Ekrem İmamoğlu: Soruşturma dosyalarının bekletilmesine fırsat vermeyin

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kendi öz kaynaklarıyla aldığı 160 metrobüs için imzalar atıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, imza töreninde, metrobüs filosunun yenilenmesi, taksi sayılarının artırılması gerektiğini ancak bunların engellendiğini belirtti, Erdoğan'a seslendi.

Ekrem İmamoğlu: Soruşturma dosyalarının bekletilmesine fırsat vermeyin

İBB’nin bağlı kuruluşlarından İETT’nin metrobüs hattında görev yapan 670 aracın yaş ortalaması 10’a yükseldi. Yoğun şikâyetlere neden olan metrobüsleri yenilemek için 300 araç almak üzere 90 milyon euroluk dış krediye Cumhurbaşkanlığı’ndan aylardır onay çıkmayınca, İETT öz kaynakları ile otobüs almak için harekete geçti.

“METROBÜS FİLOSUNUN YENİLENMESİ İHMAL EDİLMİŞ”

Metrobüs hattında çalışacak 160 araç alımına ilişkin imza töreni Edirnekapı’daki İETT Garajı’nda düzenlendi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, törende yaptığı konuşmada, metrobüs filosunun yenilenmesinin zorunluluk olduğunun altını çizdi. “Ne yazık ki, 2009 ile 2019 yılları arasında, stratejik bir planlamayla çalışmalar yapılarak, ön görülen birtakım yenilemeler, yenilikler ya da atılması gereken adımlar, belediyemizde yoğunlukla ihmal edilmiştir” diyen İmamoğlu, “Bu çok üzücü bir tespittir. Hiçbir aklı başında yönetici bunu söylemek istemez. Ama söylemek zorundayız. Niye? Böyle. Ve bugün, ortalama 10 yaşına gelmiş ve kilometresi de ortalama kilometresi de 1 milyon 150 bine dayanmış, hatta bazı araçlarımızın 1 milyon 700 bin kilometreye dayanmış bir durumda filoyla metrobüs hattında hizmet veriyoruz. Teknik olarak, metrobüs hattında 1 milyon kilometreyi aşmış otobüslerin burada çalışmaması ve yenilenmesi gerekiyor. Bunu ben söylemiyorum. Teknik arkadaşlarımızın yorumu bu şekildedir” diye konuştu.

“KİM BU SİHİRLİ EL?”

Türkiye’nin ve dünyanın göz bebeği konumundaki İstanbul’da doğru adımları atmaya kararlılıkla devam edeceklerinin altını çizen İmamoğlu, İstanbul ulaşımında benzer bir sorunun da taksilerle ilgili yaşandığını vurguladı. Mevcut taksilerin yetmediğinin herkes tarafından bilindiğini belirten İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir tek UKOME’de Bakanlık adına konuşan kişinin yorumları dışında, bu taksi sayısının yetmediğini ve yeterli olmadığını, mutlaka taksinin ilave edilmesi gerektiğini bilmeyen kalmadı. Niçin UKOME’de taksi sayısının artırılmasıyla ilgili sunduğumuz projelere onay verilmez? Niçin? Hangi akıl bu? Bu ay yine UKOME’de konuşulacak ve tartışılacak. 16 milyon İstanbullunun her gün yüzlerce, binlerce şikâyetiyle gündeme gelen, insanlarımızın bazen 45 dakika, 1 saat taksi beklediği ortamların, bu kadar göz önünde olduğu bir ortamda bu niçin engellenmek istenir? Birinin aklı alıyorsa, açıklama yapsın. Kim engelliyor? Ben, orada bakanlığın bir sözcüsünün ifadelerinin şahsına ait olup olmadığını defalarca sordum. Öyle bir cevap alamadım. O zaman kimin adına konuşuyor? Kim bu sihirli el? Buradan sayın Valimize, UKOME’ye temsilci gönderen kurumların bütün yetkilisi olan bakanlıklara, Cumhurbaşkanlığı’na sesleniyorum: İstanbulluyu mağdur etmeyin. İstanbulluyu mağdur ederseniz, İstanbullu sizi tanımaz. Çok net. Tanımaz. Bunu unutmaz. Yapmayın. Boş işler bunlar. İnanın boş işler. 16 milyon İstanbulluyu mağdur etmek, siyaset falan değil.

“SORUŞTURMA DOSYALARININ BEKLETİLMESİNE FIRSAT VERMEYİN”

Hangi masaya davet edilirsek, o masaya koşa koşa gitmekle yükümlüyüz, sorumluyuz. Gereğini yaparız. Bu şehri seven; bu şehrin insanlarını, hayatını, yaşamını, sağlığını, konforunu düşürmek zorunda. ‘Ben bu şehri çok seviyorum, hattâ bu şehre aşığım’ diyen herkesin, sorumlulukla yerine getirmesi gereken davranış biçimi budur. Dolayısıyla biz, bu anlamda herkesten aynı anlayışı bekliyoruz” dedi. İmamoğlu: “Vay efendim, O yapıldı, bu yapıldı, yok efendim bakım şirketi, yok şu yok bu. Tüm bu sözlerin, muhalefet tarafından yapılan tüm bu ortaya atılan iddiaların tanımı iki kelime: Kuru gürültü. Bildiğiniz kuru gürültü. Bakın biz burada, Bursa’da yapılan Otokar ve Akia firmasının yaptığı otobüslerle ilgili imza atacağız. Ne olduğunu bilmediğimiz, 65 milyon euroluk, bugünkü parayla neredeyse 1 milyar liraya koşan bir çöplük için imza atmayacağız. Ya da nasıl alındığını dahi bilmediğimiz, içinde onlarca soru işareti olan ve hatta yıllardır soruşturmalarıyla ilgili net bir karar ve kanaat alınamayan bir işe imza atmayacağız. 16 milyon insanın gözünün önünde, şeffaf bir biçimde, açık ihaleyle yapılan bir süreçte -teşekkür ediyoruz her iki firmaya- yaklaşık maliyetin de altında fiyat vererek ve öz sermayemizle alımını yapacağımız bir işe imza atıyoruz. Dolayısıyla tarifi tek: Kuru gürültü. Kuru gürültü yapmayın; bu işleri örnek alın. Kuru gürültü yapmayın; geçmişte yapılan hatalara hesap sorulmasının önüne engel olmayın. Soruşturmalarımızı alıp, İçişleri Bakanlığı müfettişinin eline verip, aylardır orada beklemesine fırsat vermeyin. Kuru gürültü yapıp; bizim Meclis’ten oy birliğiyle onay verilen bir kararın bekletilmemesi için mücadele verin. Kuru gürültü yapmayın.”