Elazığ'da da AKP'li belediye, 20 kişiyi Bremen'e göndermiş yalnızca 3'ü geri dönmüş...

"Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık." diyen AKP'li belediye başkanı, "Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar." ifadelerini kullandı.

Elazığ'da da AKP'li belediye, 20 kişiyi Bremen'e göndermiş yalnızca 3'ü geri dönmüş...

Malatya’da AKP’li Yeşilyurt Belediyesi’nin ‘Çevreye Duyarlı Bireyler Yetiştirmek Projesi’ için yurt dışına gönderdiği 45 kişiden 43’ü geri dönmemesiyle ilgili tartışmalar devam ederken benzer bir durumun Elazığ’da da yaşandığı ortaya çıktı.

AKP’li Akçakiraz Belediyesi’nin Bremen’e gönderdiği 20 kişiden sadece 3 kişinin ülkeye geri döndüğü öğrenildi. Belediye Başkanı yaptığı açıklamada ise partisinin her seferinde reddettiği, Türkiye’deki işsizlik gerçeği gözler önüne seren ifadeler kullanarak, “Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar.” dedi.

“DOSTUN HATRINA YAPTIK”

Yurt dışı gezisi diyerek Bremen’e gönderdiği 48 kişiden çoğu dönmeyen AKP’li Akçakiraz Belediyesi’nin başkanı Sabahattin Kaya, “Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık” dedi.

“BURADAN GİDERLER, İŞ GÜÇ SAHİBİ OLURLAR”

Bilinen 48 kişiden yarısında pürüz çıktığını, bu sebeple ’20 kişi civarı’nda insanın gidebildiğini belirten Kaya, “Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar. Bana makul geldi. Burada Türkiye Cumhuriyeti’ne yük olacak insanlar gidiyor” ifadelerini kullandı.

Belediye Başkanı Sabahattin Kaya’nın Sözcü yazarı İsmail Saymaz’ın sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

– Almanya’ya 48 kişiyi göndermişsiniz.

Bir dostun hatırına böyle bir şey yaptık. Yarısında pürüz çıktı. 20 kişi filan gitti.

– Gidenler döndü mü?

Üçü geri geldi.

– Projeyi kim getirdi?

Almanya’da yaşayan Elazığlı bir hemşehrimiz. Buralar dar bir alan, kapalı bir alan. 2-3 üniversitemiz, organize sanayimiz yok. Vatandaş işsiz güçsüz… Dedik buradan giderler, iş güç sahibi olurlar. Bana makul geldi. Burada Türkiye Cumhuriyeti’ne yük olacak insanlar gidiyor. Euro, altın ve dolar gönderiyor. Annesini babasını rahatlatıyor. Bir şeyin kârı zararından fazlaysa doğrudur, helaldir, hoştur. O mantıkla baktım.

– Gidenleri tanıyor musunuz?

Üçünü tanıyorum.

– Hepsi Akçakirazlı mı?

Elazığlı. İlçemizden iki kişi var.

– Yani siz çalışmaları için izin verdiniz.

Evet. Bu insanlar gidecek, gezecek, imkanı olursa çalışacak. Sonradan duyduk ki bu iş bir sektör ve meslek grubu haline gelmiş. Üç dört defa daha böyle teklif geldi. Gündemimize almadık.

– Dönmeyeceklerini biliyor muydunuz?

Bunlar bize dedi ki: “Gideceğiz, alanı göreceğiz, Güzel bir alan çalışmasından sonra gidebilirsek gideceğiz.” Yani gelecekler, anne babalarından izin alacaklar. Benim yardımcım ve meclis üyem de gitti. Onlar da belki gelmeyebilirdi.

– Nasıl gittiler?

Uçakla. Aynı otelde kalmışlar. Vahşi depolamayı ve çöp arıtma tesisini gezdirmişler.

– Bu dernek nerede?

Bilmiyorum.

– Ama protokol yapmışsınız.

Yaptık ama kimdir, nedir, necidir; çok içinde değilim.

– Elazığ’da mı?

Yok, Almanya’da.

– Hemşehrinizle sonradan konuşabildiniz mi?

Konuştum. “Otelden kaçtılar” dedi. Ben daha üzerine düşmedim.

– İki görevliniz anlamamış mı?

Anlamamışlar. Bizimkiler birkaç gün uzattılar. Eş dost akrabaları gezeceğiz demişler. Son iki üç gün onlardan ayrılmışlar.

– Sizi aradılar mı?

Yok. “Pasaportların hepsi geri gelecek” dediler, gelmedi.

– Listeyi kim yapmıştı?

Ben hiç karışmadım.

– Listeyi kim yaptı? Almanya’daki hemşehriniz mi?

Evet.

– Bu kişiye çok güvenmediniz mi?

Diyorum ya işte, öyle bir süreçti, bir anda böyle geldi, bir haftalık bir görüşmeydi, yoğunluktan geldi geçti.

– Belediye kasasına bir şey girdi mi?

Evet, bir araç aldılar.

– Ne aldılar?

Bir kamyon.

– Fiyatı ne kadar?

100 bin TL.

– Yeni mi?

İkinci el, canım.

– Siz aslında kamyon karşılığında izin verdiniz.

Bana da cazip geldi. Nasıl olsa benim personelim de gidecek. Fakat sektör haline gelmiş.