerinin mühürlendiğini, Erdoğan’ın çıkardığı şu karar diyor. Bu kararla, esnafın kredi borçları güya altı ay erteleniyor. Faiziyle erteleniyor. Hem de yeni yüksek faizle erteleniyor. Yetmezmiş gibi kredi borçlarının taksit sayısı da değiştirilmedi. Ertelenen borç, sözleşmedeki vadenin üzerine yayılarak tahsil edilecek. Bu da yetmez… Borç erteleme işleminden doğan, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi bile esnaftan tahsil edilecek. Bari bunun vergisini alma. “Esnaftan ne koparırsak, o kâr” diyorlar. Bu esnaf size 40 yıl vergi ödedi, pek çoğu size oy verdi. Ama siz esnaflara 40 gün bakamadınız. “Millet kuru ekmek yiyorsa, aç değildir” diyen bunlar. “Kapanan dükkan yok” diyen bunlar. “Evime ekmek götüremiyorum” diyenin başına, “Al, keyif çayı iç” diye çay paketi çalanlar bunlar. Memlekette çöp konteynerlerinden, pazar döküntülerinden rızkını toplayanlar için “Rastgele çekilen fotoğraflar” diyen bunlar.”

“KAYINPEDER, DAMAT BİR OLDULAR MB KASININI BOŞALTTILAR”

“Bunların gözleri, kulakları, kalpleri mühürlenmiş. Milleti unutmuşlar, Milletin halini görmüyorlar. Sesini duymuyorlar. Erdoğan’ın şahsım rejiminde, saraydakilere ballı börek, millete askıda kuru ekmek. Erdoğan’ın “Şahsım Rejimi” ülkemizin kasasını boşalttı. Kayınpeder, Damat bir oldular, Merkez Bankası’ndaki 128 milyar doları buhar ettiler. Şimdi Merkez Bankası Başkanı bu giden dolarları yerine koymak için “Bu yıl uzunca bir süre faizler yüksek kalacak” diye açıklama yapıyor. Bu maliyete ne uğruna katlandık? Bir kuru inat uğruna. Bu dövizler kime gitti, kaçtan gitti hâlâ kimse bilmiyor. Bu işi yapanlar hakkında açılan bir soruşturma var mı? Ne gezer. Yeni atanan bakan ve başkan da üç maymunu oynuyor. Erdoğan’ın şahsım rejimi milletin cebini de boşalttı. 2008’de milli gelir 783 milyar dolardı. Bugün 702 milyar dolar. 2007’de kişi başına gelir 9 bin 735 dolardı. Bugün 8 bin 381 dolar. Millet 12-13 yıl önceki gelirini bile mumla arar hale geldi. Bu 128 milyar doların satılmasıyla Türkiye Londra’daki sıcak paracılara mahkum olmuştur. Onlar ne derse onu yapmak zorunda kalmıştır. Erdoğan içeriye başka bir mesaj vermekte, ama dışarıdaki sıcak paracıların talepleri karşısında “Tamam, dediğinizi yaparım” demektedir.