Eğitim emekçilerinden 1 Mayıs’a çağrı: Mücadele edersek insanlığı kazanırız!

Sınıf Tavrı’na bağlı Eğitimde Sınıf Tavrı üyesi eğitim emekçileri yaklaşan 1 Mayısa bir çağrıda bulunarak bütün eğitim emekçilerini 1 Mayısta ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırdılar.

Eğitim emekçilerinden 1 Mayıs’a çağrı: Mücadele edersek insanlığı kazanırız!

Eğitimde Sınıf Tavrı (EST) üyesi eğitim emekçileri yaklaşan 1 Mayıs için bir çağrıda bulunarak bütün eğitim emekçilerini 1 Mayısa çağırdılar.

Eğitim emekçileri mesleki sorunlarını ve eğitim politikalarındaki yanlışların ancak örgütlü bir mücadele ile değişebileceğinin altı çizilirken, bütün eğitim emekçilerini hem 1 Mayısa hem de Sınıf Tavrı çatısı altında bir olmaya ve mücadele etmeye çağırdılar.

Eğitimde Sınıf Tavrı üyeleri 1 Mayısa dair görüşlerini şu şekilde ifade ettiler:

TÜM EĞİTİM EMEKÇİLERİNİ 1 MAYISA ÇAĞIRIYORUZ

Hayal Demir

Özel öğretimde görev yapan öğretmenlerin ancak bir kısmı resmi kurumlarca öğretmen unvanı ile değerlendirilir ve öğretmenin özlük haklarına sahiptir. Buradaki öğretmenlerin büyük bir kısmı ise ne işçi ne öğretmen unvanını alamamaktadır. Resmi kurumların göz yumduğu, özel kurumlarım ise sömürdüğü bu eğitim emekçilerinin bu ve bundan sonraki tüm 1 Mayıslarda sınıf bilincinin taşıması umuduyla, yaşasın 1 Mayıs!

AKP’NİN AKIL DIŞI UYGULAMALARINA KARŞI ÇIKMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR!

Öznur Karadolap

Bir yılı aşkın süredir sağlığımızı tehdit eden süreç içerisinde, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’mızı olağanüstü koşullarda kutlamaya hazırlanıyoruz. Pandemi sürecinde eğitimdeki fırsat eşitsizliklerinin gözle görünür hale gelmesi hat safhaya ulaşmışken maalesef Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yapılan “uzaktan eğitim %70 başarılıdır” açıklamasıyla halk çocuklarının yüzde otuzunun aleni bir şekilde gözden çıkarıldığı bir süreçteyiz.

18 milyon öğrencinin ve 1 milyondan fazla eğitim emekçisinin ‘uzaktan eğitim’e tabi kaldığı bu süreçte en iyimser tabloyla yaklaşık iki milyon öğrencinin eğitim dışı kaldığı bir gerçektir. Gerçekleşen eğitim-öğretim faaliyetlerinin içeriğindeki eksiklikler ise bugün okul gündemine dahil olan herkesin malumudur.

Aşı patentlerinin ve kapitalizmin kar hırsının insan hayatından çok daha mühim olduğu dayatmasıyla göz göze geldiğimiz bu süreçte akıl dışı uygulamaları reddetmek ve karşısına örgütlü gücümüzle çıkmak, biz eğitim emekçileri olarak hem vicdani bir mesele hem de boynumuzun borcudur.

Bu sorumluluğumuzun bilincinde olan tüm eğitim emekçilerini Eğitimde Sınıf Tavrı saflarında buluşmaya çağırıyoruz.

ZİYA SELÇUK, KENDİ SINIFININ ÇIKARLARI İÇİN EĞİTİM EMEKÇİLERİNİ MAĞDUR ETMEKTEDİR!

Tuğrul Seymen

1 Mayıs 2021’i maalesef yine alanlarda kutlayamıyoruz. Son 1 yılda eğitim emekçileri aşılama yapılmadan yüz yüze eğitime dönem dönem devam etti. Covid-19’dan dolayı yaşamını yitiren birçok öğretmen oldu. Ama Milli Eğitim Bakanı Ziya Seçuk, asıl yükün öğretmen maaşlarıyla ilgili olduğunu ifade ederek, “Maaşlardan dolayı yatırıma fırsat kalmıyor” dedi. Özel okul patronu olan Selçuk sınıfı olan burjuvazinin çıkarları adına bu sözleri söyleyerek eğitime bakış açısını ortaya koydu. Eğitim emekçileri baskılara, mobbinge, düşük ücretlere, gerici eğitime karşı örgütlenmelidirler. Sınıf sendikacılığının yadsındığı bir dönemde bu boşluğu Eğitimde Sınıf Tavrı dolduruyor. Tüm eğitim emekçileri EST’ye katılmaya, örgütlenmeye davet ediyorum. Aydınlık ve eşit bir toplumun yaratılması için eğitim emekçilerine büyük görev düşüyor.

MÜCADELE EDERSEK İNSANLIĞI KAZANIRIZ

Mehmet Çetin

1977 1 Mayısından sonra gösteri ve yürüyüşlere kapatılan Taksim Meydanı’nı 1 Mayıs 2009’da yeniden kazanmaya çalışmanın mücadelesini vermiştik. Gözümü o kadar karartmıştım ki ne olursa olsun sınırlı sayıda tutulan kişilerin arasında olmalıydım. Birçok polis kontrol noktasını geçtikten sonra Hrant Dink’in vurulduğu noktadan taksime giden polis koridoruna girmeyi başarmıştım. Belki de defalarca önünden geçmeme rağmen günün anlamı beni daha da heyecanlandırmıştı.

TRT radyosunu geçtikten sonra benim gibi alana girmeye çalışan yoldaşlarımız Hyatt otelinin bahçesinden yürüdüğümüz polis koridoruna doğra yüksek bir duvardan atlayarak aramıza katılmaya çalışmışlardı. Oraya doğru polisler koştuğunda, bizde polislere doğru koşarak birkaç jop darbesiyle onları da aramıza almayı başarmıştık.  Ve alana girmek üzereydik. Büyük bir sessizlik ve heyecan vardı herkeste. Alanın girişine geldiğimizde aramıza katılamayan yoldaşlar alana bakan bütün kafelerin katlarını doldurmuş camlarda flamalar ve pankartlar sallayarak sloganlar atmaya başlamışlardı. Onları görünce bizim de coşkumuz artmıştı.

Ve uzun bir aradan sonra kanlı 1 Mayısın gerçekleştiği alandaydık. Alana gelen arkadaşlar birbirlerine sarılıp ağlamaya başlamışlardı. Kazancı yokuşu ve Kemal Türkler’in vurulduğu noktadaydık. Çekilen bunca acıya rağmen 1 Mayıs sınıf ve sınırların kalktığı bir bayram yeri olmuştu artık. Bu anımı paylaşmamın sebebi de mücadele ruhunun diri kalmasını sağlamaktı. Mücadele ettik Taksim’i kazandık. Mücadale etmeye devam edersek insanlığı kazanırız. Bu inançla ve mücadele ruhu ile bir eğitim emekçisi olarak tüm emekçileri mücadeleye ve örgütlenmeye çağırıyorum.

İKTİDARIN 1 MAYIS YASAĞININ SEBEBİ BELLİDİR

Çiğdem Öztürk

Hükümetin pandemi sürecinde uyguladığı yasakların 1 Mayıs’ı da kapsayıcı olması emekçi halkımız açısından bir tesadüf değil, burjuva iradesinin bir göstergesidir. Kendi kongrelerini hıncahınç salonlarda, pandemi kurallarını ezerek gerçekleştiren AKP iktidarı, mevzu konu işçi bayramı olunca afiş asımını, bildiri dağıtımını bile yasaklamıştır. AKP işçilerini birliğinden ve örgütlülüğünden korkmaktadır. Sağlık Bakanı toplu cenaze törenlerinden çıkmazken, emekçi halkımız sokakta sosyal mesafe kuralına uyulmaması gerekçesiyle binlerce lira para cezasına çarptırılmaktadır. Eğitim emekçilerinin ‘yatarak para kazanan’ konumuna düşürülmesi, öğrencilerin eğitim-öğretim sürecinin giderek olumsuzluğa itildiği bu süreçte hükümet hala öğretmenlere vereceği ek dersi hesaplamaktadır. Eğitim emekçilerinin saygınlığını yitirdiği, insanların hayatının yok sayıldığı bu düzene dur demek için;

Tüm eğitim emekçilerini örgütlü sınıf mücadelesi vermeye çağırıyoruz!

Yaşasın işçilerin Birliği!

Yaşasın 1 Mayıs!