DSP "Ulusalcı" AKP ile ittifakın önünü açtı: AKP ile aynı çizgideyiz

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal "AK Parti 2015'ten beri ulusalcı oldu. Biz de bu çizginin destekçisiyiz" açıklamasında bulundu.

DSP

Son dönemlerde AKP ile yakın teması bulunan ve genel başkanının AKP’ye methiyeler dizdiği DSP’den AKP ile ilgili bir açıklama daha geldi. Genel Başkan Önder Aksakal “AK Parti 2015’ten beri ulusalcı oldu. Biz de bu çizginin destekçisiyiz” ifadelerini kullandı.

Polemikhaber yayınında Kadir Kaplan’ın sorularını yanıtlayan Önder Aksakal, “Demokratik Sol Parti olarak da ittifaklar sistemi dışında kalabilme ihtimalimizin olmadığını söyleyebilirim” diyerek AKP ile ittifaka yeşil ışık yaktı.

DSP’NİN İTTİFAKLAR DIŞINDA KALMA İHTİMALİ YOK

Karşılığı da herhangi bir partiyle ittifak içerisine girmek olacaktır. Dolayısıyla Demokratik Sol Parti olarak da bu sistemin dışında kalabilme ihtimalimizin olmadığını söyleyebilirim. Ancak seçim tarihi konusunda seçimlerin, normal zamanında yapılabileceği konusunda bir görüş ayrılığı da varsa daha seçimlere çok zaman var. Tabii bunu öncelikle ittifaklar anlamında hakim partilerin yönlendirmesi olarak görmek çok doğru olmayacaktır.

ERDOĞAN’A HAZIRLADIĞIMIZ KİTABI VERDİK

Gerek Cumhur İttifakı açısından gerek Millet İttifakı açısından ama bunun dışındaki mekanizmalar başta yaygın medya olmak üzere herhangi bir görüşmeyi bu konularla ilişkilendirip yeni gündemler yaratma arayışı içerisinde olduğunu söyleyebilirim. Kaldı ki, Aralık’ta sayın Cumhurbaşkanı’yla yaptığımız görüşme sayın Cumhurbaşkanına münhasır bir görüşme değildi. Ekonomide ve hukukta reform konuları gündeme getirildiğinde… Evet, Demokratik Sol Parti olarak biz kendi hazırlıklarımızı bir kitap haline getirdik ve bunu cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Adalet Bakanı ve parlamentoda temsil edilen diğer partiler olmak üzere eş zamanlı randevu oluşturarak hepsine iletme girişiminde bulunduk.

KİMSE DSP’YE İTTİFAK TEKLİFİNDE BULUNMADI

‘Bu konulardaki önerilerinizde neler diyorsunuz?’ sorusunu sormak yerine ‘ittifak konuştunuz mu?’ gibi bir yaklaşım sergilediler. Bunu daha önceki basın açıklamalarımızda ya da basının bize bu konudaki sorularının karşılığında söylediğimiz gibi ne sayın Cumhurbaşkanı’ndan bize bu yönde bir teklif ya da değerlendirme ne de bizden Sayın Cumhurbaşkanı’na yönelik böyle bir değerlendirme oluşmadı. Bu Sayın Kılıçdaroğlu ile yapmış olduğumuz görüşmede de oluşmadı sayın Akşener’le yaptığımız görüşmede de oluşmalı. Zira ittifaklar da bildiğiniz gibi hakim partilerin iradesi öncelikli olarak ön plana çıkmak durumunda. Geçtiğimiz seçimlerde 2018 seçimlerinde de bunu yaşamıştık. Ne Cumhur İttifakı öncüsü olan AK Parti tarafından, ne de Millet İttifakı öncüsü olan, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Demokratik Sol Parti’ye bir ittifak içerisinde yer alma önerisi de gelmemiştir.

AKP 2015’TEN BERİ ULUSALCI OLDU BİZ DE BU ÇİZGİNİN DESTEKÇİSİYİZ

Geçmiş dönemlerde Kıbrıs konusunda biliyorsunuz özellikle Rum politikalarına daha yakın bir çizgide olan AK Parti iktidarı, özellikle 2015’ten sonraki dönemde biraz daha farklı daha milliyetçi daha ulusalcı kararların altına imza atar oldu. Ve bu gerek Güneydoğu’daki terörle mücadele konularında, gerek Doğu Akdeniz’de gerek Kıbrıs politikalarında Ege politikası hatta Avrupa Birliği politikalarında bugün izlenen uygulamaların, bugün izlenen çizginin biz her zaman destekçisi olduk ve olmaya devam edeceğiz. Çünkü Türkiye’nin hak ve menfaatleri ön plana çıkaran ve ön planda tutan bir politika izleniyor. Tabii bunu ikiye ayırmak gerekiyor.

DIŞ POLİTİKADA DESTEKLİYORUZ

*İktidarların ekonomi politikaları sosyal politikaları ve dış politikaları noktasında eğer bir değerlendirme yapacaksak dış politika konusunda bugün izlenen rotanın doğru bir rota olduğunu düşünüyorum. Akdeniz’de Türkiye’nin hak ve menfaatlerini korumak ve bunları bir adım daha öteye taşıma noktasında alınan kararlara Demokratik Sol Parti olarak her zaman destek verdik. Özellikle ta Kuzey Irak’tan başlayan ve Akdeniz’e kadar uzanan bölgede küresel emperyalizmin kendince yaratmaya çalıştığı yeni devlet yapılanmasına karşı duruşta olumlu politikalar uygulandı. Doğru kararlar alındı ve Türkiye bugün bu kararları ayakta tutmak zorundadır.

Sadece iktidar açısından değil parlamentodaki ya da parlamento dışındaki tüm siyasi mekanizmaların iktidarın yanında bir görüntü vererek dış dünyaya karşı Türkiye’nin gücünü hissettirmesi lazım. Biz bu konuda hassasiyetimizi koruyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta biliyorsunuz geçtiğimiz eylül ayında bir seçim oldu. Sayın Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Kuzey Kıbrıs’ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve Türkiye’nin artık bundan sonraki Kıbrıs politikasında iki ayrı devlet şeklinde bir yapının hayata geçirilmesi kavramı netleşmiştir.